3 Gün Sonra
Enes'in Gözünden...
Sabah 10.00'da uyandığım gibi üzerime bir şeyler geçirip soluğu bizimkilerin yanında aldım. Bugün içim kıpır kıpırdı çünkü doğum günüm için memleketimden yani Kayseri'den kardeşim gelecekti. Ayrıldığımız günden beri neredeyse 3-4 ay geçmişti ve biz bu sürede sadece Sykpe üzerinden iletişim kurmuştuk. O da yetmiyordu doğal olarak. Kahvaltıdan sonra Damlayla birlikte otogara gidecek ve onu alıp evimize getirecektik. Telaşla yemeye koyulduğum sırada Kerem'in bana laf atmalarını duymazdan geliyordum.
'Yavaş ye yavaş! Boğulacaksın!'
Telefonuma gelen mesajla yemeye ara verdiğimde hızlı yemekten nefes alamadığımı fark ettim. Furkan mesaj atmış ve bir saatlik yolunun kaldığını haber vermişti. Kahvaltımız bittiğinde Damla sofrayı toplama işini Ceylin'e devretti ve bizde yola koyulduk. . Bugün hepimiz birden okulu ekmiştik. Okuldan dönüş saatimiz farklı olduğu için karışıklık olsun istememiştik.
Akşamüstü deniz kenarında kapalı bir mekana gidecektik. Fotoğraflarından gördüğüm kadarıyla çok şirin bir yere benziyordu. İsmi Hayalperest kafeydi. Zaten Damla'nın böyle bir yer bulmasına şaşırmamıştık çünkü onu tanıdığımdan beri içinde 'hayal' kelimesi geçen her şeye bayılırdı. Birkaç gün önce Fikret ve Kerem mekânı görmeye gitmiş ve rezervasyon yaptırmışlardı. Otogara vardığımızda otobüs daha gelmemişti. Beklerken Damla da Reyyan'ı aradı son durumlardan haberdar etmek için. Nasıl olsa o da bizimle olacaktı. Partiye 5-6 tane arkadaşını çağırmış fakat çok telaşlıymış. Nedeni ise ne giyeceğini bir türlü karar verememesiymiş... Ah bu kızlar!
Bu sürede otobüsün gelmesiyle birlikte gözlerimi inmekte olan yolculara diktim. Gözüm kardeşimi arıyordu ve en sonunda elinde ufak bir çantayla onu gördüm. Aynı evin içindeyken çok didişirdik, birbirimize kızardık ama ayrı kalınca anlıyormuş insan değerini. Birbirimize koşup sarıldık. Damlayla Furkan ilk kez birbirlerini göreceklerdi. Önceden oynadığımız oyunda karakterlerimizi her gün görüyordu ama ilk defa yüz yüze görüşeceklerdi. Damla Furkan'ı görür görmez, oyunda nasıl konuşuyorsa şimdi de öyle konuştu.
'Hoş geldin Fruki!!'
Furkan'dan gelen cevap ise aynıydı...
'Hoş buldum Damacana!!'
Birbirleriyle hep böyle konuşurlardı. Sanırım bu hiç değişmeyecekti. Eve dönüş yolunda Furkan bensiz geçen hayatından bahsediyordu. Eve vardığımızda herkes büyük bir heyecanla Furkan'ı karşıladı. Ne de olsa onlarda ilk kez görüyorlardı kardeşimi. Çocuğu salona çekiştirip oradan buradan konuşmaya başladılar. Bende kardeşimi bana bırakmaları için itiraz ediyordum. Ne yazık ki yarın akşam yine Kayseri'ye gitmek üzere yola çıkacaktı. Saat 15.00 gibi mekâna gidecektik ve saat 13.00 olmuştu. Hazırlanmak için erkenden odalarımıza çekildik çünkü yedi kişi olunca bu süreç de bir o kadar uzun sürüyordu.
Üzerime siyah jean ve beyaz bir gömlek geçirdiğimde aynadaki yansımama bakıp kendimi onayladım. Saçlarımın önüne de azcık jöle sürdüğümde benim işim bitmişti. Ceylin siyah bir elbise giymiş, Emir ve Osman da ceket ve pantolon giymişlerdi. Damla kırmızı bir etek ve üstüne siyah bir bluz giymişti. Aramızda en rahat giyinen Keremdi. Bordo sweatshirt'ünün üzerinde kocaman harflerle 'SPACE' yazıyordu. Hepsinin elinde rengarenk hediye paketleri vard. Ne ara almışlardı bu hediyeleri acaba? İlk defa bir doğum günümü uzaktan değil de yanımdayken kutluyacaklardı.. Bir arabaya sığmadığımız ve yolda Reyyan'ı da alacağımız için iki araba yola çıktık. Evde iki büyük olmasının bir diğer avantajı da buydu sanırım. Fiko Emirlerle direk kafeye giderken biz de Reyyan'a uğradık. Saçlarını dağınık bir topuz yapmıştı ve açık mavi bir elbise giymişti. Arabaya yüzünde kocaman bir gülümsemeyle bindi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SANALDAN REELE #Wattys2019 #TAMAMLANDI.
ChickLitBirbirlerini Hiç Görmeden de Bir Dostluk Kurulur mu? Bu Gerçek Olabilir mi? Okuyunca kararı siz vereceksiniz... #SR Kendi hayatlarında birtakım şeylerin yolunda gitmediğini düşünen yedi gencin sanalda tanışıp reel'de bir araya gelerek kendilerine ye...