"11- Yaşayamam!"

5.2K 374 11
                                    

Çiğdem'in bana kötülüğü evet dokunmuştu ama kötü olduğu için yapmamıştı bunu. Sadece sevdiği içindi.

Belki bana kızıyor ve salak mısın diyorsunuz. Ama ben yaptığımdan pişman değilim. Çünkü acı çekmek, mutsuz olmak, çaresiz kalmak ne demek en iyi bilenlerdenim. Eminim Çiğdem kendisini çaresiz hissettiği için bunu yapmıştı.

Efken'in kollarından sıyrıldım ve Çiğdem'e döndüm. Ama yoktu. Kaşlarımı çattım. Etrafta gözümü gezdirdim ama yine göremedim.

Efken bana baktı ve "Kime bakıyorsun?" Diye sordu.

Huysuz bir ses tonu ile "Çiğdem buradayı ama şimdi yok. Nereye gitmiş olabilir?" Dedim.

Efkende kaşlarını çattı. Benimle birlikte etrafı tararken, bir yandan eline telefonunu aldı.

Pür dikkat Efken'e bakmaya başladım. Efken konuştuktan sonra kaşlarını çattı ve "Kahretsin!" Diye bağırdı. Ne olduğunu anlayamadım ve ona sormaya karar verdim.

"Efken, ne oluyor?"

"Çiğdem... taksiye atlamış ve gitmiş. Peşine taktığım adam onun 15 katlı yeni yapılan binaya gittiğini söyledi!"

Duyduğum şeyin şoku ile Efken'i kolundan tuttum ve çıkışa doğru yönlendirdim. Bu sırada konuşuyordum.

"Ölmemeli Efken! O bana seni yeniden kazandırdı. Daha bebeğimizi görmesi gerek! Neden böyle bir şey yapıyor anlamıyorum! Mutlu gözüküyordu!"

Efken arabaya binip son hız sürerken bana yanıt vermişti.

"Ben Çiğdem'i tanıyorum, sana yaptıkları için duyduğu vicdan azabından bunu yapıyor! Aklınca kendisini cezalandıracak! Aptal kız!"

"Anlamıyorum Efken! Ne diye cezalandırsın ki?! Sonuçta sadece seni bana geri verdi. Ne yaşadığım ve ne zorluklar çektiğimi bilmiyor."

Efken dişlerini etine geçirdi. Buna karşı kaşlarım çatıldı.

"Bilmiyor değil mi Efken?"

Efken yutkundu ve uysalca yanıtladı beni.

"Biliyor."

Şuan bunun için ona kızmayacaktım. Bunu sonra düşünebilirdim. Öncelikle Çiğdem'i kurtarmamız lazımdı. Lütfen Allah'ım zamanında gidelim.

###

Çiğdem taksiciye parasını ödedi ve derin bir nefes alarak karşısındaki inşaata baktı.

Mutluydu. Gerçekten mutluydu. Huzurlu hissediyordu, çünkü başından beri yapması gerekeni yapmıştı.

Vicdan azabını sonlandırmak için son adımını atması gerekiyordu. Korkuyordu Çiğdem ama bu kadar kötülük yapmışken yaşamak istemiyordu.

Usulca inşaat binasından içeri girdi. Merdivenleri tırmanırken kalbi hızla atıyor ve gözyaşları kendisini serbest bırakıyordu. Buraya kadar gelmişken vazgeçmeyecekti.

Nihayet son kata geldi ve önündeki manzaraya baktı. Üzerinde gelinlikle gelmişti ve taksicinin tuhaf bakışlarını yoksaymıştı.

Aşağı baktığı zaman, başı döndü. Gözyaşları akarken 'Korkma, yapabilirsin' diyerek kendisini güçlendirmeye çalıştı.

Gözlerini yumarsa bunu rahat bir şekilde yapabilirdi.

Gözlerini kapattı ve 'Beni affet Zehra. Senden çok özür dilerim' şeklinde fısıldadı.

Yutkundu ve ileri bir adım attı. Hissediyordu Çiğdem. Bir adım daha ötesi ölümdü. Vicdanını susturacaktı ve o adımı atacaktı.

Derin bir nefes aldı. Gözleri kapalı olmasına rağmen gözyaşları akıyordu.

Eksik bir şey vardı. Belki de rahatlamak için bunu yapmalıyım dedi kendisine ve gözlerini açtı.

Ağlamaktan çatallaşan sesi ile bağırdı.

"Özür dilerim! Çok özür dilerim! Böyle olsun istemedim ben! Sevdiğimi zannettim! Sana hak etmediğin şeyler yaşattım. Sanki az şey yaşamışsın gibi, sana neler yaptım!"

Yere çöktü Çiğdem. Gözyaşları yeri bile ıslatacak kadar çok akmıştı.

"Lütfen beni affedin! Yaptıklarım için! O bebeğin vebalini taşıyamam, bu vebal ile yaşayamam! Doğarsa yüzüne bile bakamam! Bunu sizin için yapıyorum! Lütfen mutlu olun!"

Çöktüğü yerden kalktı ve gözlerini yumdu. Sıra son adımdaydı.

Kollarını iki yana açtı ve usulca adımını attı. Boşluğa süzülen bedenini hissetmek ve yere çakılışını beklemekteydi sıra.

Usulca fısıldadı kendisine.

'Umarım canım çok yanmaz!'


11. Bölüm Sonu

Kalbi Yaralı [Tamamlandı]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin