8

669 59 68
                                    

Ertesi gün, okula gittim fakat hiç derse giresim yoktu. Ama okulda takılmak istiyordum. Bir bahane bulmam lazımdı.

Benimle birlikte yukarı çıkan Niall'la döndüm "Dostum, derse girmek istemiyorum. İlk iki ders müzik katında olacağım. Biri sorarsa provası var dersin."
Niall tereddüdle başını salladı "Peki, tamam."

Ona teşekkür edip en alt kata indim.

Burada sadece Louis vardı. Beni görünce şaşırmış olacak ki konuştu "Bir sorun mu var?"
Gülümsemeye çalışarak cevapladım "Burası derse girmemek için iyi bir yer."

Vereceği tepkiyi gergin bir şekilde beklerken tek ayağımı yere belirli bir ritimle vuruyordum.

Sonra Louis kıkırdadı "Haklısın, bu okulda hayatta kalmamın tek sebebi müzik."

İkimizde kahkaha attık "O kadar kötü mü durum."

Önüdeki orgun ayarlarıyla oynarken konuştu "Daha ilk seneden kaçmaya başladığına göre senin için de parlak sayılmaz."
Kıkırdadım "Haklısın."

Tanrım ona bakmaktan kendimi alamıyordum. Acaba ondan hoşlandığımı anlamış mıdır? Ama daha benim erkeklerde hoşlandığımı bilmiyor ve benim onun biseksüel olduğunu bildiğimi bilmiyor. Yani umarım kendimi çok ele vermiyorumdur.

Danny geldiğinde bize rahatsız olmuş bir şekilde baktı. Yanıma yaklaşıp bana sarılınca istemeyerek kollarımı ona doladım.

Sonra Danny, Louis'ye kötü bir şekilde bakarak konuştu "Louis seni rahatsız etmedi değil mi?" bu salak neyden bahsediyordu? Rahatsız etmek mi? Beni mi? Hem ona ne ki?

Ben saf saf bakarken Louis söze girdi "Neyden bahsediyorsun sen?"
Danny ukala bir tavırla ona yaklaştı "Bana yaptıklarını ona yapmanı istemiyorum sadece."
"Danny bunu konuşmanın sırası değil."

Danny sinirli bir şekilde konuştu "Neden!? Her zamanki gibi kaçacak mısın?"
"Danny ciddiyim sırası değil!"
"Hadi ama Lou, beni öptükten sonra tanımıyormuş gibi darvanmanın en mantıklı açıklaması ne olabilir!"

Louis rahatsız olmuş bir şekilde bana baktı ve dişlerini sıkarak konuştu "Dan! Sırası değil dedim."
"Ondan neden bu kadar çekiniyorsun ki! Harry, benim en değer verdiğim kişilerden biri. Hatta en değerlim." ben donup kalmıştım tek yaptığım onları dinlemekti.
"Dan, yeter dedim!" Louis sesini yükseltmişti
"Şunu kes Lou! Sana değer verdiğimi sanmıştım ve o zaman değer veriyordum da. Ama şu an değil, şu an benim için sadece o var." ve beni gösterdi. Lanet olsun! Benden bahsetmeyi kesemez miydi!?

Louis omuz silkti "Bundan bana ne!? Sevgilinle mutlu olmana gerçekten sevindim."

Sevgili mi!? Gergin bir şekilde söze girdim "Ama biz sevgi-"

Danny kolumu tuttu "Sen karışma şimdilik." ve devam etti "Lou, demeye çalıştığım; beni yüz üstü bıraktın. Seni anlamlandırmak için o kadar zaman harcadım ki... Fakat asla anlamlı bir açıklama bulamadım. Şimdi soruyorum; neden beni bırkatın?"

Louis sinirli bir şekilde devam etti "Çünkü annem yakaldı, bizi. Bana bağırıp çağırdı." sesi titremeye başlamıştı ve neredeyse fısıldayarak devam etti "Dan, beni doktora götürdü!"

Danny kafası karışmış gibi görünüyordu. Yavaş adımlarla geri geri yürüdü "Lou, özür dilerim. Seni anlıyorum."

Louis'nin siniri dinmemişti ve bağırarak devam etti "Hayır, anlamıyorsun! Bunun nasıl bir şey olduğu hakkında en ufak bir fikrin bile yok." yutkunup devam etti "sen- sen sadece ergen hoşlantılarının peşine takılmış ağlayıp duruyorsun ve bunları yaparken ailen arkanda. İşte bu yüzden beni anlayamazsın. Çünkü sen rol yapmak zorunda değilsin, olduğun gibi davranma özgürlüğüne sahipsin!"

THE GLANCESHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin