Ertesi gün, Jessica'dan orkestrada vokal olabileceğim haberini aldım. Mutlu olmuştum, ama Louis ile aynı gruptaymışım ve birlikte şarkı söyleyecekmişiz. Bu kötü bir şey değildi tabi ki, ama beni fena halde geriyordu.
Aslında çok heyecanlanmıştım. Haftaya cuma okuldan sonra olacak müzik şöleninde çalacaktık.
Öğle arasında müzik katına indim. Louis bana doğru geldi "Birlikte çalacakmışız."
"Evet Jessica söyledi. Ne söyleyeceğiz biliyor musun?"
"Daha karar vermedik. Senin bir önerin var mı?"
"Kissing in the cars - Pierce The Veil nasıl?"
"Biliyorum o şarkıyı. Çok hoştur."Sonra ikimiz de mırıldanmaya başladık.
"As we wake up in your room
..."Birbirimize bakıp gülümsedik. Tanrım, ölmek üzereydim. Suratımın kızarmamış olmasını umdum.
Ardından Louis devam etti "Aslında orijinal bir şeyler yapsak daha güzel olur."
"Şey... Ben daha önce hiç orijinal bir şey yapmadım."
"Birlikte yapabiliriz. Jessica ve diğerleri de yardım eder."
"Bu harika olur."
"Biz seninle sözleri yazabiliriz."Louis William Tomlinson, bana birlikte şarkı sözü yazmayı teklif etti. Her şey ne kadar mükemmeldi.
Ortama Danny girdiğinde onun varlığını hatırladım ve bu içimde bir sıkıntı oluşturdu.
Danny dün birlikte geçirdiğimiz gün sayesinde mutluydu. Danny'e sordum "Sen de bizimle çalacak mısın?"
"Hayır ben Liam'ın vokal olduğu grupta çalacağım."
"O da mı vokal?"
"Aynen, Zayn de bizim grupta söyleyecek."
"Bu harika, peki Niall?"
"O diğer grupta."
"Kaç grup var?"
"Dört."
"İyiymiş."
"Benim ufak bir işim var sonra görüşürüz."
Sonra yanımızdan ayrıldı.Louis'ye döndüm "Şey, şarkı sözü yazalım dedin, nasıl bir şey olsun?"
Cebinden bir kağıt parçası çıkardı "Bende böyle bir şey var ama?"
Kağıda göz attım."I might never be your knight in shining armor
I might never be the one you take home to mother
And I might never be the one who brings you flowers
But I can be the one, be the one tonight(Asla senin parlayan zırhlı şövalyen olamayabilirim
Asla seni eve, annenin yanına götüren olamayabilirim
Ve asla sana çiçekler getiren olamayabilirim
Ama bu gece biri, biri olabilirim)"Louis'ye hayranlıkla baktım "Bu çok güzel. Çok güzel yazmışsın."
"Teşekkür ederim ama devamını getiremiyorum."Kağıdı aldım ve arkasına bir şeyler karaladım
"When I first saw you
From across the room
I could tell that you were curious
I hope you’re sure
What you're looking for
'Cause I'm not good at making promises(Seni odanın karşısında ilk gördüğümde
Meraklı olduğunu söyleyebilirdim
Umarım ne aradığın hakkında eminsindir
Çünkü söz vermekte iyi değilim.)"Louis'ye kağıdı verdim ve aklımda oluşan melodiyi mırıldandım. "Bunu beğendim." dedi ve mırıldanmaya devam etti
"But if you like causing trouble up in hotel rooms.
(Eğer otel odasında sıkıntı yaratmayı seviyorsan)"Sonra ben devam ettirdim.
"And if you like having secret little rendezvous.
(Ve eğer gizli küçük randevuları seviyorsan)"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
THE GLANCES
Fanfiction"Başından beri seni sevdiğimi haykırıyordum, sadece bunu dilimle değil gözlerimle yapıyordum."