Bölüm 4

74 1 0
                                    

2 Gün Sonra....

Hafta sonunu Eda'larda geçirdikten sonra nihayet okula geldik. Sabah Berk bizi arabasıyla okula getirdi. Berk'in park yeri her zaman Oğuz'un yanında ki park yeridir. Berk bizi otoparka doğru götürürdugunde saginda ki Oğuz'un park yeri doluydu. Sanirim bizden önce gelmişti.

Arabadan indigimizde kantine doğru ilerlerken gözlerim hemen Oğuz'u buldu. Berk. Eda ve ben Oğuz'un oturduğu masaya yani her zaman oturduğumuz masaya doğru ilerledik. Eda'ya söz verdiğim gibi cuma aksami hiçbir şey olmamış gibi davranacaktım.

"Her şey normalmiş gibi davranmayı unutma." dedi Eda kulağıma fisildayarak. Tamam anlamında basimı salladiktan sonra nihayet Oğuz'un oturduğu masaya gelmistik.

Berk "Günaydın kardeşim."

Eda "Gunaydin"

Ben "Günaydın Oğuz"

Oğuz "Günaydın millet" Hepimiz birbirimize günaydın dedikten sonra Oğuz'un sagina ben, benim sagima Eda ve tek bos kalan yere de Berk oturdu. Masa da biraz soğukluk vardı. Bunun sebebini hepimiz iyi biliyorduk. Kimse bi sure koinusmadiktan sonra yanimiza Ece yaklaştı.

"Nil biraz konuşabilir miyiz? Hani cuma aksamı mesaj atmistim." dedi Ece

"Ben gördüm mesajını. Tamam geliy...." derken "Hayir bi yere gitmiyorsun Nil. Bu sürtükle ne senin konuşabileceğin bisey olabilir ne de onun senin. Simdi git." dedi Oğuz sinirle.

"Askim lütfen" dedi laubali şekilde.

Oğuz birden ayağa kalkti ve Ece'nin kolunu tutup "Bak kizim seni suracikta gebertirim. Ne askimi lan ne askimi. Sen beni aldattin. İlle ayrilalim mi demek gerek? He?" dedi sinirle.

"Oğuz canimi yakiyorsun. Birak kolumu." deyip Ece'nin kolunu sertçe ittirip birakti. Oğuz o kadar sinirliydi ki bisiler yapacak diye çok korktum.

"Bi daha seni bize bakarken bile gormeyecegim. O kıt kafana sok. Simdi git." deyip yerine oturdu. Ellerini birbirine kenetleyip masanın üstüne koyduktan sonra basini da ellerinin üstüne koyup yeri izledi. Tüm kantin hala saskindi ve her agizdan bi laf cikiyordu.. Susturmak yine bana düşmüştü.

Kabrinin kasa yerine geçip

"Hey bana bakin. Ne dediklerinizi duydum. Sanirim cüma günü yaptigim uyariyi iyi anlamadiniz. Tekrar ve son soyleyisim eğer bir daha ben, oğuz yada Eda ve Berk için yani bizim grup için bir daha dedikodu yapanı yakalarsam mahvederim. Ona gore ayaginizi denk alın. Anlaşılmayan bisey?" dedikten sonra masalardan birinde oturan salak tipli bi kız ayağa kalkıp "Sana mı sorucaz ne konusacagimizi?" deyip beni iyice çileden cikartmisti. O kiza doğru yaklaşıp oturdu masaya yaklaşıp elimle çenesini bana doğru basini döndürüp "Evet bana sorucaksiniz caniniz yansin istemiyorsanız." dedim ve bu kiz dediklerimi sanirim anlamadi ve hala cevap veriyordu.

"Sen benim canimi zor yakarsin cicim" diyerek ellerimden yüzünü kurtardı ve kiz ayağa kalkti bana tam cevap verecekken sağ elimden biri beni tutup çekiştirmeye baslamisti. Kafamı elimi tutan kişinin kim olduğunu bulmak için çevirdiğimde Oğuz'un olduğunu gördüm.

"Hey hey tamam yeter artik. Sende otur artik bi ya hu" deyip kizin omzundan tutup sandalyesine otururdu. "Bana bakin uyarilari duydunuz. Simdi herkes sesini kessin." deyip oturduğumuz masaya doğru beni sürükledi.Ben arkada o önde masaya gidene kadar elimi birakmadı.

Masaya geldiğimizde Eda ve Berk bana korkulacak insanmisim gibi bakıyordu. Oğuz ise hala çok sinirliydi. Bana ters ters bakıyordu.

"Ne. Ne var. Neden ters bakiyirsun?"

"Neden kiza öyle davrandın?"

"Sen neden beni engelledin?"

"Biraksaydim da kizin agzini burnunu kirsaydin dimi?"

Bir Küçük Aşk MasalıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin