Lena Ateş: Enişteciğim merhaba.
Lena Ateş: Almam gereken ufacık, minnacık bir intikam var da
Lena Ateş: Seni azıcık alet edeceğim.
Lena Ateş:
Lena Ateş: Al sana şantaj malzemeleri, güle güle kullan kfkdjsm
***
"Doğaç sevgiline sahip çık azcık ya, gözünü seveyim," diye mızmızlandım.
"Bu kızda sahip çıkılacak bir tip mi var, baksana bir," dedi Doğaç. Şu an kantinde önüne geçmeye çalışan biriyle tartışan Lena'ya baktım.
"O da doğru."
Şu an gözümde şeytandı, haindi, Brütüs'tü. İnsanın yeni sevgilisine o fotoğraflar gönderilir miydi be, insaf!
"Bırak onu da, okullar kapanıyor lan."
İç geçirip yüzümü sıvazladım. "Okul bitiyor da maçlar bitmiyor be Doğaç."
Arkamdan gelen, "Bir maç lafı duydum sanki," diyen ses, en son beklediğim şey bile değildi. İçimdeki yaşlı teyze, ay üstüme iyilik sağlık, diye söylenirken kaskatı bir şekilde dönüp baktım. Belki o değildi, belki onun sesine sesi çok benzeyen biri-
Hangi yüzle gelmişti ki bu?
"Cem?" dedim sesimdeki şaşkınlığı gizlemeyerek. En son konuşmamızdan sonra saygılı bir şekilde geri çekildiğini düşünmüştüm. Yanılmıştım demek.
Birkaç masa ötede kendi arkadaşlarıyla oturan Aras'ın gözlerinin üstümüzde olduğunu biliyor, neredeyse hissediyordum. Bu yüzden kendi rahatsızlığımın üstüne bir de yanlış anlaşılma gerginliği binmişti.
"Selam."
Cem'le konuşmayı bırakmamın sebebini bilmeyen Doğaç, kendi kafasında kurup kurup bizi "barıştırmaya" karar vermiş olacaktı ki, gülümsedi ve "Otursana," diyerek tek boş yeri gösterdi. Benim yanımı.
Doğaç'a pis bir bakış attım ama görmedi, bana bakmıyordu bile salak. Gözlerim, Aras'a döndü. Yeşil gözleri dikkatle bizi inceliyor, ikimizin arasında mekik dokuyordu. Telefonumu çıkardım.
Mars: Onu ben çağırmadım.
Aras: Farkındayım. Endişelenme, sana güveniyorum ben.
Göz teması kurduk. Sert bakışları beni daha çok gerdi. Sonra Cem'e döndü ve gözlerinde şimşekler çaktı. Gittikçe sinirlerim daha da geriliyordu. Ortamda her şeyden habersiz bir Doğaç, birazdan gelecek olan bir o kadar habersiz Lena, onların bu durumunu kullanıp beni kenara kıstıracak Cem, bir de tepemize binmek üzere olan sevgilim vardı.
Ortalık fena karışacaktı sanki.
"Yandım be," diyerek elindekileri masaya bıraktı Lena. Kendisine ve Doğaç'a çikolatalı süt, bana kahve almıştı. Uzattığı bardağa can simidiymişçesine yapıştım ve sıcaklığına aldırmadan koca bir yudum aldım.
Kafein sağ olsun, biraz sakinleşmiş ve mantıklı düşünme yetimi geri kazanmıştım. Diğerlerinin arasında kurulan sohbete katılmadan telefonumu tekrar elime aldım.
Mars: Neden buradasın?
Cem, bir yandan Lena'yla konuşurken bir yandan mesajı açtı ve ekrana bakmadan yazmaya başladı.
Cem: Yeterince denemediğimi fark ettim.
Mars: Denemeni isteyen yok. Lütfen git, burada olmanı istemiyorum.
Cem: Arkadaşlarınla konuşuyorum, bir zararım yok ki.
Sonra telefonunun ekranın kilitleyip ekranı dışarı bakacak şekilde masaya koydu. Mesaj atsam diğerleri bildirimi görürdü. Bilerek yapıyordu.
Tek elini masanın altına indirdiğini, ancak parmakları dizime sürtününce anladım. Bir an bekledim, hata olmasını istedim, bu kadar utanmaz olmamasını istedim, ama eli tamamen dizimi kavradı. Kanın yüzüme hücum ettiğini hissettim. Kusacak gibi hissediyordum. Gözlerimi ona çevirdim, sakince Doğaç'la konuşuyordu. Stratejisi, tamamen arkadaşlarımdan utanmam üzerine kuruluydu. Ama bir yerde yanlış yapmıştı: Ben tamamen masumdum ve utanması gereken kişi ben değildim.
"Elini bacağımdan çek."
Sert sesim, masayı sessizliğe gömerken hepsinin gözleri üstüme döndü. Cem'in yüzü, bir an hazırlıksız yakalandığını gösteriyordu.
"O senin bacağın mıydı ya? Pardon, ben masanın demiri sanmıştım," diyerek kurtarmaya çalıştı.
"Masanın demirini okşamak istemiştin yani?"
Kaşlarımı kaldırdım. İnatla Lena ve Doğaç'a bakmıyordum, bakarsam utanmamam gerektiği halde utanacağımı, saldırganlığımın eriyip gideceğini biliyordum.
"Hani senin beni öptüğün gün, bir başkasını sevdiğimi söylemiştim ya hani? İşte o başkası şu an sevgilim. Bizi izliyor. Utanırsın belki biraz hani, bana saygın yoksa bile ona olur."
Gözleri etrafta dolaşmaya başladı. Bize direkt bakan Aras'la göz göze geleceklerini bildiğim için araya girip tekrar dikkatini çektim.
"Şimdi git. Bir daha karşıma çıkmayı da düşünme bile."
Öfkeden ve utançtan kızarmıştı, hınçla kalkıp gitti. Şaşkınlıkla bakan arkadaşlarıma döndüm ve omuz silktim.
Aras: İşte benim sevgilim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kıvırcık || bxb
Teen Fiction"Bence birilerinin sana ulaşmasını istiyorsun. Sadece yeterince kararlı biriyle karşılaşmamışsın. Ama inan bana, o kişi ben olacağım Aras. Tek bir gülümsemen için aylarca uğraşmam gerekse bile." Not: Texting ve eşcinsel hikayedir. Rahatsız olacaklar...