Merdivenlerden çıkarken homurdandım.Koskoca saray'da oda olarak neden burayı seçmişti ki?Merdivenlerin sonuna geldiğimde yine nefes nefeseydim.
Kapıyı tıklattım.
"Gir"
Tanıdık sesiyle yüzümü ifadesiz tutmaya çalışarak odaya girdim.Her zamanki gibi koltukta oturuyordu.Karşısına oturmamı işaret etti.İtaat ettim.
Bir haftadır hiçbir şey yapmıyorduk.Kılıç eğitimi dersleri haricinde.Yine karşısına oturdum.Bana dik dik bakmaya başladı.Bende ona karşılık verdim.
Sadece gözlerimin içine bakıyordu.Saatlerce gözlerime bakıyordu.İfadesiz bir suratla yüzüne bakmaya devam ettim.Ne yapmaya çalıştığını bilmiyordum.Yüzünden herhangi bir ifade okumak imkansızdı.
"Kafanı boşalt"
dedi.Vay be bir hafta sonra beceriksiz olduğumu söylemediği tek cümle.Kafamı boşaltmaya çalıştım.Hiç birşey düşünme ve ona odaklan.Gözlerimi iyice ona odakladım.
İçini görmeye çalıştım.Sadece dış görünüşüne bakma.İçini okuman lazım kızım hadi.Tabi bu süre boyunca iç diyaloğumla anlaşmaya başlamıştım.Beni motive etmeye çalışıyordu.Gülmemek için dudağımı ısırmak zorunda kaldım.
Gözlerini kıstı.
"Sana kafanı boşalt dedim"
İfadesizliğimi geri takındım ve kafamdaki tüm düşüncelerden arındım.Hatta iç sesimi bile susturdum.Boş boş onun suratına bakmaya devam ettim.
Fakat bir süre sonra aklımı kurcalayan soru yine gün yüzüne çıktı.Eğer bu sorudan kurtulamazsam odaklanamayacak ve yeteneğimi açığa çıkaramayacaktım.Derin bir nefes aldım ve konuştum.
"Senin duygularını okuduğumu nasıl anlayacağım?Ya kendi duygularımla karıştırırsam?Veya en başıdan beri herkesin duygularını kendi duygularımmış gibi hissediyorsam?"
Bana öyle bir baktıki yerime sinmemek için zor tuttum kendimi.İfadesizliğimi korumanın verdiği mutlulukla sırtımı dikleştirdim.Derin bir nefes verdi.Sanırım aklımdaki tüm şüphelerden arınmam gerektiğinin farkındaydı.
"Duyguları beş duyu organından birinden anlarsın Arya.Şu an senin hangi duyunun daha gelişmiş olduğunu çözmeye çalışıyorum."
"Nasıl?"
"Arya.Beni yargılamayı kes ve odaklan.Duygularımı koku olarak algılayabilirsin.Beynin hangi kokunun hangi duyguya karşılık geldiğini biliyor.Görürsen yüzümde renk değişimi görürsün.Hangi rengin hangi duyguya mukabil ettiğini anlarsın"
"Ve duyarım."
dedim gözlerine bakarak.
"Duyguların ses halini.Hissederim kendilerini"
Başını salladı.
"Aslında hepsinden bir parça barındırırsın fakat biri ağır basar.O özelliğini bulup onun üzerine yoğunlaşmamız lazım."
"Bu nasıl olacak"
"Sesini çıkarmadan bana bakmaya devam edeceksin"
Gözlerimi devirdim.Hemen ardından toparlanıp eski pozisyonuma döndüm.Ona bakmaya devam ettim.Elim karıncalanıyordu ama umursamadan elimi salladım.Ardından Derek gülümsedi.
"Buldum"
Gözlerimi büyütüp ona baktım.
"Ne?"
"Ağır basan duyunu buldum."
Kaşlarımı çattım.
"Neymiş o?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DOĞUM LEKESİ -ANAHTAR EFSANESİ
FantasyUzun yıllar önce bir kral yüzüne dağılan özel bir aile... Bu ailenin en özel üyesi... Keşfedilmemiş yetenekler... Yeni dünyalar... Kabullenilmeyen aşklar...