Oğuz'un elini tutarak barın kapısının önüne geldik. Kapıda iki tane bizden haylice uzun ve bi o kadarda kiloları ve saçları kel olan izbandut gibi adamlar tıpkı ikiz gibilerdi. Oğuz hemen adamlara
"Bizim rezarvasyonumuz vardı. Doğan Holding yapmıştı."
Ne yani babasına mi aldirttmisti rezarvasyonu. Umarım babası beni yanlış anlamaz.
"Buyrun Oğuz Bey" deyip içeriyi gösterdi koca adamlardan biri.
Içeriye girdiğimizde fazla sigara dumanı vardı. Tamam şikayet etmeyeceğim çünkü ben istedim barı. Umarım her şey güzel olur. En azından 12 saattir basbasayiz.
"Ee Nil hanım bar dediniz geldik." deyip beni iki basamak yukarı çıkıp yarım ay şeklindeki koyu mor koltuğa oturduk.
"Sikayetciysen gidelim Oğuz bey. Ben halimden gayet memnunum."
"Tamam tamam bisi demedik" deyip garsona doğru el işareti yapti.
Garson gelene kadar ikimizde birbirimizle konuşmadık, etrafı izliyorduk.
"Hoşgeldiniz efendim, Ne arzu edersiniz?" dedi Oğuz'a bakarak.
"Ee ben bir buzlu bira alayım. Nil'e de alkolsüz kokteyl olsun."
"Yaa hayır bende bira içmek istiyorum. Oğuz lütfen. Hadi izin ver." dedim ısrarcı bir şekilde.
Neden içmek istediğime bir türlü anlam veremiyordum. Belki de Oğuz yanimda oldugu için kendimi güvende hissettigimden de olabilir.
"Nil hayır icmeyeceksin. Ilk defa iceceksin. Bira içerek bile sarhoş olursun. Sonra annene ne cevap veririm. Bana kizabilir karamelo" dedi gülerek.
Garson cocuk hala bizim sipariş vermemizi bekliyordu. Ama Oğuz iddialasmasa çarçabuk kolay verebiliriz.
"Ya yarın tatil zaten. Nolacak? Annemin haberi olmazsa hiç bisi olmaz."
"Off Nil. Tamam iç. Ama mesuliyet kabul etmem. Tamam mı?"
Evet anlamında başımı salladiktan Oğuz iki buzlu bira sipariş etti.
Ya bana neden her şeye izin vermiyor? Ece olsa keşler gibi icer ona bir gıdım bisi demez. Hatta Ece burda olsa ona o içerken öyle bir hayranlıkla bakar ki... Neyse moralimi bozmak istemiyorum. O gözleri bana kardeş gibi değil de bi sevgili belki de hayatının aşkı olarak baksa nolur.
Biralar gelmişti. Oğuz bana hala kızgın kızgın bakıyordu. Napayim ilk defa değişik bisiler yapmak istiyordum. Hemen sessizliği bozdum. Tabi bu müzik de ne kadar sessizlik olunuyorsa...
"Oğuz..."
"Noldu Nil?"
"Kızdın yine, ya neden bana güvenmiyorsun Oğuz."
"Içmeni istemedim çünkü korkuyorum miden bulanır, annen kızar, sen ve ben bir daha dışarı çıkamayız. Anladın mı?"
"Ya off ben icicem tamam mı?"
"Al buyur iç. İşte. Önünde duruyor. Afiyet olsun." dedi sinirli tavırla.
İşte ilk içkimi içtim. Tadı biraz kötüydü. Yüzüm burusmamasi için elimden geleni yaptım. Ama engelleyemiyordum. Oğuz bana doğru baktığında suratımı eski haline getirmeye çalıştım. Ama sonu hüsranla sonuçlandı. Oğuz hemen
"Noldu beğendin mi? Bayağı güzel dimi ilk içmene gore tadı filan."
"Hmm gayet güzel. Sende iç isters..." demeye kalmadan bütün ictiklerim ağzıma geldi birden. "Şey Oğuz ben bi lavobaya gideyim sen bekle" dedim zorlanarak.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Küçük Aşk Masalı
RomantikGerçek aşk nedir? Ona zarar vermemek için ondan uzak ne kadar durabilirsiniz? Uzaktan sevmek aşkların en güzeli demek bu olabilir mi?