Hala inanamıyordum onu öptüm. Bana ait olduğunu ilk kez çok fazla hissetmiştim. Diğer kızlar gibi değildi Nil. Benimle yatmak için çabalayan sürtükler gibi değil.
Nil'in yanginlarinda yansam, küllensem canım yanmaz benim. Eskiden evet guvenirdim kendime. Aşk benim için oyuncak gibiydi.
Ama Nil öyle değil. Onu her gördüğümde kendimi çok daha iyi hissediyorum.
"Eren şey... B-ben ne diyeceğimi... yani ne söyleyeceğimi bilmiyorum." dedi. Ne demekti bu? Bana ne düşündüğünü soyleyemeyecek miydi? Ne yapmam gerekirdi ki?
"Bişi deme Nil. Beni sevdiğini söyle. Çünkü ben seni çok seviyorum." deyip elini alıp kalbime koydum "İste seni her gördüğümde benim kalbim böyle çarpıyor. Sen farklısın Nil. Her şeyden herkesten. Bana, bize bir şans versen Nil? He?" dedim. Elini üzerimden çekmişti.
Belki haklıydı. Cevap vermeyebilirdi. Düşünmesi gerekebilir. Ani ve çok hızlı olmuştu.
Umarım bana küsmez. Eğer küserse ben yaşayamam. Nefes alamam onsuz.
"E-eren bana bi-biraz zaman tanı. Şe-şey yani şey ani oldu. Ben eve gitsem iyi olacak sonra görüşürüz." dedi.
Nil'in Ağzından
İlk öpücüğüm ne hisettigimi anlayamadigim bu kişiden almak şaşırtıcıydı. Eren hakkında ne düşündüğümü bilmiyorum. Kafamda milyon tane koskocaman soru işareti vardı.
"Ben bırakayım seni. Hadi atla." dedi ısrar ederek.
"Gerek yok Kerem diye bi arkadaşım gelecek, babam onun gelip alacağını söyledi." 'arkadaş' ne be ama 'babamın yeni eşi yani benim üvey annemin yeğeni' diyemezdim.
"Peki ben seni bekl...." ne diyeceğini anlamistim "Gerek yok Eren. Gidebilirsin." deyip bana güle güle işareti yapıp arabasına doğru ilerlemeye başladı.
Ben de hemen Kerem'i aradım. Çok uzun çalmadan hemen telefon açıldı.Kerem'e nerede olduğumu söyleyip telefonu kapadım.
Duygularım karışıktı. Bankta oturmuş Oğuz'un ceketi ile öylenecek oturdum. Bir tarafta unutmaya çalıştığım ve beni hicbir zaman sevmeyecek adam, diğer tarafta bana deliler gibi aşık bi adam.
-----
Kerem gelmişti. Kafamın içinde dönen soru işaretleriyle öyle yoğundum ki gitmek bile istemiyordum. Aradığıma pişmandım.
"Hadi gel gidelim." dedi Kerem.
Omuzlarımdan tutup otuduğum banktan kalkmama yardim etti. Beni arabaya kadar götürdü. Sanirim ne kadar karmaşık bir duygu içinde olduğum anlaşılmayacak gibi değildi.
Eren'in bu yaptığına çok daha üzülmeye başladım. Neydi bu? Ne hisettigimi anlayamadım. Anlaşılacak gibi değildi.
"Nil bişi mi oldu?"
Sorusuna karşılık gozlerimden akan yasları dindirmeden yeniden akmasına izin verdim. Kendimi Oğuz'u aldatmış gibi hissediyorum. Eren'le öpüşmüştüm.
"Oldu Kerem. Çok kötü bir şey oldu. Hic olmayacak şey oldu." dedim ve Kerem'e her şeyi anlattım. Şaşırdı. Şaşırılmayacak gibi değildi.
Kerem'e de anlatmamın nedeni kendime yakın görmüş olmam olabilir. Aslı'dan daha sıcak kanlıydı.
Olanlarlı anlattıktan sonra bana bi kaç soru sormak istedi. Ben de kabul etmiştim.
"Nil.. Şey yani.... Peki sen karşılık verdin mi?" demişti. Cevabını bir tek ben biliyordum.
Cevabı vermek yerine ağlamaya başladım. Bunun cevabı evetti.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Küçük Aşk Masalı
RomanceGerçek aşk nedir? Ona zarar vermemek için ondan uzak ne kadar durabilirsiniz? Uzaktan sevmek aşkların en güzeli demek bu olabilir mi?