Bir boşlukta değil de, annemin yanında huzurlaydım. Etraf öylesine güzel öylesine mükemmeldi ki, buradan gitmek istemiyordum.
Oturdugum salıncakta sallanırken, annem'in sesi ile ona döndüm.
"Zehra, kınalı kuzum. Gel buraya."
Anneme gülümsedim ve ayağa kalkıp onun yanına ilerlemeye başladım. İki adım atmıştım ki, kalbime bir hançer saplandı sanki. Öyle yerimde kalakaldım.
Nefes alışım gittikçe daralıyordu. Yutkunamıyor ve nefes alamıyordum. Ufak bir nefes almaya çalışıyor ama başaramıyordum. Yardım istemek için bağırmak istiyordum ama yapamıyordum.
Anneme kaydı bakışlarım. Çok üzgün bir şekilde bana bakıyor ve ağlıyordu. Neden ağlıyordu? Ona ağlama demek istiyordum!
Birden ağrım durdu. Şişkin karnım indi ve tüy gibi hafiflediğimi hissettim.
Etrafıma bakındım. Bebeğim yoktu. Annem ise hâlâ ağlıyor ve bana gelmem için işaret veriyordu.
Koşarak anneme doğru gittim. Gözyaşlarını sildim ve onun gözlerini öptüm. Annem saçlarımı okşadı ve beni sardı.
"Anne neler oluyor?"
Annem derin bir nefes çekti ve yüzümü ellerinin arasına aldı.
Nedense yutkunma ihtiyacı hissetmiştim."Zehram... Kınalı kuzum... minik kızım. Bebeğinin nereye gittiğini merak ediyorsun değil mi?"
Usulca başımı salladım.
"Bebeğin dünyaya geldi kızım. Sen ise bir rüyadan uyandın ve ebedi hayata göç ettin."
Söyledikleri irkilmeme sebep olurken, gerçek bir tokat misali yüzüme çarptı. Benim annem ölmüştü ve onun yanında olan bendim! O benim yanımda değildi! Kafama dank eden şeyle ağladım.
Annem bana güç vermek ister gibi daha sıkı sarıldı. Ben bebeğimi göremeyecek miydim?
"Peki bebegim? Onu hiç göremeyecek miyim anne?"
Annem beni yavaşça döndürdü. Karşımda beliren şey de kendi ölü bedenimi görüyordum. İşte bebeğim oradaydı! Ona dokunmak istiyordum! Gözyaşlarım hızla akmaya devam etti.
Hayır, bu bir rüya olmalıydı! Ben uyanmalı ve bebeğimi kucağıma almalıydım.
Anneme baktım ve ellerini tuttum.
"Onu yakından göremez miyim anne? Lütfen!"
Annem gözlerimi elleriyle kapattı. Bir şeyin içinden geçiyormuş gibi hissettiğim sırada ellerini gözlerimden ayırdı. Etrafa baktığımda bebeğimi Efken'i ve kendimi gördüm!
Bebeğime dokunmak istedim ama başarılı olamadım! Bunun hırsı ile daha çok ağladım!
'《》'
Her şey istediğimiz gibi bitmez. Ben yürüdüğüm bu yolda, yavruma sadece uzaktan bakabiliyordum.
Onu görüyordum ama dokunamıyordum, elim öylece içinden geçiyordu ve ben sadece gözyaşı içinde yavrumu bir kere bile öpemeden ona veda etmenin acısını içimde hissediyordum.
Bir kere... sadece bir kere onu öpmeme ve koklamama izin verilseydi, dünyalar benim olurdu ama olmadı. Henüz onu kucağıma bile alamadan ondan ayrılmanın acısı içimi yakıyor.
Uzaktan bakıyorum sevdiğim adama... Ona da dokunmak, her şey güzel olacak demek istiyorum ama yapamıyorum.
Lütfen bebeğime iyi bak, onu koru, onun yanında ol demek istiyorum ama yapamıyorum. Sevdiğim adam benim nefessiz bedenime gözyaşlarını akıtırken, bende ona gözyaşlarımla eşlik ediyor ama bir türlü ulaşamıyordum.
