twentyfour

559 46 8
                                    

Sınav haftasının başlamış olmasının verdiği etkiyle sessizleşen okul koridorunda Jaehyun, Mark ve takım kaptanları Jihyung panolara ellerindeki duyuruları asıyorlardı.

Son sınıflardan bir oyuncu, sağlık sorunları nedeniyle takımdan ayrılmıştı. Yedekteki oyuncuların da pek yetenkli olduğu söylenemezdi. Jihyung bütün takımı toplayıp durumu değerlendirmiş ve ortaklaşa aldıkları karar sonucunda da panolara asmakta oldukları duyuruları hazırlamıştı.

Mark, yüzündeki birkaç gündür hiç bozmadığı gülümsemesiyle elindekileri asıyordu. Bunun bir sebebi vardı tabii.

Mark bir süreliğine takım maçlarına katılması yasaklandığı için en son oynanan maçta yer alamamıştı. Maçtan önce Jihyung, Mark ve Jaehyun koçlarıyla ve müdürle konuşsalar da bir türlü cezasını kaldırmamışlardı. Takımda önemli bir rolü olan Mark'ın eksikliği hissedildiği için maçta büyük bir yenilgiye uğradıklarında Jaehyun sinir krizi geçirip işi kökten halledeceğini söyleyerek soluğu babasının yanında almıştı. Bay Jinhyuk oğlunun sinirli halini görünce dayanamamış ve Mark'ın cezasını kaldırmıştı.

Ne var ki bu haber okulda duyulduğunda Jaeyoon da dahil olmak üzere bütün okul -daha çok sınıf başkanları- isyan etmiş, büyük bir karmaşaya yol açmışlardı.

Jaeyoon da bu sebepten Jaehyun'la kavga etmişti ve onunla üç gündür konuşmuyordu.

|

"Mark'ın cezasının kaldırılması için Bay Jinhyuk'la konuştuğun doğru mu?

"Ne?" dedi Jaehyun, Jaeyoon'un yanına gelir gelmez aniden söylediği şeyin verdiği şaşkınlıkla. "Neyden bahsediyorsun?"

Jaeyoon derin bir nefes alıp gözlerini kapattı. "Mark'ın cezası için diyorum," Gözlerini açıp Jaehyun'un gözlerine sabitledi. "Bay Jinhyuk'la konuşmuşsun, doğru mu?"

"Doğru" dedi Jaehyun, aynı zamanda omzunu silkiyordu. Jaeyoon, Jaehyun'un bu tavrına alayla güldü. Jaehyun kaşlarını çatmıştı.

"Sorun ne?"

"Sorun ne mi?" Jaeyoon hayret içerisinde cevap verdiğinde Jaehyun da sinirlenmeye başladığını fark etti.

"Evet Jaeyoon, sorun ne? Gelir gelmez hesap sorar gibi saçma saçma konuşuyorsun!"

Yüksek çıkan sesi yüzünden Jaeyoon irkildi ama çabuk toparladı. "Saçma saçma konuşuyorum öyle mi? KUSURA BAKMA JUNG JAEHYUN YAPTIĞIN ŞEYİN DİĞERLERİ İÇİN HAKSIZLIK OLDUĞUNU DÜŞÜNDÜM!"

"Ben kimseye haksızlık yapmadım sadec-"

"Sadece takımını kurtarmaya çalıştın." Jaeyoon sinirden ağladığını karşında duran Jaehyun'un bulanıklaşan görüntüsüyle ve vücudunun titremesini hissetmesiyle fark etti. "Çünkü Jung Jaehyun," Titreyen bacaklarını hareket etmeye zorlayıp Jaehyun'a doğru bir adım attı. "sen sadece çıkarlarını düşünen, kaybetmeyi hazmedemeyen, mükemmelliyetçi birisin. Benim veya bir başkasının aldığı cezanın itiraz edilemeden uygulanmasının sana bir zararı yok. Bu yüzden sesini çıkarmadan oturup izliyorsun, bende yaptığın gibi."

Jaehyun sinirlerine hakim olmak için kendisini zorladı ve karşısındaki kişinin kız arkadaşı olduğunu kendine hatırlattı. Yanlış bir şey söyleyip kalbini kırmak istemiyordu ama Jaeyoon'un dedikleri sabrını zorluyordu. Daha ağzını açamadan Jaeyoon ağlayarak konuşmaya devam etti.

"Ama," İşaret parmağını kaldırıp ardarda Jaehyun'un göğsüne vurdu. "Bir takım arkadaşın ceza aldığında hemen babanın kollarına koşuyorsun ve olayı çözüyorsun."

timeless √ jung jaehyun Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin