"Ben yapmadım"
Merdivenlerden inerken sesi gittikçe azalarak yankılandı.Kral'ın soğukkanlı duruşu ona odaklanmamı sağladı.Hissettiği şey mutluluktu.Zafer kazanmış gibi.Ve aniden içini kaplayan endişe,üzüntü,pişmanlık...
Bu ani duygu değişimi beni afallatırken gözlerimi kırpıştırdım.Odaklanmamı engelleyen faktörlerdendi belkide.Beynime hücum eden onca duygu dikkatimi dağıtıyordu.
Keşke bu yeteneğimin kapatma düğmesi falan olsaydı.Şu an en çok ihtiyaç duyduğum şey buydu.Şaşkınlığı,üzüntüyü ve çaresizliği beş altı kat daha fazla hissetmek yüzümü buruşturmama neden oldu.
Yavaşça geri geri gittim ve duvara dayandım.Bacaklarım beni daha fazla taşıyamayacağını farkettiğimde yavaşça kaydım ve yere çöktüm.
Ayaz bunu farkedince hemen yanıma çöktü.İçindeki duygular endişe ve şaşkınlık.Eliyle çenemi kavradı ve yanağımı okşadı baş parmağıyla.
"İyi misin?"
Başımı salladım.
"Evet"
ağzımdan çıkan kuru ve boğuk sesle boğazımı temizledim.Aralardan kendime ait duyguları bulmaya çalıştım fakat nafile.Yalnız kalmaya ihtiyacım vardı.Kafamı ve duygularımı toparlamaya ihtiyacım vardı.
Daha fazla duyguyu hissetmeyi kaldıramazdım.Daha yeni bu yeteneğe kavuşmuştum fakat şimdiden pisman olmaya başlamıştım.Ellerimle başımı kavradım.
"Yalnız kalmam gerek"
diye fısıldadım ve ayaklandım.Ayaz'ın şaşırdığını hissettim.Herkesin pür dikkat beni izlediğininde farkındaydım.Merdivenlere yöneldim ve hızla odama doğru yol aldım.
Kapımı kapayınca derin bir nefes aldım ve kendimi yatağa attım.Başım patlayacakmış gibi hissediyordum.Sesli bir şekilde inledim ve ellerimi saçlarıma geçirdim.
Kafamda sadece benim duygularımın kaldığına emin olduğumda derin bir nefes verdim.Rahatlamaya ihtiyacım vardı.Neler hissettiğimi gözden geçirdim.
Şaşkınlık,nefret,üzüntü ve çaresizlik...Bunlar en yüzeydeki duygularım.Elanor'un ihaneti beni oldukça şaşırtmıştı.Bunu yapabileceğine inanamıyordum.
Prens Santos'un şu an o odada belkide ölümü bekliyor oluşu beni sinir ediyordu.Buna inanamıyordum.Ah bu hiç iyi değildi.Yaşadıklarım ve yaşayacaklarım...Hepsi bu yeteneğim yüzünden başıma geliyodu.
Bahtsız bir yaşam.Aman ne güzel.Sahip olmayı istemeediğim bir ailem vardı.Belkide yoktu.Şu an yaşayıp yaşamadıklarını bilmiyordum.
Adrian.Ah Adrian.Keşke bunu daha önce farkedip seninle gidebilseydim.Fakat şu an bu berbat yerde uğraştıklarıma bak.Kendimde değilim.İşkenceye maruz kalanları izliyorum ve bazen bende onlara eşlik ediyorum.
Bir kahkaha attım.Yaptıklarım ve yapacaklarım.Değişmiştim.Bunun yeni yeni farkına varıyordum.Bunları Ayaz'dan saklıyor oluşumda işin bambaşka bir boyutuydu.
Eğer öğrenecek olursa bana ne kadar kızacağını düşündüm.Hayalkırıklığı yaşayacaktı.Belkide benden nefret etmeye baaşlayacaktı.Gerçekten benden nefret eder miydi?
Ona anlatmam gerektiğinin farkına vardım.En yakın zamanda ona herşeyi anlatmalıydım.Fakat şimdi sırası değildi.Şu an daha önemli meseleler vardı.
Kapım tıklatılınca iç çektim.Yalnızlığım buraya kadardı.Bir an uyuma numarası yapmayı düşündüm.Bu düşünce üzerine kendi kendime güldüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DOĞUM LEKESİ -ANAHTAR EFSANESİ
FantasyUzun yıllar önce bir kral yüzüne dağılan özel bir aile... Bu ailenin en özel üyesi... Keşfedilmemiş yetenekler... Yeni dünyalar... Kabullenilmeyen aşklar...