Eğer bir şans, sadece bir şans verilseydi ve ben onlara veda edeceğimi bilseydim... bebeğime iyi bakmasını söylerdim. Sevdiğim adama sıkı sıkı sarılır ve bebeğimi doya doya öperdim. Oysa her şey istediğimiz gibi olmuyor ve istediğimiz gibi bitmiyor.
###
Zehra bebeğini kucağına almak istedikçe başaramadı. Annesine döndü bakışları.
"Anne, bebeğimi istiyorum!"
Annesi ona acıyla bakarken birden kayboldu! Zehra şaşkın bir şekilde etrafına bakmaya başladı.
Bir anda kulağına 'düt düt düt' şeklinde sesler gelmeye başladı. Ne ara olduğunu anlamadığı bir sırada, bedeni havalandı ve ölü bedenine girdi!
Bir ses duyuyordu uzaktan ama hâlâ gözlerini açamıyordu. Gelen sesi dinlemeye başlarken, sevdiği ve o hasret kaldığı adamin sesi de doldu kulağına.
"Efken bey, bakın sizi anlıyorum. Bu sizin için kabullenmesi zor bir durum. Ama maalesef geri dönme imkanı yok. Bu olsa dahi buna ancak mucize deriz."
Efken'in gözyaşları akarken, o mucize bir anda gerçekleşti.
Zehra yavaşça gözlerini araladı 2 veya 3 saniye sürdü bu durumu ve hemen kendisinden geçti.
Doktor şok içinde imkansız olan duruma baktı. İlk defa böyle bir şey yaşanıyordu.
Efken de aynı şaşkınlık içindeydi ve sevinçle döktü o kelimeleri dilinden.
"Uyandı!"
###
1 yıl sonra;
Bütün kötü olaylar gelip geçmiş ve sonunda mutluluğa kavuşmuştu herkes. Çok şükür ALLAH'IM.
Beni aileme kavuşturmaş ve duâlarımı geri çevirmemişti.
Minik kızım kucağımda iken ona sevgi dolu koca bir öpücük bıraktım. Kızımızın adını Sare koymuştuk ve üçümüz mutlu bir hayat sürüyorduk.
1 yıl öncesinde, annemle geçirdiğim zamanlar bütün eksikliğimi tamamlamış ve beni mutlu etmişti. Evet, bence bu bana bir hediyeydi.
Annemle yaşayamadığım birçok şeyi yaşamış ve mutlu dönmüştüm. Belki çocuğumu normal bir şekilde doğurmadım. Ama bundan pişman değilim.
Efken yanıma doğru geldi ve alnıma bir öpücük kondurdu. Bu öpücükle çok mutlu oldum.
"Zehra, iyi ki bizimlesin."
Gülümsedim ve ona baktım.
"Sen de iyi ki bizimlesin."
Derin bir nefes aldı. 1 yıl öncesini hatırlamak istemiyordu. Beni öylesine sarıp sarmalıyordu ki, bazen boğulacak gibi oluyordum.
Efken beni kaybetmekten çok korkmuştu. Onu anlıyordum.
Huysuzlanan kızıma baktım ve onu öperek emzirdim. Kucağımda kızım, karşımda sevdiğim adam... En başından beri olan hayalim sonunda gerçek olmuştu. Çok şükür!Ama hani bir söz var ya, biz sanırım bunu yaşamıştık.
'Kimi en çok seversen, o senin imtihanındır!'
Evet, bu finalin son partı. Aslında Zehra geri dönmeyecekti ve ben fazlasıyla kötü bir son yazacaktım. Ama sizleri kırmak istemedim. Çünkü onları ben yazsam dahi, hepinizle birlikte yaşadık. Sizlere bu haksızlık olur diye düşündüm.
Ben sizleri kırmadım. Lütfen siz de beni kırmayın ve votemi vererek minik bir görüş belirtin :) ♥
Hepinizi çok seviyorum ♥ Yeni hikayemiz Aşk'tan Neftet'e yayımlandı. Hepinizi beklerim ♥
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kalbi Yaralı [Tamamlandı]
RomansaEfken ve Zehra. Yutkundum ve tırnaklarımı etime batırıp bir yandan gülümsedin. Tam karşımdaydı. Başımı usulca yukarı kaldırdım. "Hayırlı olsun. Sonunda evleniyorsun." Boğazımda kocaman bir yumru olmuştu. Zorlanıyordum! Akmaya hazır bütün gözyaşla...