Köpeğe hem laf atıp hem kaçarken bir yere çarptım.Bu insandı.Beni bu tiksinç köpekten kurtarabilirdi.
" Lütfen bu köpeği bende uzaklaştır valla her istediğini yaparım."
" İstediğim herşeyi ama." dedi.
Bu ses oldukça tanıdıktı.Karanlıktanda kim olduğunu göremiyordum. Sadece uzun boylu olduğu belli oluyordu.
"Kabul herşeyi. Ya lütfen ayağının dibine geliyor kovala şu köpeği. " dedim ve arka tarafına geçip sırtına tutundum.
Köpek çocuğun ayakkabısını koklamaya başladı.Gönderse artık şunu iğreniyoruz burda.
Korkuyla sarıldım.Kollarımı göbeğinde birleştirdim pardon baklavalarının üstünde.Ne kadarda belirginlerdi.
Şuan ki konumuzun tanımadığım çocuğun kasları olmadığını farkına vararak köpeğe hoşt demeye başladım.
" Köpek çoktan gitti artık kollarını çözebilirsin yoksa midem ağzımdan çıkacak." dedi.
Kollarımı hızlıca çektim.
" Bu arada ben Çağla beni kurtardığın için teşekkür ederim. " dedim
" Sen kurtarılmaya pek alıştın küçük hanım." dedi.
Olamaz bu Mertti.Faka basmışmıydım KESİNLİKLE.Kim bilir bana neler yaptırırdı.
"Kötü şeyler yaptırmazsın değilmi? " dedim en masumundan ses tonumu kullanarak.
" Bu numaralar sende yaramıyor ne yazıkki."
İçimden küfrederek oradan uzaklaşmaya başladım.Arkamdan bağırmaya başladı.
" Nereye köleciğim sahibin seni çağırıyor." diyordu.
Onu takmadım.Sahi ben ceket alıcaktım arabadan.Ceketide alıp hızlıca annemgilin yanına gittim.Mertte arkamdan geliyordu.
"Nerden kaldın kızım dondum ." dedi annem.
"Köpek kovaladı da."dedim ve ceketi verdim.
O sırada Mert herkesle selamlaştı.Annesi Merti tanıttı.İki dakikada ortamın gözdesi olmuştu.
Herkes çayını içerken Mert ve ben telefonlarımızla uğraşıyorduk.Telefondan kitap okuyorken mesaj geldi.
Tanımadığım numaradandı.Mesajda ise 'bana su getir kölecik'yazıyordu.Bu çocuk numaramı nerden bulmuştu.
&Numaramı nerden buldun yazıp yolladım.
&Kim olduğumu unutuyorsun galiba diye mesaj geldi.Cevap netti.O gözde Mert Özalpti.
Su dağıtma bahanesine Mert beye suyunu verdim.Çok geçmeden tekrar mesaj geldi.
&Canım sıkılmış portakal suyu istedi. Bunu bana çok görmezsin herhalde sonuçta seni kurtardım yazıyordu.
Sinirle gözlerimi diktim.Omuz silkmekle yetindi.
" Fatma teyze acaba portakal varmı? Portakal suyu içmek istedim de." dedim.
İyi kıvırıyordum ha.Brova bana be.
" Tabi kızım portakallar buzdolabında sıkacakta üçünce çekmecede."
Başka nerde olacaktı portakallar.Tabi insanlar ben kadar kaba biri değildi unutmuşum.
" Sende içmek ister misin? "diye sordum Merte en kibarından.
" Tabi neden olmasın." dedi.
Sen saklamaya çalış sanki ben görmüyorum güldüğünü.Kaslarını çalıştıracağına azcık beynini çalıştırsaymışın belki birşeye yarardın diyede içimden geçirdim.
Mutfağa gittim.Portakalları çıkardım ama sıkacak hangi çekmecedeydi unuttum.Çekmeceleri karıştırırken Mertin sesiyle irkildim.
" Üçüncü çekmecede." dedi.
Üçüncü çekmeceyi açtım ve sıkacağı çıkardım. El çabukluğuyla portakalları kesip sıktım.Bardağa koyup Mert beyimize verdim.
" Senden iyi köle olur." dedi ve gülerek gitti.
Kendi portakal suyumuda alıp bende içeri gittim.
Portakal suyumu bitirmiştimki herkes ayaklandı. Daha fazla kölelik yapmadan eve gidebilecektim.
Elif teyzegil arabaya binip gitmişlerdi.Bizde geri geri çıkıyorduk.Telefonumdan oyuna dalıp gitmiştimki mesaj geldi.
Merttendi.Herhalde daha fazla kölelik yapmamı istemeyecekti.Düşünceli çocuk ya.
Mesajı açtım.
&Yarın sabah okulda sucuklu tostum hazır olsun yazıyordu.
Ben düşünceli çocuk mu demiştim.Değiştiriyoruz o tam bir kütük.Terstende okusan düzdende okusan kütük her türlü kütüktür.
Neden ben her istediğini yapacağımı söylediysem.
Ağzım yırtılsaydı da öyle bir şey demeseydim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Otobüs Aşkı
Teen Fictionİnsan tanımadığı birine aşık olabilir mi? Hemde delicesine.Peki ailevi sorunlarıyla başa çıkabilir mi? Sorunlu bir abi ve baskıcı bir anne baba. Çağla aşkına kavuşabilecek mi yoksa uzaktan mı izlemek zorunda kalıcak?Şartlar onları birbirine yaklaştı...