Bir Küçük Aşk Masalı

Bölüm 18

Arkadaşlar merhaba. Biliyorum biraz bölümlerim geç geliyor olabilir. Bunun için üzgünüm. Okul vebantremanlarım yeterince beni yoruyor. Amabbölüm yazmak beni eğlendiriyor.

Arkadaşlar sizden ricam görüş, önerilerinizi bana yorum olarak yazarsanız çok daha değineceğim. İyi okumalar...

Arkadaşlar multimedya da Oğuz var.

Akşam yemeğini hazırladı Eda. Yardım etmeme izin bile vermeden. Bana ne kadar kızgın olsa da kıyamadığını anlıyordum. Berk ise sürekli sevdiğim müzikleri açıp beni eğlendirmeye çalışıyor. Oğuz ise Berk'in açtığı müziklere eslik ediyordu benimle. Beni zorla kaldırıp dans etmemi sağlıyordu. Onu üzmemek için, hevesini kırmamak için bende onun yaptırmak istediklerini zorlamadan yapıyorum. Yalancı mutluluk gülüşleri saçıyorum etrafa. Benim yüzümden kimsenin tatilini mahvetmek istemiyorum. Bunu yapamam. Buna hakkım yok!

"Hadi yemek hazır." diyor Eda "Acıkmadınız mı hala?" dedi sevecen ses tonuyla.

Oğuz dans etmeyi bıraktırıp elimden tuttu ve masaya doğru çekiştirmeye başladı. Masanın her tarafını görecek yerin sağında ki sandalyeyi centilmen bir hareketle çekip benim oturmamı bekledi ve kendisi de masanın her yerini gördüğü başa geçti. Soluma oturdu.

Eda'ya da aynı şekilde yapti Berk. Sandalyesini çekip otutturdu. Tam karşımda yerini almıştı. Berk de Eda'nin soluna oturdu. Masada büyük sessizlik vardı. Kim ne konusacağını bilmiyordu. Sanki mutsuzlukları benim yüzümden. Boyle hissetmem normal mi?

Herkesin gecesini mahvetmeye hakkım olduğunu sanmıyorum. Herkes benim için özenmiş. Beni mutlu etmek için her şey yapmaya hazır gibi duruyorlar.

"Boyle masada yemekler bize mi bakacak? Ben çok acıktım Eda." dedim gulerek. Hepsi bana şaşırmış bakıyorlardı. Yüzlerinde ki gülümseme tıpkı istediği oyuncağa kavuşmuş küçük bir çocuk gibiydiler. Mutlulukları gözlerinden belliydi.

Eda hemen tabağımı alıp pilav, köfte ve salata koydu. Fazla koymuştu tabağa. Taşacak gibi duruyordu. Kendine de koyduktan sonra Oğuz ve Berk'e koymadan oturdu yerine ve yemeğe başladı. Oğuz ve Berk birbirlerine bakmaya başladılar. Bende Eda'nin neden boyle yaptığını anlamaya çalışıyordum ki Berk söze girdi.

"Eee hayatım nasıl olmuş pilav?" dedi gulerek.

"Valla canım gayet güzel yapmışım." dedi bana bakıp.

"Keşke bizde tadına baksaydık. Bizde karar verseydik Eda." dedi Oğuz.

"Bak tencere orda Oğuzcuğum. Elin de sağlam. Kendin yaparsın." dedi

"Aşkım Nil'e koydun kendine koydun. Nil'in ne ayrıcalığı var canım ya." dedi gulerek Berk.

"Nil mutfakta bana yardim etti. Siz bır bır konustunuz." diyor "Haksız mıyım Nil?" dedi gulerek.

"Eda ben kıyamam Oğuz'a, ikisinin de bir halt beceremeyeceğini ikimizde iyi biliyoruz. Ver bakalım tabağını Berk." dedim ayağa kalkıp. Berk'in tabağına yemeklerden koyup tabağı verdim Berk'e. Sirada Oğuz'un tabağına. "Ver tabağını." dedim o da bana uzak şekilde tutuyordu. Tabağını alınca hala diğer ucunu o tutuyordu. Beni kendine doğru tabakla çekip öpmeye başladı. Gulumsemesini bastırıyordum. Kendimi ondan zor da olsa çekip tabağını da alıp yemeklerden koymaya başladım. Eda ile Berk gülüyordu ve tabi ki Oğuz da.