Bütün gün boyunca Prens Santos'un yanında durmuştum.Üzgündü,kırgındı.Onu bir sürede olsa oyalayabildiğime sevindim.Bir günde olsa acısını ona unutturabilmiştim.
Doktor sargısını açtığında dikiş atılmış yarasına baktım.Göğsünün biraz aşağısındaydı.Doktor kontrolleri yaptıktan sonra sagıyı yeniledi.Prens'e bir ilaç içirdi.
"Uykuya dalacak"
diye açıklama yaptıktan sonra odadan çıktı.Ona gülümsedim.
"Günümüz sona erdi desene"
Prens gülümsedi.
"Teşekkür ederim"
diye fısıldadı.Bana minnettar olduğunu gösteren duygular beynime akın etti.Ve bir şey daha...Sevgi.
Hayır,hayır bu duyduğu arkadaşça sevgiden daha öteydi.Yavaşça kapanan gözlerine odaklandım.Huzurla kendini uykuya teslim etti.Duygular bulanıklaştı fakat ben okuduğum duygudan oldukça emindim.
Ayaz'ın hissettiği gibi.Aşk gibi.Hüzünle prens Santos'a baktım.Bana karşı böyle bir duygu beslediğini kendine bile açıklayamamıştı belkide.
Ellerimi birbirlerine doladım.Bunun olabilmesi sinir bozucuydu ve bunun farkına böylece varmak.Bu hissini böyle öğrenmek.Kendimi kötü bir şey yapmış gibi hissediyordum.
Hani istemeden kulak misafiri olduğun bir konuşmada kendinle ilgili yorumları duymak gibi.Ah bu çok garipti.Bir kez daha yeteneğimden nefret ettim.Nefesimi dışarı üfledim ve Prens'e son bir bakış atıp odadan çıktım.
Durgun bir şekilde ilerledim.Şimdi yapmam gereken şey beni daha da korkutuyordu.Yutkundum.Ayaz'a gerçekleri açıklamam gerekiyordu.
Yavaşça inledim ve oldukça yavaş biçimde odama doğru ilerledim.Şansıma Ayaz benim odamda değildi.Rahatlamak istediğime karar verip kendimi duşa attım.
Sıcak su aklımı oyalarken iç çektim.Ayaz'a anlattığımda nasıl tepki verecekti acaba?Bana kırılacaktı.Bu kesindi.Fakat bana olan duyguları değişir miydi?İşte beni endişelendiren buydu.
Banyodan çıkınca üzerime havlumu sardım.Kıyafetlerimi almayı unuttuğumu farkedince sesli bir şekilde inledim ve kendimi banyodan dışarı attım hışımla.
Odama girince Ayaz'ı yatağımda oturur halde görünce dudaklarımdan kaçan çığlığa engel olamadım.Bana gülümsedi.Dudaklarımı büzdüm ve havluma daha çok sarıldım.
"Ayaz"
diye cırladım.Daha çok gülmeye başladı.
"Napıyorsun?"
diye tısladım.
"Ödeştik"
dedi ve göz kırptı.Gözlerimi kısaraak ona baktım ve kendimi giysi odasına attım.Arkamdan kapıyı kapattım ve hemen üzerime birkaç parça kıyafet geçirdim.
Dolaptan çıkınca saçlarıma sarılı havluyla karşısına dikildim.Kaşlarım çatık biçimde ona baktım.Oysa gülmeye devam ediyordu.
"Gülme"
Daha çok gülünce onu itekledim ve sırt üstü yatağa düşmesine sebep oldum.Bileğimden tutup beni üzerine çekti.Nefesimi yüzüne üfleyince gülmeyi kesti ve gözlerime baktı.Sırıttım.
Dudaklarına eğilip minik bir öpücük kondurdum.
"Sen yaramaz bir çocuksun"
diye fısıldayınca oda sırıttım.
"Çok yaramazım"
dedi ve beni altına aldı.Gözlerimi devirdim.
"Of Ayaz"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DOĞUM LEKESİ -ANAHTAR EFSANESİ
FantasyUzun yıllar önce bir kral yüzüne dağılan özel bir aile... Bu ailenin en özel üyesi... Keşfedilmemiş yetenekler... Yeni dünyalar... Kabullenilmeyen aşklar...