Sırama oturmuş gözlerimi dinlendirirken hala biraz üşüdüğüm için çıkarmadığım siyah kabanımın cebindeki telefonum çaldı. Kaşlarımı çatarak elimi kabanımın cebine atıp telefonumu çıkardım. Telefonu göz hizama getirip ekrana baktım. Annem arıyordu.
Kaşlarım iyice çatılırken hızla sınıftan çıkıp aramayı cevapladım ve koridorun sonundaki pencereye doğru yürümeye başladım.
"Efendim anne?"
"Kısa keseceğim, derse girmem gerek. Senin de öyle. Baban seni görmeye gelecekmiş."
"Ne?" dedim sesimin yüksek çıkmasına engel olamayarak. "Hangi yüzle gelecekmiş?"
"Jaeyoon-ah..." Annem iç çektiğinde umursamadım. "Seni aldattığı o kadını da getirecek miymiş bari yanında?"
"Jaeyoon sakin olur musun? O senin baban."
"Babamdı." dedim gözlerimi pencereye dikmiş nereye baktığımı bile bilmeyerek. "Artık değil. Benim annem de babam da sensin."
"Tatlım ama bu şekild-"
"Gelmesine gerek yok. Hiç zahmet etmesin. Yola harcayacağı parayla sevgilisini eğlendirsin. En azından birini mutlu eder."
"Kızım, beni dinler misin artık lütfen?" Bıkkınlıkla konuştuğunda konuyu uzatmak istemediğim için ben de aynı bıkkınlıkla karşılık verdim. "Zil çaldı! Derse girmem gerek. Görüşürüz!" Bir şey demesine fırsat vermeden telefonu kapattım.
Oflayarak telefonumla ritmik bir şekilde yavaşça alnıma vururken gözlerimi kapatmış sinirimi yatıştırmaya çalışıyordum. Alnım acımaya başladığında telefonumu cebime koyup sağ omzumu duvara yaslayarak dışarıya baktım.
Soğuk kış artık etkisini yavaş yavaş kaybediyordu. Hava hala soğuktu ama en azından kar yağmıyordu ve yerler buz pisti değildi. Tam beş gün önce Jaehyun'la okuldan çıkarken genel olarak yaptığımız gibi birbirimize dalaşıyorduk. Sinirlenip beni kovalamaya başlamıştı ve ben de tüm gücümle koşuyordum. Önümdeki buzlu yeri fark etmeyip adımımı attığım gibi kayarak yüz üstü yere düşmüştüm. Ben acı içinde kıvranırken sevgilim olacak gerizekalı bize şaşkınca bakan insanları ve yerde kalkmak için yardımını bekleyen beni umursamayarak katıla katıla gülmeye başlamıştı. Saniyelerce karnını tutup hafif eğilerek kahkahalar atmıştı. Dizlerimin ve ellerimin acısını unutup hayretle salak sevgilime bakarken en sonunda kendini biraz sakinleştirerek yanıma çömelip hızla beni yerden kaldırmıştı ve iyi misin diye sorma zahmetine girmişti. Tabii üç gün boyunca nasıl düştüğümü herkese anlatıp dalga geçmeyi ihmal etmemişti.
Yanağımda hissettiğim baskı ve ıslaklıkla irkilip sıçradım. Jaehyun gülümseyerek bana bakıyordu. "Ne düşünüyordun? Dalmışsın yine." Tamamen ona dönüp koluna girdim ve sınıfa doğru yürümeye başladım. Birlikte yürürken Jaehyun cevap beklercesine gözlerini bana dikmişti.
Sevgili olduğumuz gün içini döken tek kişi Jaehyun değildi tabii. Ben de ona yaşadıklarımı anlatmıştım. Duygusal bir insan olduğum için Jaehyun'u ağlarken gördüğümde yaşaran gözlerimden konuşmaya başladığımda yaşlar dökülmüştü. Kafamı omzuna koyup sakinleşmem için sırtımı sıvazlamış ve bana moral vermişti.
"Babam beni görmeye gelecekmiş." dedim somurtarak. Kaşlarını çatıp sınıfın kapısını açtı ve geçmem için bekledi. "Hangi yüzle gelecekmiş?" Arkamda olduğu için hızla ona dönüp parmaklarımı şıklattım. "Ben de aynısını dedim işte." Jaehyun omuzlarımdan tutup beni sırama oturttu ve kendi de çömelip benimle aynı hizaya geldi. "Ne yapacaksın?"
"Gelmemesini, yola harcayacağı parayı sevgilisini mutlu etmek için kullanmasını söyledim. Gelmeyecek."
"Emin misin?" dedi kaşını kaldırarak. Omuz silkip kafamı eğdim. "Değilim. Ama. Yani ne bileyim." Yüzüme gelen saçları geri ittirip kafamı Jaehyun'un tersi tarafa çevirdim ve parmaklarımla oynadım. "Gelirse de yanına gelmeme izin verir misin?" Çekingence Jaehyun'a baktığımda gözlerindeki şefkati görmemek için kör olmak falan gerekirdi. Gülümseyip yavaşça ayağa kalktı ve alnımı öptü. "Sorman hata. Ben gelirim yanına sen uğraşma. Sadece bunun için değil her zaman gelirim. Sen ara yeter."
Ben donakalmışken Jaehyun sırasına doğru adımladı. Şaşkınlıktan ağzım açılmıştı.
Benim. Alnımı. Öpmüştü.
Alnımı.
ALNIMI!
Sakin ol gerizekalı! O senin sevgilin. O öpmeyecek de ben mi öpeceğim?
İç sesime yüzümü buruşturarak karşılık verdim ve yavaşça Jaehyun'a bakıp gülümsedim. O da gülümseyip göz kırptığında yavaşça önüme dönüp hala hızla atan kalbimi sakinleştirmeye çalıştım.
Jung Jaehyun kalbime pek de iyi gelmiyordu.
Biraz ekşın katayım dedim. Kısa oldu biliyorum ama diğer bölümü bekleyin agshdndksls.
Hepinizi öpüyorum muaaaaaaaaağğğh!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
timeless √ jung jaehyun
Fanfiction"Benim için en değerli olan üç kişiden biri, annem gitti. Sen ve Dog buradasınız." "Buradayız." dedim gülümseyerek. Gülümsememe karşılık verip ellerini sıklaştırdı. "Senin için, ailenden sonra tabii, en değerli kişi olmama izin verir misin?" G×B Bu...