XXV

11K 685 77
                                    

05***: Kıvırcık?

05***: İyi misin?

05***: Selin'in yaptığı şey korkunçtu.

05***: Sakın, ama sakın söylediği şeyin gerçek olduğunu varsayıp bir umutla sana saldıracağımı düşünme. Ben öyle biri değilim.

05***: Demek istediğim, lütfen kendini geri çekme. Ben daha önce nasıl davrandıysam öyle davranacağım.

Aras: Teşekkür ederim.

Aras: Sanırım artık yanımda bir tek sen kaldın ha?

05***: Öyle deme. İlla arkadaşlarının bazıları sana destek olur.

Aras: Pek sanmıyorum. Daha kimse bu konuda gelip konuşmadı. Kızlar Selin'in tarafını tutacaktır. Erkekleri bilmiyorum.

Aras: Sormayacak mısın?

05***: Neyi?

Aras: Gerçek olup olmadığını.

05***: İstiyorum. Ama sormak hakkım değil.

Aras: Neden hala karşıma çıkmıyorsun?

05***: Korkuyorum.

Aras: Okul bittikten sonra 10-A'da benimle buluşursan söylerim.

05***: Ciddi olamazsın.

Aras: Gayet ciddiyim. Ve fikrimi değiştirmeden önce kararını versen iyi olur.

05***: Sen insanı delirtirsin.

(Görüldü: 14.12)

05***: Of, tamam. Orada görüşürüz.

***

Ellerim terliyor, başım dönüyordu. Bayılmadan oraya ulaşabileceğime emin miydik? Hayır. Hayır, değildik.

"Sakin ol biraz Mars," diye mırıldandı Lena, buz kesmiş ellerimi kendi ellerinin arasına alıp ısıtmaya çalışırken.

"Söylemesi kolay," diye homurdandım. "Birazdan sevdiğim kişiye ilan-ı aşk yapacağım, nasıl sakin olayım?" Gözlerim irileşti. "Hassiktir, ilan-ı aşk yapacağım!" Elimle kendimi yelledim.

"İlan-ı aşk demişken, Doğaç'la işler nasıl?" dedim sırıtarak. Kendi aşk hayatımda beceriksizdim ama konu başkalarınınkine gelince tavsiye gurusu olup çıkardım. Ayrıca şu an dikkatimi dağıtmaya ihtiyacım vardı.

İç çekti. "Garip. Ben onu seviyorum. O beni seviyor. Ama Selin'le yiyişmesini kendime yediremiyorum. Evet, ben de başka çocuklarla vakit geçirdim ama hiç biriyle o kadar ileri gitmedim. Eğer beni gerçekten seviyorsa nasıl bunu yapabildi?"

"Kızım yemin ediyorum ikiniz de malın önde gidenisiniz. Niye kavuşmuyorsunuz artık lan, benim ciğerim soldu beklerken. Olan var olmayan var. Senin bilmem kaç tane çocukla vakit geçirmen onun tek bir kızı öpmesine eşit. Oldu? Kapiş? Gidin sevgili mi oluyorsunuz ne yapıyorsanız yapın artık."

Bu sert çıkışımdan dolayı şaşırmıştı. Ağzını açtı, kapadı, tekrar açtı. Sanırım nihayet haklılığım anlaşılmıştı. Yeminle Esra Erol gibi çocuktum.

Nihayet çıkış zili çaldı ve anında ayağa fırladım. Hala ders anlatmaya çalışan fizikçiye öyle bir bakış attım ki adam boğazını temizleyip, "Sonraki ders devam ederiz." diye dersi bitirdi. Çantamı alıp 10-A'ya indim. Şansa bak ki burası da Venüs'ün ve onun kankası, benim biricik ilişki gurum İstanbul'un sınıfıydı.

"Hayırdır, sen böyle kapılarda beklemezsin beni?" dedi kapıdan çıkarken beni gören Venüs.

"Sorma ya, centilmenlik yapasım tuttu diyeceğim de yalan olacak. Yürü git hadi, senin için burada değilim."

"Ay, benim için geldin değil mi ya, canım abim," diyerek yanaklarımı sıktı İstanbul. Yıllardır Venüs'le arkadaş oldukları için bir nevi o da kardeşim sayılırdı artık.

"Niye gelmiyorsun kız artık bize? Kıyametler koptu haberin yok. Bir ara konuşalım, doldum valla."

"Konuşuruz tabii, emrinize amadeyim Mars bey. E gidelim şimdi size?"

Kafamı olumsuz anlamda salladım. "İşim var benim, bugün olmaz."

Başını belli belirsiz sallayıp ne demek istediğimi sordu. Yine belli belirsiz bir hareketle sonra anlatacağımı söyledim. Kaşları çatılsa da onayladı.

"Venüs, sen önden gitsene. Geliyorum şimdi."

Başımı sınıfa çevirdim. Öğrencilerin hepsi hala çıkmamıştı. Vaktim vardı.

İstanbul baş parmağını göz altlarımda gezdirdi. "Göz altların çökmüş. Uyumuyor musun, yoksa ağlıyor musun?"

İç çektim. "İkisi de."

Dudaklarını memnuniyetsizlikle birbirine bastırdı. Sonra hafifçe parmak uçlarında kalkıp yanağımdan öptü.

"Sonra görüşürüz."

"Görüşürüz."

Gidip Venüs'e yetişirken, ben de nihayet boşalmış sınıfa girdim. En öndeki masanın üstüne oturdum ve beklemeye başladım.

Kıvırcık || bxbHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin