Aras: Söylemeyi unuttum.
05***: Neyi?
Aras: Selin'in söylediği şeyin gerçek olup olmadığını.
05***: Söylemek zorunda değilsin. İstemiyorsan yani.
Aras: İstiyorum.
05***: Ah. Peki.
Aras: Doğru.
05***: Ne desem bilemiyorum.
Aras: Sanırım sevinmelisin?
05***: Doğru.
05***: Ama Selin, aynı zamanda babanın bunu öğrendiğini de söyledi.
05***: Anladığım kadarıyla biraz baskıcı, değil mi?
Aras: Yani, evet. Bana bu saçma sapan düşünceleri aklımdan çıkarmamı söyledi. Mesajlaşmalarımızı görmüştü. Seni engelledikten sonra hattımı değiştirtti. Sırf bir erkekle vakit geçirmemem için de edebiyat projesinden ayrılmaya zorladı filan.
05***: Bir dakika.
05***: Benim yüzümden mi öğrendi?
05***: İnanamıyorum.
05***: Aras ben çok, çok özür dilerim. Böyle bir şey olacağını bilseydim...
Aras: Senin suçun değil. Mesaj atacağını düşünemeyip telefonumu ortalıkta bıraktım. Görüp okumuş, niye böyle bir şeye izin verdiğimi, niye hala seninle konuştuğumu sordu. Tartışmaya başlayınca karşılıklı gerildik, eşcinsel olup olmadığımı sorunca ben de siktir edip söyleyiverdim.
05***: Sana bir şey yapmadı değil mi?
Aras: Hayır, araba kazasından beri annemle babam bana karşı epey yumuşaklar. Asıl sorun ağabeyim, onun öğrenmemesi lazım.
05***: Öğrenirse ne olur?
Aras: Açıkçası hayal gücüm, bu sorunun cevabını verebilecek kadar iyi çalışmıyor. Ama iyi şeyler değil.
05***: Özür dilerim. Çok özür dilerim.
Aras: Özür dilemeyi keser misin?
05***: Peki.
Aras: Sonra konuşuruz, tamam mı? Şimdi gitmem gerek.
05***: Görüşürüz.
05***: Seni seviyorum.
Aras: Biliyorum.
***
"Kaç saat oldu?" diye soran sesini duydum Doğaç'ın.
"Bir buçuk." diye yanıtladı Lena'nın yorgun sesi.
Bunu onlara yaşattığım için kendimden nefret ediyordum. Neden durmuyordum ki? Neden ağlamayı kesemiyordum? Bu düşünce, hıçkırıklarımı tekrardan güçlendirirken ayak ucumda oturan Venüs sıkıntıyla üfledi.
"Beni yalnız bırak!" Çatlayan bu ses bana mı aitti? "Çık dışarı, yalnız kalmak istiyorum-" Hıçkırıklarım sesimi boğdu.
"Yakında sakinleşecek gibi durmuyor," dedi Lena. Hıçkırıklarımın gürültüsüne ve odanın kapalı kapısına rağmen onları duyabiliyordum.
"Çok geç kalmışım, özür dilerim. Odadaki her şeyi çıkardınız mı?" Her şey derken, kendime zarar vermek için kullanabileceğim her şeyi kast ediyordu. Geçmişte çok stresli zamanlarımda bu tür krizlere girdiğimde isteyerk ya da yanlışlıkla yaptığım olmuştu. Beni asla yalnız bırakmıyorlardı. Oysa bu, benim ağlamalarımı daha da histerikleştiriyordu sadece.
"Evet, Venüs içeride zaten. Ben eve gidip uyuyacağım. Bana haber ver, olur mu?"
"Tamam, seni seviyorum."
"Seni seviyorum."
Dış kapı açılıp kapandı, sonra odamın kapısı açıldı. Venüs ayağa fırladı. Doğaç'a yaklaşıp telefonumu verdi ve odadan çıktı. Böyle zamanlarda beni en az sinir eden kişi Doğaç'tı. Çünkü bana bekçilik değil, arkadaşlık yapıyordu. Yatakta yanıma oturdu ve onu iten ellerime rağmen beni göğsüne çekti. İnce parmakları rahatlatıcı bir şekilde saçlarımın arasında dolaşmaya başlıyordu. Parmaklarım tişörtüne asılırken nihayet yorulduğumu hissettim. Hıçkırıklarım kesilip göz yaşlarım seyrekleşti. Göz kapaklarımın kapandığını hissettim ve vücudum Doğaç'ın kolları arasında gevşerken karanlığa gömüldüm.
***
bu bölüm cringe ama düzenlerken komple silip başka bir şey yazmaya üşendim soriaşırı meşgulüm ama diğer hikayeye de yb yazıp atcam yakında
xoxo
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kıvırcık || bxb
Teen Fiction"Bence birilerinin sana ulaşmasını istiyorsun. Sadece yeterince kararlı biriyle karşılaşmamışsın. Ama inan bana, o kişi ben olacağım Aras. Tek bir gülümsemen için aylarca uğraşmam gerekse bile." Not: Texting ve eşcinsel hikayedir. Rahatsız olacaklar...