Yabancı ortama girdiğimde üzerimde oluşan gerginlik tüm bedenimi ele geçirmişti. Ortamdaki insanların ne tür olduklarını bilmediğimden oluşan güvensizlik dudaklarımı kemirmeme ve etrafa ürkek bakışlar atmama sebep oluyordu. Gelip geçen insanların umursamaz tavırları rahatlamama yol açmıyordu bile. Bu ilk günün ilk saatleri bir hayli zor geçiyordu. Nerede miyim?
Lise
Ben etrafa saf saf bakınırken omzuma dokunan bir el sebebiyle irkildim.
"Harry!" Zayn'in tanıdık yüzü biraz da olsa rahatlamamı sağlamıştı.
"Dostum, sonunda yanıma gelmeyi hatırlayabildin!" Zayn gözlerini devirip omuz silkti ve umursamayarak devam etti "Kızlarla konuşacağım sen de gelsene" sonra tek gözünü kırpıp dil çıkardı, şimdi göz devirme sırası bendeydi "Tanrı aşkına Zayn! kızlardan hoşlanmadığımı biliyorsun" iki sene önce yaptığım come out'la birlikte ailem ve çevremdeki herkes homoseksüel olduğumu öğrenmişti. Yakın arkadaşlarım, özellikle annem homofobik olmadığı için çok şanslıydım.Zayn yanaklarımı sıkıp dudağını büzerek konuştu "Şu masum ve pürüssüz cildinle anca erkekleri yoldan çıkarırsın zaten" elini suratımdan itip koridora yöneldim "Bak, herkes konferans salonuna gidiyor sanırım bizim de gitmemiz gerek."
Çok geçmeden konferans salonunda yerlerimizi almıştık. Müdürün yaptığı uzun sıkıcı konuşma boyunca onun bu kadar büyük göbeğe sahip olmasındaki mantığı aradım. Konuşma bitince sahneye birkaç öğrenci çıktı. Sonra içlerinden en uzun ve kıllı olan (muhtemelen son sınıftı) mikrofonu kontrol edip konuşmaya başladı "Merhaba arkadaşkar bugün size okulumuzdaki müzik departmanını tanıtmak adına bir konser vereceğiz. Eğer içinizde kendine güvenen ve yetenekli olduğunu düşünen varsa okuldan sonra müzik odasına gelsin, teşekküler" sonra çocuk baterinin başına geçip bagetileri üç kere bir birine vurarak komut verdi.
Şarkı başladığında dikkatimi çeken şey grubun vokali olmuştu. Çok farklı bir havası vardı. Sesi çok güzel ve rahatlatıcıydı. Kalabalığa attığı kaçamak bakışlar sırasında fark ettiğim çok güzel mavi gözleri vardı. Yüzü çok güzeldi.
Konserden sonra sınıflara dağıldık. Sınıfım sıradan bir sınıftı ve sanırım birileriyle tanışmam gerekiyordu. İlk dersten sonra arkamı dönüp karşımdaki sarışın çocukla konuşmak için kendimi hazırladım. Ben arkamı döndüğüm sırada o çantasından kızarmış tavuk çıkarmış yiyordu. Gergin bir şekilde gülümsedim "Merhaba ben Harry"
"ben de Niall" elindeki tavuktan ısırık aldı "sana ikram etmek isterdim ama yiyeceklerimi paylaşmayı sevmem" başımla onayladım "anlıyorum"
Çok değişik bir tipti, çok fazla yiyen birine benziyordu fakat vücudu cılızdı. Yeni boyanmış sarı saçlarını golf şapkasıyla örtmüştü. Dikkat çeken mavi gözleri vardı ve bariz bir şekilde belli olan irlanda aksanı. Yiyeceklerini toplayıp çantasına attı "Böylece bu okulda ilk tanıştığım insan sen olmuş oldun." gülümsedim "Benim de".Okuldan sonra servise bindim. Şans eseri o vokal çocukla aynı servisteydim. En öne oturmuştu, ben de onun hemen arkasındaydım. Kulaklıklarını takmış müzik dinliyordu ve ritme uygun kafa sallıyordu. Camdam vuran güneş ışığı gözlerini daha da belirginleştirmişti. Uzun kirpikleri adeta resmi tamamlayan son dokunuşlardı. Onda farklı bir şeyler vardı, ne olduğunu bilmiyordum ama onunla tanışmak istiyordum. Ona çok uzun süredir bakıyor olduğumu fark edip kafamı çevirdim.
