Zehra ve Efken verilen adrese gelmişti ve hemen koşarak içeri girdiler. Ama etrafta Çiğdem de yoktu, poliste.
Kaşlarını çattı Zehra. Fazla geç gelmediler. Trafiğe rağmen buraya varmaları 50 dakika sürmüştü.
Bakışlarını Efken'e döndürdü. Bu sırada Efken elinde telefon ile karşıdaki adama küfür ediyordu!
"Senin yapacağın işe sıçayım ben! Ne demek bu taraf değil! Lan 1 saattir yoldayız! Bizi nasıl yanlış yönlendirirsin! O kız ölürse seni de kendi elimle geberteceğim!"
Zehra'nın kalbi korku ile attı. Duyacağı şeylerin iyi mi kötü mü olduğunu bilmiyordu.
Sevdiği adamın elini güç almak ister gibi sıktı.
Sanki 'Kötü bir şey duymak istemiyorum. Lütfen bana iyi şeyler olduğunu söyle' der gibi baktı.
Efken sıkıntı ile bir nefes alırken, gözlerinde bile kaybolmak istediği kadına baktı. Sonra onun ellerini tutan ellerine döndürdü bakışlarını.
Bu kadını çok özlemişti. Üstelik Zehra hamileydi. Henüz buna sevinemeden, bir hüsran yaşamak istemiyordu.
Biliyordu Efken. Çiğdem asla kötü biri olmamıştı. İntihar etmeye çalışma sebebi de Zehra'ya yaptıkları içindi, Efken'e olan sevgisinden değildi.
Çiğdem onu seviyordu evet ama dostça seviyordu. Sadece Zehra'ya olan aşkından etkilenmiş ve yanılgıya kapılmıştı. Yani bu Efken'in düşüncesiydi.
Zehra artık bir cevap almak istiyordu.
"Ne oldu Efken? Çiğdem'e bir şey olmuş mu?"
Efken ofladı!
"Bilmiyorum. Buradan oraya gitmemiz en az 2 saat sürer. Umarım kendisine bir şey yapmamıştır."
Zehra'nın içi sıkıntı ile doldu. Kendisi yüzünden ölürse, mutlu olamazdı. Efken ona vicdan azabı yüzünden olduğunu söylese dahi, Zehra kendisini suçlayacaktı. Düşüncelerine son verdi ve sevdiği adama sarıldı.
"Gidelim Efken. Ölmesin."
Zehra onun ölmesini istemiyordu. Bunu Efken ile mutlu olsun diye değil, ileride bebeğinin yüzüne suçluluk duygusu olmadan bakabilsin diye istiyordu.
Efken sevdiği kadını hafifçe çekti ve alnına koca bir öpücük kondurdu.
"Onu kurtaracağız Zehra. Allah'ın izni ile ona hiçbir şey olmayacak."
Zehra kısık bir sesle mırıldandı.
"İnşAllah Efken. Yoksa hayatımız eskisi gibi olmaz."
Efken bu dediğine hak verdi ve arabaya doğru yönlendirdi sevdiği kadını. Kendisi de arabaya geçti ve yola çıktı, yetişmek için duâ ede ede!
###
Çiğdem gözlerini kapattı, ellerini iki yana açtı ve son adımı attı. Bu adım onu sonsuzluğa götürecek ve vicdan azabının altında kalmaktan kurtaracaktı.
Bedeninin boşlukta sallandığını hissetmeye başladı. Gözleri hâlâ kapalıyken bir şeyin bileğini sıktığını hissetti. Şuan çoktan yere çakılmış ve ölmüş olması gerekiyordu ama olmamıştı. Kaşlarını çattı ve gözlerini açtı.
Gözlerini açtığı an, gözlerine değen koyu tonundaki mavilere şokla baktı.
Şuan bedeni sallanıyor ama bir prens tarafından tutuluyordu resmen.
Kalbi adamın güzelliği karşısında hızla atarken, bunu birazdan düşecek olmasına bağladı ve kolunu tutan adama çemkirdi.
Şuan ölmesi lazımken, elin adamını süzüyordu resmen!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kalbi Yaralı [Tamamlandı]
RomansEfken ve Zehra. Yutkundum ve tırnaklarımı etime batırıp bir yandan gülümsedin. Tam karşımdaydı. Başımı usulca yukarı kaldırdım. "Hayırlı olsun. Sonunda evleniyorsun." Boğazımda kocaman bir yumru olmuştu. Zorlanıyordum! Akmaya hazır bütün gözyaşla...