*pazar*
Niall'ın doğum günü için evden çıktım. Daha adım atmaya başlayalı birkaç dakika olmuştu ki müziği duymaya başladım.
Sokağın sonuna geldim ve köşeyi dönünce Niall'ın evini gördüm. Bahçenin kapısından girince Niall yanıma gelip selam verdi. Elimdeki hediyeyi ona uzattım.
Seveceğine inandığım bir gitar penası almıştım.
Az ilerde Zayn'i gördüm. Koşar adım yanıma geldi "Selam dostum, ortam çok iyi. Benimki de birazdan gelir."
Ne diyebilirdim ki Zayn bu kızla yatmakta kararlıydı.
Dürüst olmak gerekirse gözüm Louis'yi arıyordu. Fakat o sırada yanıma Danny geldi. Her zaman yaptığı gibi kollarını gülümseyerek açıp beni kendine çekti.
"Çok gecikmedim ha?"
"Hayır, ben de yeni geldim."
"İçki almaya gidelim mi?"
"Olur."Arka bahçeye doğru yürüdük. Sonra arka bahçedeki ağacın altında Louis ve Eleanor'u gördüm. Ama bana sorarsanız arkadaş gibi duruyorlardı.
Yani yan yana oturmuşlardı. Muhabbet ediyorlardı.
Masada bardaklarda olan içkilerden aldım. Danny de bir tane alıp kibar bir şekilde yudumladı.
Sonra elimden tutup beni havuzun kenarına sürükledi. Ona ayak uydurdum. İçkisinden yavaş yudumlar alırken konuştu "Keşke havuz partisi olsaydı değil mi?"
"Evet, ama bence bu kadar kişi için havuz küçük."
"Doğru söyledin." sıkılmış bir şekilde etrafına bakındı "DJ kim acaba, müzikleri sevmedim."
Omuz silktim "Bilmem."
Kulağıma eğildi "DJ'liği ben mi ele alsam?" kırdadım.Ardından Louis ve Eleanor'un ne yaptığını merak ettim. Danny'e tuvalete gideceğimi söyledim. Ve evin içine girdim. Mutfakta Zayn'i görünce oraya yöneldim "N'aber? Seninki gelmedi mi?"
"Geldi, makyajını tazeleyecekmiş. Senden n'aber?"
"Dostum, Danny peşime takıldı."
"Kötü olmuş. Nerde şu an?"
"Arka bahçede ona tuvalete gideceğimi söyledim."Sonra bir çift el belime dolandı. Bu Danny'di. Ve ben onun aletini tam anlamıyla hissediyordum. Resmen bana dayamıştı. Bunun şokuyla öksürüp ondan ayrıldım.
"Selam Harry, tuvaletten çıkmışsın."
"Aslında tuvalet doluydu, her neyse Zayn'le bir şey konuşmam gerekiyorda müsade eder misin?"
"Peki."Zayn bana döndü "Ne konuşacağız?"
"Gerizekalı! O gitsin diye söyledim. Ondan nasıl kurtulacağım?"
"Louis'ye çıkma teklifi ederek."
"Dostum, bu çok ani oldu."
"Ama öyle. Git konuş artık."
"Ama kabul etmezse, yani etmemesi gerekiyorsa?"
"En azından ne hissettiğini bilecek."
"Offf haklısın. Nasıl olacak o peki?"
Zayn masadaki kokteylleri işaret etti "Şunlardan iki bardak al ve yanına git. Ne hissediyorsan onu söyle."Tamam, bu çok ani olmuştu. Yapabilir miydim ki? Çok kararsızdım. Ya ben onun kafasını karıştırırsam, ya annesiyle arası bozulursa, ya daha fazla acı çekmek zorunda bırakırsam onu.
Ama Niall ne annesini ne de psikoloğu takmadığını söyledi.
Sikeyim! Ne yapacağımı bilmiyordum.
Zayn omzumu dürttü "Hadi gitsene!"
Onu tersledim "Peki! Tamam!"Bunu yapmam gerekiyordu. Louis'ye çıkma teklifi edecektim.
Masadan iki bardak aldım ve arka kapıya yürüdüm.
Elimde iki bardakla bahçeye çıktım ve onu en son gördüğüm ağaca yöneldim.
Oradaydı. Ellerini Eleanor'un beline dolamıştı. Ve dudakları onunkilerin üzerindeydi.
Cam kırıkları ağır çekimde yayıldı ve ses kulaklarımı doldurdu. Elimdeki bardaklar yere düşmüştü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
THE GLANCES
Fanfiction"Başından beri seni sevdiğimi haykırıyordum, sadece bunu dilimle değil gözlerimle yapıyordum."