Niall da bu servisteydi, yanıma oturmuştu ve en sevdiği futbol takımlarından bahsediyordu. Sonra heyecanla omzuma vurdu " Bu arada gitar çalıyorum. Son ders müzik odasına gittim ve oradakilere çaldım. Ve bana sorarsan gayet beğendiler" yutkunup devam etti "sen bir şey çalıyor musun?" tereddüdle cevapladım "şey... aslına bakarsan şarkı söylüyorum" şaşırmış bir şekilde gözlerini açtı "ciddi misin?" tam o sırada telefonu çaldı. Telefonu açıp kulağına götürdü ve biraz muhabbet ettikten sonra benden gizli bir şey söyleyecekmiş gibi elini ağızının kenarına koyup benden uzaklaştı ve fısıldayarak konuştu "Bilirsin işte yeni arkadaşım pek konuşkan biri değil" bunu duymadığımı sandığına emindim. Sonra telefonu kapatıp bana döndü "bence müzik öğretmeniyle görüşmelisin ayrıca bir ara bana da şarkı söylemeni isterim. kim bilir belki bir müzik grubu kurarız" servisin durduğunu hissedince camdan dışarı baktım ve inmem gereken durakta olduğumuzu anlayınca Niall'la vedalaşıp hızla servisten indim.
Dediği gibi müzik öğretmeniyle konuşabilirdim. Ama oraya kendimden emin bir şekilde gibip rezalet bir performans sergilersem her şey berbat olurdu. Müzik dersine girince kendimi göstersem yeterdi. Zaten hayatımda hiç şan dersi almamıştım, profesyonel bir sesim yoktu. Sadece sabaha kadar karaoke yaparak Gemma'yı bezdirmiştim. Gemma demişken onu gerçekten özledim, üniversiteye başlayalı sadece arada sırada eve geliyordu.
Dalgın dalgın yürürken kendimi evin önünde buldum. Eve girip çantamı bir kenara attım. Annem mutfaktaydı yanına gidip ona sarıldım "sen neden işte değilsin?" saçlarımı karıştırıp yanağımı sıktı " "Küçük oğlumu evde karşılamak istedim" gözlerimi devirdim "Anne bugün liseye başladım. artık küçük bir çocuk değilim"
" Öyle mi? günün nasıl geçti?"
" Yeni ortamları sevmiyorum"
" Merak etme çok geçmeden alışırsın"
" Asıl olay alışana kadar olan zaman zaten" dolaptan kola alıp odama çıktım. Yatağıma yatıp müzik açtım ve gözlerimi kapattım.Telefonumun tanıdık melodisiyle gözlerimi araladım. Arayan Niall'dı.
"Merhaba Harry, düşündüm de yarın okuldan sonra futbol oynasak nasıl olur? "
"Olabilir. Yanımda birini daha getirebilir miyim?"
"Bu sorun olmaz sanırım. Öyleyse yarın görüşürüz."
Telefonu kapattıktan sonra Zayn'e mesaj attım
-yarın okuldan sonra futbol oynamaya gidelim seni biriyle tanıştıracağım
+ tamamdır***
lil spoi: Siktir! Ondan hoşlanmış mıydım!?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
THE GLANCES
Fanfiction"Başından beri seni sevdiğimi haykırıyordum, sadece bunu dilimle değil gözlerimle yapıyordum."