Akşam eve vardığımda saat 11.30 olmuştu. Koşar adımlarla üst kata çıkıp Fikret'in kapısına gelince durdum. Odasında çalan şarkı tüm koridora yayılıyordu.
'Ucuz şaraplar içmiyorum artık,
Zaten zamanımda olmuyor evde oturmaya.
Tanımadığım insanlara anlatıyorum sensizliğimi, kurduğum hayalleri...
Artık hayallere de inanmıyorum inanmaktansa inandırmayı yeğliyorum'Fiko'nun ne zaman içesi tutsa bu şarkıyı dinlediğini biliyordum. Eskiden de sözlerini yazarak birlikte söylüyormuş gibi yapardık.
'Tık tık tık'
Müziğin sesini o kadar açmıştı ki kapıyı bile duymuyordu.
Kapıyı hafifçe aralayarak başımı uzattım sonra da birazcık yay misali sarktım. Beni görünce oturduğu yerden kalkıp şarkıyı kapattı. Beklediğimden iyiydi, bizimkiler abartmış sanırım. En azından şu an içmiyordu. ' Hoş geldin evin erkenci kuşu' dedi. Bu cümleyi öyle imali söylemişti ki, özellikle de 'erkenci' kelimesini bastıra bastıra. 'Hoş buldum' diyerek yatağının ucuna iliştim. Dudağının durumu sabaha göre daha iyi gözüküyordu.
'Ee, sen hayırdır gece gece efkar mefkar?'
'Arada lazım oluyor be'
'Niye ki?'
'Şarkılar hüzünlendiriyor'
'Öyle mi? Şuradan bana da bir kadeh doldursana'
Yılın afallama sahnesine şahit oldum şu an. 'Ne saçmalıyorsun Damla?'
'Ne saçmalayacağım, bugün sağını solunu karıştırıp saçmalayan sendin. Kadeh diyorum bira diyorum, koy koy madem arada lazım bende içeceğim'
'Ya bi git odana da uyu, kaç olmuş zaten saat. Birayı falan da rüyanda görürsün ancak'
Kıkırdadım. 'Salondakilere inip bir bakalım da, sonra uyuruz'
Fikoyu kolundan çeke çeke salona indirdim. Kerem ve Enes film seyrettikleri için salonun ışıklarını kapatmışlar, Ceylin ise 'ben çekmek zorunda mıyım bu karanlığı siz film izleyeceksiniz diye' söylenerek ortalıkta dolanıyordu. Malum aramızda karanlıktan korkan bir tek oydu ancak ne olursa olsun yanımızda olmak istediğinden odasına bile çıkmıyordu.
'Ev sadece salondan oluşmuyor Cey?'
'Sağ ol Enes ya aydınlandım şu an.'
'Kendi ışığın yeter sana o zaman. Şimdi çekilebilirsin.'
'Kılçık!'
Bir gün, bir gün de didişmeyin be... Bu gürültünün içinde koltukta elinde telefon ışığıyla gazeteden bir şeyler okumaya çalışan Emir'in yanına geçtim.
'Hayırdır bu saatte gazeteden ne arıyorsun?'
'Burcumun açıklamasını arıyorum ama bulamıyorum. Hiç anlamıyorum bu işlerden be Damla'
'Aynı burçta olduğumuzu unuttun mu? Yengeç burcunu bulman lazım'
' Doğru ya! İki saattir gazetede köpek burcunu arıyorum.'
Bildiğiniz haykırdım Emirden böyle bir cevap gelince. ' köpek burcu yok yengeçle idare edeceksin artık' dedim imalı bir şekilde O sırada Fiko'da ayakta öylece dikilmiş uykulu gözlerle bize bakıyordu. 'Zıbarmıyor muyuz ya?'
'Valla Fiko ben yatmayı düşünüyorum da sen zıbarmak istiyorsan o senin tercihin'
Kafası iyiyken uğraşmak gibisi yoktu. Ne tam olarak ciddiye alıp kızabiliyordu ne de gülüp geçiyordu. Surat ifadesi görülmeye değerdi.
'Ya neden hepiniz kış uykusuna yatar gibi erken yatıyorsunuz!' diyen Ceylin'e dönüp saatin 1.30 olduğunu hatırlattım. 'Erken ve geç kavramları senin için ne ima ediyor bilmiyorum ancak fazlasıyla yorgunuz'
Tam etraftaki dağınıklığı toplayıp odama çıkacağım sırada Kerem izlediği filmi unutup demez mi 'Bugün gördün mü Ayazı' diye...
Hepsi bir anda bana döndüğü sırada Ceylin 'yahu çocuk zaten aynı bölümde okuyor görmeme ihtimali var mı sizce?' diyerekten durumu yumuşattı. Artık bir şey daha saklayamayacaktım vallahi. Söyleyiverdim bende. 'Gördüm'
Beklediğim bir hareket olarak Fikret direk söze atladı 'Bir şey dedi mi sana?'
'Çok az konuştuk, önemli değildi.'
'Damla, Osman beni görüp odaya yollamasaydı o Ayaz denen çocuğa başka bir boyuttan kitap fırlatmaya geliyordum' diyen Kereme dönüp istemsizce güldüm. 'Çocuğun bir kafasına kitap yemediği kalmıştı be Kerem'
'Ne söyledi bakayım?'
Ah Fiko ah...
'Ne söyledi biliyor musun?'
'Ney?'
İyice yanına yaklaşıp fısıldadım.
'Çok yorgun görünüyorsun Fiko, artık zıbar.' dedikten sonra bir koşu tutturup odama kaçtım. Kapıyı kilitleyip kendimi yatağa attım. İyice yayılıp pencereden gökyüzünü izlemeye koyulduğum sırada bir de şarkı açtım telefonumdan. Uykunun bedenimi ele geçirmesine izin vererek ve güzel bir hafta sonuna gireceğimizi düşünerek yavaşça gözlerimi kapatıp kendimi uykunun huzur verici kollarına teslim ettim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SANALDAN REELE #Wattys2019 #TAMAMLANDI.
ChickLitBirbirlerini Hiç Görmeden de Bir Dostluk Kurulur mu? Bu Gerçek Olabilir mi? Okuyunca kararı siz vereceksiniz... #SR Kendi hayatlarında birtakım şeylerin yolunda gitmediğini düşünen yedi gencin sanalda tanışıp reel'de bir araya gelerek kendilerine ye...