Sabah okula giderken dün Mertin beni korumus olmasının mutluluğunu yaşıyordum.Allahım ne kadar da güzel bir histi o ya.
Okula girdiğim de kızlar yüzümdeki aptal sırıtışa oldukça şaşırmıştılartı.
"Dün olanlar seni pek akıllandırmamış herhalde." dedi Çiğdem.
"Of saçmalamayın ya.Hadi sınıfa girelim." dedim ve onlarıda yanımda sürükledim.
İlk ders matematikti.Kendilerini çok severim bu arada.Değişik biri olduğumu kabul ediyorum.
Üçgenlerle geçen bir dersten sonra teneffüste kantine indik.Bir masaya oturduk . Çok geçmeden Mert ve tayfasıda geldi.
Biz bunlarla ne ara bu kadar iyi kanki olmuştuk.Çağatay yanıma oturdu.
" Ne bu mutluluk."
" Herkes takmış yüzümdeki gülümsemeye ya.Hem dün olanlar hep senin yüzündendi aptal."deyip Çağataya vurmaya başladım.
" Tamam ya özür dilerim. Ama biz olmasak işin kötüydü valla." dedi.
" Haha ben kendi başımın çaresine bakardım bir kere.Neyse Kutay, Çağatay ve Burak çok teşekkür ederim. "dedim.
" Mert nolcak. " dedi Burak.
Omuz silkmekle yetindim.
"İnsanlar değer bilmezler." dedi Mert ve masadan kalkıp gitti.
" O olmasa seni kurtaramazdık." dedi Kutay.
Kızlarda buna kafalarını sallayarak kabul ettiler.
" İyi be." dedim ve Merte yetişmeye çalıştım.
Nereye gidiyordu bu böyle.Arkasından bağırıyordum ama ya duymuyordu yada s*klemiyordu.
En sonunda sapık Mert diye bağırdım.Koşarak yanıma geldi ve ağzımı kapayarak kendisiyle birlikte beni duvar girintisine soktu.
" Farkındaysan benim bu okulda bir havam var." dedi.
Eli ağzımı kapattığı için birşey diyemiyordum.Bırakması için avcunu yaladım.Öğürerek elini omzuma sürttü.
" Neyse özür dilerim sana teşekkür etmediğim için ve teşekkür ederim dün beni kurtardığın için. "
" Nasıl oldu da değerimizi anlayabildin." dedi ve yüzüme doğru yaklaştı.
Zaten daracık yerdi.Kalp atışlarımı duyacak diye biran çok korktum ama kendime gelip onu ittim.
" Kendini pek fazla bişey sanma bence. " diyerek ordan uzaklaştım.
Neden heyecanlandıysam.
-Biskolata mankenleri gibi erkek tabi heyecanlanacaksın
Bir kerede sus ya iç ses.
Tuvalete gidip yüzümü yıkadım.Soğuk su iyi gelmişti. Sınıfa çıktım ve kafamı sıraya koyduğum gibi gözlerimi kapattım.
Konuşurken dudaklarının hareket edişi ve bana doğru yaklaştığı an gözümün önünden gitmiyordu.
Yine imkansız birine göz koymuştum.Salağın tekiydim ve aptal Eren yüzünden biriyle ilişki yaşamaya korkuyordum.
Hocanın girmesiyle kafamı sıradan kaldırdım. Sinemgil ne zaman gelmişlerdi hiç farketmedim.
Okul bitesiye kadar ruh gibiydim.Sınıftan dışarı da çıkmıyordu.Okul biter bitmez eve gittim.
Evde bir saat uyumuştumki annem kaldırdı.Saat daha 18.30'du.
" Kalk kızım Fatma teyzengile gidiyoruz mangal yakıcaz ."dedi annem.
En azından beni uyandırmasına değmişti.Eylülde havanın iyi olmasına dayanarak lacivert kapri pantolon, kırmızı t-shirt, kırmızı lacivert vanslarımı giydim.
Makyaj yapmayı sevmediğim için yüzümü normal bıraktım.Saçlarımıda saldım.Beyaz askılı çantamın içine işime yarayacak eşyaları katıp aşağı indim.
Babam gelince gidecektik.
" Düzgün giyinmişsin bari.Oraya Elif teyzen ve Turgut amcanda gelicek birde oğulları var.
" Onlar kim ya."
"Babanın çok eski arkadaşları."
Hımm demekle yetindim.Babam geldiğinde yola çıktık. Fatma teyzegilin ev çok güzeldi. Etraftaki evlerin hepsi çok güzeldi.
Biz arabayı park eder etmez arkamızdan bir araba daha geldi.Araba süper ötesi birşeydi. Bizimki ise 'transit connect'ti'.
Ayaktayken Elif teyze ve Turgut amcayla tanıştım ve selamlaştım.Fatma teyze ve Mustafa amca geldi yanımıza.
Onlarlada selamlaştıktan sonra evin arka tarafında olan oturmak için yapılan yere gittik.
Fatma teyze herşeyi hazırlamıştı.Babamgil etleri ve köfteleri pişirdi.Patlıcan ve biber közlemesi olmadanda olmazdı.
Benim aklımdaki soruyu Fatma teyze sordu.
"Senin oğlan nerde Elif?"
" Birazdan gelir.Yemeğe yetişirmi bilmiyorum."
Annemgil dedikodu yaparken babamgilde arabalar hakkında konuşup yemek yerken ben onlari izliyordum.
Şu oğlan keşke gelseydi. Hem benim yaşımdaymış.
Sofrayı topladıktan sonra çay içme zamanıydı.
" Kızım babandan arabanın anahtarını alda ceketimi getiriver." dedi annem.
Ama orası çok uzak ve şuan çok karanlıktı.Oflaya puflaya arabaya doğru gittim.
Köpek havlaması duyunca arkamı döndüm. Karanlık olduğundan zor gözüküyordu ama o köpek bana doğru geliyordu.
Lanet olsun köpek bana çok yaklaşmıştı.
" Baldızını feysten dürttüğümün köpeği! Lanet olsun beni kovalama!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Otobüs Aşkı
Teen Fictionİnsan tanımadığı birine aşık olabilir mi? Hemde delicesine.Peki ailevi sorunlarıyla başa çıkabilir mi? Sorunlu bir abi ve baskıcı bir anne baba. Çağla aşkına kavuşabilecek mi yoksa uzaktan mı izlemek zorunda kalıcak?Şartlar onları birbirine yaklaştı...