"Ya gıdıklama yeter! Bırak diyorum. Çatlayacağım gülmekten. Efken, bırak ay."
"Bırakır mıyım hiç? Üzerime su dökerek beni uyandırmak ha! Al sana su!"
"Efken, tövbe diyorum ya. Bir daha yapmayacağım!"
Efken'in elleri sonunda durdu ve beni gıdıklamayı kesti. Ah karnım çatlamak üzereydi! Hem de gülmekten çatlayan insan olarak, tarihe geçecektim.
Durduğu zaman bakışlarımız birbirini buldu. Çok güzel bakıyordu bu adam. Çok güzel seviyordu. Bir anda üzerime gelmeye başladı. Dudaklarını dudaklarıma bastırdı. İşte böyle ölebilirdim.
###
"Hayır Efken! Bunu almayacağım!"
"Ne demek bunu almayacağım, gayet güzel bu. Nesini beğenmedin?"
"Efken, benimle alay mı ediyorsun Allah aşkına? Şuna bakar mısın? Bu kara çarşafın nesini giyineceğim? Bırakır mısın elinden! Türbanlı olsam tamam, ama henüz kapalı değilim!"
Efken üzerime doğru 2 adım attı.
"Kapan o zaman! Elalem bakmasın sana!"
Çıldırtacaktı bu adam beni! Ben şu an için kapanmayı düşünmüyordum! Evet, çok güzel bir şeydi. Ama ben düşünmüyordum. En azından şu an için!
"Saçmalamaz mısın acaba? Bırak şunu!"
Sinirle nefesini verdi ve çarşafı elinden attı. Hah!
###
Yavaşça adımlarımı Efken'e doğrulttum. Arkası dönüktü ve heyecanla televizyona bakıyordu.
Korku filmi izlemeyelim demiştim ama inadıma korku filmi takmıştı. 15. dakikada filmi bırakıp odaya kaçmıştım. Kendisi çok cesurmuş ve korkmazmış. Şimdi onu test edecektim.
İçimdeki gülme isteğini bastırdım ve sessizce yaklaşmaya devam ettim. Elimde şişirdiğim balonun ses çıkarmamasına özen gösteriyordum.
- Booooom!
Efken yerinde zıplayıp öyle bir çığlık attı ki. Kahkaha atmaya başladım. Öyle bir kahkaha krizine girmiştim ki, kendimi durduramıyordum.
Efken'in sinirli bakışlarını görünce, gülüşüm önce soldu. Sonra yüz ifadesi aklıma geldi ve ben yine bir kahkaha krizine girdim. Ama çok komikti.
"Zehra yeter! Gülme diyorum!"
Aradan yarım saat geçmişti ve ben aklıma geldikçe , daha doğrusu Efken'e baktıkça gülüyordum. Kendimi tutamıyordum.
"Zehra! Bak kaşınıyorsun!"
Efken'i duymazdan gelerek, kahkaha atmaya devam ettim. Bir anda beni tuttu. Kahkaham yüzümde donarken, bana eğilen dudaklarına odaklandım. Madem ceza vermek istiyor, versin öyleyse.
###
"Efken, nereye gidiyoruz? Söylemeyecek misin?"
"Çok soru soruyorsun Zehra, yürü."
Efken elimi çocuk gibi tutmuş beni yürütüyordu. Nereye gidiyoruz diye sorduğum halde, cevapta alamıyordum!
Geldiğimiz yere bakınca, kaşlarımı çattım. Bakışlarım onu buldu.
"Burada ne işimiz var şimdi?"
Efken bana doğru döndü ve ellerimi tuttu. Yutkundum.
"Ne yapıyorsun?"
Efken gözlerimin içine bakıyordu. Kalbim hızlı hızlı atmaya başlamıştı.
"Seni seviyorum."
Hafifçe gülümsedim ve kızardım.
"Ben de seni seviyorum."
Yine de kafamdaki soru yanıt bulmamıştı.
"Camii'de ne işimiz var? İmanlı bir şekilde mi beni sevdiğini söylemek için getirdin?"
Söylediğime karşı kahkaha patlattı. Ne dedik sanki? Hıh!
"İmam nikahımızı kıyacağız!"
Bir anda şokla ona bakmaya başladım. Bence kulaklarım yanlış duydu. Nikah mı?
"İmam nikahı mı? Neden?"
Ellerimi tuttu.
"Çünkü sana dokunduğumda, benim olduğunu bilerek dokunmak istiyorum. Günahsız, yasaksız ve..."
Alnıma koca bir öpücük kondurdu.
"...sınırsız."
Gülümsedim.
"Seni seviyorum."
Gülümsedi.
"Seni seviyorum."
###
Yatakta yan yana uzanmış birbirimize bakıyorduk. 1 hafta önce imam nikahı kıymıştık. Henüz ileri gidememiştik. Çünkü korkuyordum.
Ona doğru yaklaştırdım başımı. Yavaşça dudaklarımı dudaklarına bastırdım. Eli anında belimi buldu. Hafifçe belimi okşamaya başladı. Sanki bu hareketi ile mayışmıştım.
Kararlıydım. Bu gece onun olacaktım. Zaten 1 ay sonra evleniyorduk.
Dudaklarımı çektim ve ona gülümsedim.
"Beni hiç bırakma, olur mu?"
Eliyle yüzümü avuçladı.
"Senden başkası bana haram."
Çok hoşuma gitmişti bu söz.
"Senden başkası da bana haram!"
Gülümsedi ve dudaklarıma yapıştı. Buradan sonrası özelimiz! Okumayın bakayım!
###
Uçak Türkiye sınırlarına giriş yapmıştı ve kalbim küt küt atmaya başlamıştı. Uçak boyunca, hayal alemine dalmış, geçmiş anılarımı düşünmüştüm.
Anons sesini duyunca, heyecanım daha çok büyüdü. Hadi bakalım, bu bilinmezlik beni nereye sürükleyecek?!
İşlemlerim biter bitmez, kendimi dışarıya attım. Türkiyenin tertemiz havasını içime çektim. Güneş'te burada oturuyordu. Onu çok özlemiştim. Efken de İstanbul'da evleneceği için, İstanbul'a gelmiştim. Herkesi yutan İstanbul, beni de yutacaktı. Boğacaktı ve öldürecekti!
###
Güneş evlenmişti ve ona yük olmak istemiyordum. Yine de ondan başka gidecek pek arkadaşım yoktu. Olsa dahi, güvenmiyordum kimseye. Aldığım adrese geldim. Şimdi kapının önünde durmuş bekliyordum.
Derin bir nefes aldım ve kapıyı çaldım. Hadi bismillah!
"2. Bölüm Sonu"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kalbi Yaralı [Tamamlandı]
RomanceEfken ve Zehra. Yutkundum ve tırnaklarımı etime batırıp bir yandan gülümsedin. Tam karşımdaydı. Başımı usulca yukarı kaldırdım. "Hayırlı olsun. Sonunda evleniyorsun." Boğazımda kocaman bir yumru olmuştu. Zorlanıyordum! Akmaya hazır bütün gözyaşla...