Ya tamam kızmayın agshxnjakdjıdamsk. Bu espiriyi yapmazsam içimde kalırdı. İyi okumalaaar.
-
Hava normal kış şartlarına göre gayet sıcaktı. Ama itiraf etmeliyim, deniz kenarındaki parti için ayrılmış kamelyalardan birinde otururken esen soğuk rüzgar ister istemez üşümeme neden oluyordu.
İstmsizce olduğum yerde soğuktan titrerken ellerimle kollarımı sarıp ısıtmaya çalıştım. Bacaklarım için henüz bir çözüm bulamamıştım tabii.
"Gerizekalı! Aralık ayındayız. Ne diye şort giydin ki?"
Yanımda oturmuş içinde ne olduğunu bilmediği halde sırf rengini beğendiği için aldığı içeceği içen Jaehyun'a yandan kısa bir bakış atıp tekrar önüme döndüm.
Sahildeki olaydan sonra bana dediği laf hala aklımdaydı.
'Çünkü Jaeyoon, sinirlendiğinde çok tatlı oluyorsun.'
O, bunu söyleyip sanki hiç dememiş gibi davranmaya devam ederken ben hala kulaklarımın ve yanaklarımın kırmızı olduğuna emindim.
Nasıl bu kadar rahat olabiliyordu? İnsan acaba bende mi sıkıntı var diye sorgularken buluyordu kendini onun bu tavırlarından sonra.
"Bir yere ayrılma, geliyorum."
Yanımdan kalkıp otelin içine girdiğinde az önce yaptığım gibi tepkisiz kalıp onu izledim. Üstündeki ince gömleğiyle duruyordu ve üşüyormuş gibi bir hali yoktu. Çok zeki olan ben aceleyle çıktığım için yanımda ceket falan da getirmemiştim.
Oturduğum yerde etrafı incelerken Jaehyun'un yarım bırakıp masaya koyduğu içeceğe baktım. Kesinlikle beğenmemişti. Gerizekalı.
İstemsizce kendi kendime kıkırdarken karşıdan elindeki ceket ve şalla gelen Jaehyun'u gördüm.
Yanıma gelip hiçbir şey demeden onun olduğunu düşündüğüm ceketi omuzlarıma bırakırken bileğini tutup onu durdurdum.
"Ceketini sen giy. Bana şalı versen yeter. Sen üşümüyor musun?"
Omuz silkip sırıttı. "Beni düşünmen çok hoş Jaeyoon ama emin ol üşüseydim o ceketi sana vermezdim."
Gözlerimi devirip omuzlarıma bıraktığı ceketi düzgünce giydim. O ise bacaklarımın üstüne koyduğum yastığı alıp şalla bacaklarımı örtüyordu.
Sanki dünyayı kurtarıyormuş gibi ciddi bir ifadeyle birkaç adım geri gidip baktı ve kendi kendine gülüp yanıma oturdu. "Böyle daha iyi."
"Hala üşüyorsan içeri geçelim. Buradaki kutlama daha hoş olduğu için burada da durabiliriz tabii."
"Partiyi senin baban hazırladığı için nerede daha iyi eğleneceğimizi sen bilirsin. Bu yüzden burada kalab-"
"Ahh! N'apıyorsun ya?" Lafımı yarıda kesip alnıma attığı fiske yüzünden acıyla bağırdım.
"Şunu ikide bir dile getirme."
Bir elimle alnımı ovuşturup diğer elimle omzuna vurdum. "Tamam be!"
°
Yaklaşık bir buçuk saat dışarıda oturup daha sonra öğretmenlerin de gelmesiyle içeriye geçtik.
Bir süre sonra Bay Jinhyuk eline mikrofon alıp konuşma yapmak için sahneye benzer bir yere çıktı. Jaehyun'un söylenmesini duyabiliyordum.
"Şimdi yüzüne güzel bir maske takıp yine maskesi kadar güzel sahtelikle bir yeni yıl konuşması yapacak."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
timeless √ jung jaehyun
Fanfic"Benim için en değerli olan üç kişiden biri, annem gitti. Sen ve Dog buradasınız." "Buradayız." dedim gülümseyerek. Gülümsememe karşılık verip ellerini sıklaştırdı. "Senin için, ailenden sonra tabii, en değerli kişi olmama izin verir misin?" G×B Bu...