"Ne yaptım dedin?"
Gürlememle ürken Lena bankın ucuna kayarak uzaklaştı.
"Lena, sen o çocuğun bana neler dediğini bilmiyor musun amına koyayım? Ben nasıl onunla yan yana durayım o sözlerinden sonra? Niye kendi başına iş yapıyorsun?"
Yüz hatları sertleşti. "Senin iyiliğin için yaptım. Gün gelecek bana teşekkür edeceksin Mars bey. İyiliğin kıymetini bilmiyorsun."
"Pardon?" dedim ayağa fırlayarak. Duyduklarıma inanamıyordum. Bir de kendini mi savunuyordu yani?
"Ne saçmalıyorsun sen? Çocuk benimle dalga geçti ulan. Başkalarını asla sikine takmayan çocuğu öyle bir sinirlendirdim ki kendi fotoğrafının altından laf attı. Benden bu kadar nefret ediyor işte. Bir gün teşekkür edecekmişim. Zor o biraz canım ya."
Sabah sabah tüm moralim bozulmuştu. Çantamı alıp dersten önce biraz uyumak amacıyla binaya girdim.
İlk ders geometriydi. Geometrim iyiydi, dinlemesem de olurdu. Rahat bir kırk beş dakikam vardı uyumak için yani. Bunun getirdiği rahatlıkla kafamı sıraya koyup uyuklamaya başladım.
Saçlarımı okşayan bir el tarafından uyandırıldığımda ciddi ciddi üçüncü rüyamı görüyordum. Her nasılsa üçünde de Aras vardı, piç herif. Nasıl seviyorsam artık...
"Lena?" dedim uyku ve hastalıktan iyice boğuklaşan sesimle. Lena elini çekip bana yavru köpek bakışı attı.
"Özür dilerim. Barışalım mı?"
O bakışa hiçbir zaman dayanamayacağımı biliyordu. Gülümsedim.
"Barışalım."
Eline bir öpücük kondurduktan sonra yanağıma değdirdi ve ayağa kalktı. "Uyuyacaksan uyu teneffüste, sonraki ders uyanırsın."
O Doğaç'ın yanına giderken tekrar gözlerim kapandı. Tam uykuya dalıyordum ki, bu sefer omzumu dürten bir parmak tarafından uyandırıldım. Derin bir nefes aldım. Sinirlenmeye başlıyordum.
"Gene ne var Lena?"
"Oradan bakınca Lena tipim mi var?" diyen sesle hızlıca doğruldum ve üstüme eğilmiş olduğunu fark etmediğim kişiye kafa atmaktan milimle kurtuldum. Refleks olarak geriye sendeledi. Bir an aptal aptal bakıştık.
"Edebiyat için kitap seçelim diye gelmiştim," dedi Aras.
"Doğru, tabii. Liste nerede?"
Bana malmışım gibi baktıktan sonra yanı başımdaki panoya asılı kağıdı işaret etti. Yüzümü ateş bastı. Allahım, lütfen bu rezilliklerin hepsi yüksek ateş yüzünden gördüğüm rüyalar olsundu. Yavaşça ayağa kalkıp kağıdı panodan indirdim.
Aras yanımdaki sandalyeye otururken kalp atışlarım hızlandı. Cidden şu an yanımda mı oturuyordu? Daha önce ona bu kadar yaklaştığımı hiç hatırlamıyordum.
Kağıdı ortamıza koydum ve üstüne eğildim. Sabah evden çıkarken gözlüklerimi almayı unutmuştum, o yüzden pek iyi göremiyordum. Aras da kağıda doğru eğildi.
Başımı kaldırıp ona baktım. Durgun yüzünü bu kadar yakından görmek benim için mucize gibi bir şeydi. Kağıda bakmak yerine onu izlediğimi, ancak gözlerini bana çevirip beni suç üstü yakaladığında fark ettim.
"Bence Sevdalinka iyi. Sence?"
Göz ucuyla kağıda bakıp gördüğüm ilk romanı söylemiştim. Başını olumlu anlamda salladı.
"Kitabı alıp başlayalım. Sonra konuşuruz."
Yavaşça ayağa kalkıp cevabımı beklemeden sınıftan çıktı.
Ah be Lena, sen beni neyin içine düşürdün böyle?
***
Artık texting yazmak istiyorum yether. Her nedense iki satırlık bölümü 38373 saatte yazdım ağlıycaktım. Oy yorum istemeye yüzüm yok bok gibi bölüm yazdım ama atarsanız hayır demem fkkdjd
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kıvırcık || bxb
Teen Fiction"Bence birilerinin sana ulaşmasını istiyorsun. Sadece yeterince kararlı biriyle karşılaşmamışsın. Ama inan bana, o kişi ben olacağım Aras. Tek bir gülümsemen için aylarca uğraşmam gerekse bile." Not: Texting ve eşcinsel hikayedir. Rahatsız olacaklar...