"Aa"
dedim gözlerimi kaçırarak.Ayaz'la tekrar bakıştım.Ne demem gerektiği ile ilgili hiçbir fikrim yoktu.
"Biz şeydeydik..."
dedi Ayaz düşünür gibi kafasını yan yatırarak.
"Nerede?"
Derin bir nefes aldım ve kafamı yere eğdim.
"Bahçedeydik"
Prens bana şüpheyle baktı.
"Ne yapıyordunuz orda?"
Söylemeyi planladığım şeyle yüzümün kıpkırmızı olduğuna emindim.
"Özel şeyler"
diye mırıldandım.Prens'in şaşkınlığı yüzümü hafif bir rüzgar gibi yalarken dikkatle ona baktım.Tabi gözlerine bakamıyordum.Aynı şekilde Ayaz'ın yüzüne nasıl bakacağımı düşünüyordum.
Dudağımı dişledim.Prens afallamıştı.Gözeneklerinden akan öfke bizi boğmak için bulunduğumuz ortamı doldurmaya başlamıştı.Gözlerini kapatti ve bizi yalnız bıraktı.
Arkasından şaşkın bir şekilde bakakaldık.
"Bu kadar kolay olacağını tahmin etmezdim"
"Kolay değildi"
diye mırıldandım.Prens'in içindeki şüphe tohumlarını yok etmek o kadar da kolay olmamıştı.Yine onun duygularına el atmıştım.Derin düşünceler eşliğinde odama girdim.
Arkamdan giren Ayaz'ı hissettim.Belime sarıldı.Yüzümü buruşturdum ve nefesimi dışarı üfledim.
"İnsanların duygularıyla oynamaktan nefret ediyorum"
Ayaz nefesini boynuma üfledi.Boğuk sesiyle konuştu.
"Birde iyi yönünden bak.Duygularla oynayamasan belkide prens'in sorgusundan kurtulamazdık"
"Bu yeteneğe sahip olmasam burada olmazdık"
"Evet.Belki karşılaşmazdık bile"
Ürperdim.Ayaz olmadan geçirdiğim zamanlar aklıma geldi.Ben onsuz nasıl yaşayabilmiştim ki?Onu her daim yanımda hissetmeye alışmıştım.Her gün onunla uyuyup onunla uyanmaya...
Saçma bir şekilde onun duygularına inanıyordum.Belki de yanlışlıkla onun duygularıyla oynamıştım.Bunu bilmemin bir yolu yoktu tabiki.İç çektim.Sanırım kaderime razı gelmeliydim.
-----------------------------------
"Arya"
"Evet"
"Babam seni çağırıyor"
dedi prens Santos yanımdaki duvara yaslanırken.Gözlerimi kırpıştırdım.Ah bunu yapmak istemiyordum.
"Tamam"
dedim yüzüne bakmadan.Dün söylediklerimden utandığımı anlaması için duygularımı okumasına gerek yoktu.Ona göz ucuyla baktığımda tebessüm ettiğini farkettim.
Fakat duyguları bu haline tezatlık oluşturacak şekilde köpürüyordu.Boğazımı temizledim ve yanından uzaklaşmak için ilerlemeye başladım.Her dakika yaptığım hatanın bedelini ödüyordum sanki.
Evren bana bunu çok pis ödetecekti.Bunun farkındaydım.Kral'ın olduğu odanın önüne geldim.Muhafız beni içeri alınca şaşırmıştım fakat bozuntuya vermedim.
Önümde açılan kapılardan içeri girdim.Kral tahtında oturmuş bana bakıyordu.Bir el hareketiyle yaklaşmamı işaret edince ona doğru ilerlemeye başladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DOĞUM LEKESİ -ANAHTAR EFSANESİ
FantasyUzun yıllar önce bir kral yüzüne dağılan özel bir aile... Bu ailenin en özel üyesi... Keşfedilmemiş yetenekler... Yeni dünyalar... Kabullenilmeyen aşklar...