XLIII - FİNAL

10.3K 592 108
                                    

Çıplak tenimi ısıtan güneş ışığıyla uyandım. Aras hala yanımda uyuyordu. O geldikten sonra film izleyip akşam yemeği yemiş, sonra geceyi birlikte geçirmiştik. Bu gibi şeyler için ilişkimiz yeni olsa da pişmanlık hissetmiyordum, o an ne doğru hissettirdiyse onu yapmıştım.

İyice ayılabilmek için bir süre yattım, sonra yastığın altından telefonumu buldum. Saat ona geliyordu. Gerinip ayağa kalktım. Tuvalette işimi hallettikten sonra kahvaltı hazırlamak için mutfağa geçtim. Annemle babam işteydi, Venüs de Aras'ın geldiğini görünce İstanbul'larda kalacağını söyleyerek evden çıkmıştı.

Dolaba bir göz attıktan sonra omlet yapmaya karar verdim. Onu hazırlarken bir yandan da Phum Viphurit - Lover Boy'un melodisini mırıldanıyordum.

Her şeyi tamamlayıp tavaya dökmüştüm ki arkamdan bir ses geldi: "Günaydın."

Gülümsedim. "Günaydın."

Ayak seslerini duydum, sonra arkadan belime sarıldı ve çenesini omzuna yasladı. "Bana yolladığın o ses kaydını hatırlıyor musun?"

Bugünden çok uzak gelen o zamanın anısıyla gülümsedim. "Evet."

Beni kendisine doğru çevirdi ve tezgaha oturttu. Dizlerimi tutup bacaklarımı araladı. "Bunlar hakkında konuşmamız gerek," dedi bacaklarımın iç taraflarındaki jilet izlerini göstererek.

"Bir yıldır yapmıyorum, onlar eski."

Endişeli bakışları yüzümde gezindi.

"Eğer kötü hissedersen, eğer yine yapma dürtüsü hissedersen bana haber vereceksin, söz mü?"

Başımı salladım. "Söz."

Uzanıp dudaklarını benimkilere bastırdığında kollarımı omuzlarına doladım. Bir süre öpüştük, sonra nefessiz kalınca mecburen ayrıldık.

"Seni seviyorum," diye mırıldandım.

"Ben de seni seviyorum."

Ne zaman kapattığımı bilmediğim gözlerimi açtım. Bana bakışı, dürüstlüğünün kanıtıydı.

Gelen kokuyla gözlerim irileşti. "Omlet yanıyor!" Onu hafifçe itip tezgahtan atlarken attığı kahkaha, içimi sıcak çikolata içmişçesine ısıttı.

Ben aşıktım. Çok aşıktım. Evet, gençtim, gençtik, ama aşkı başka ne zaman yaşayacaktık ki zaten? İçime güneş ışığı doluyordu; Aras'ın kahkahası, su yeşili gözleri doluyordu. Ben onu seviyordum, her bir hücremle, gözlerinin rengi hakkında kitaplar yazacak kadar.

Onu seviyordum, asla pişman olmayacak kadar.

Kıvırcık || bxbHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin