48

1.1K 121 59
                                    

  Kihyun yaklaşık yirmi dakika boyunca Hoseokla dalga geçtikten sonra sonunda kendine gelebilmiş, Jooheon'un da uyarısıyla hızla sahneye ilerlemişti. Hoseok aralarında sahneye en son girendi.

    Daha doğrusu, kuliste kafasını duvarlara vurmakla meşgul olduğu için geç kalmıştı.

    Sahneye girdiğinde Minhyuk'u elinde mikrofonla gördü. Onlarca insan el kaldırmış söz almaya çalışıyordu. Kihyun heyecanla Minhyuk'a gelecek soruları beklerken Hoseok kafasına yavaşça vurmuş, yerine oturmuştu. Seyirciler kıkırdarken Minhyuk rastgele birini seçti.

   Kız yerinden kalkmış ve bir süre, Minhyuk'a gülümseyerek bakmıştı. Minhyuk utandığını hissedip kıkırdadığındaysa kız soru sorması gerektiğini hatırlayıp hızla konuştu.

    "Bir şeylere hayranlık duymaya yatkın gibisin, her şeye kolay hayranlık duyar mısın?"

    Salonda birkaç kişi bu soruya gülerken Minhyuk hızla başını salladı. "İnsanlara çok çabuk alışırım ve özelliklerini benimserim. İlk başta Lee Jooheon'a hayranlık duyuyordum.."

    Shownu, Hyungwon ve Changkyun gözlerini devirirken Jooheon sırıttı. Minhyuk onun yanında hep telaşlı davranırdı zaten. "Sonrasında onun çevresini, Jackson'u falan tanıdım ve ona da hayranlık duymaya başladım. Bilmiyorum çok hızlı gerçekleşiyor."

   Kıkırdarken Jackson'u görüp selam vermişti. Aynı selamı karşısındakinden alınca kalbinin hızlandığını hissetmiş, bir süre sessiz kalmıştı. Kız teşekkür edip hızla yerine oturdu.

   Minhyuk boğazını temizleyip başka birine söz verdi. Changkyun'a hak vermişti bu sırada. Sahnede olmak cidden heyecan verici birşeydi. Bunu düşünmek, Jooheon'a olan hayranlığını biraz daha arttırdı.

   Kihyun'a sırıtarak soru soran kız, yine kocaman bir gülümsemeyle mikrofonu alıp Minhyuk'a döndü. "Şu sıralar sık sık saç tarzını değiştiriyorsun bir sebebi var mı?"

   Sırıtmaya devam ederken aklına birşey gelmişcesine atladı ve yandan Kihyun'a bakarken mırıldandı. "Bir de eski sarı saçlarına dönmeyi düşünüyor musun?"

    Kihyun arkadan kızı sessizce tebrik ederken bütün salon kıkırdamış, Minhyuk birazcık utansa da nasıl bir cevap vermesi gerektiğini düşünmeye başlamıştı.

   "Oldukça fazla renk denemek istiyorum bu aralar. Aslında bir nedeni yok, başka renklerde nasıl göründüğümü merak edip yapıyorum bunu.." Minhyuk boğazını temizleyip yerine bir iki adım atarken diğer soruyu da hızla cevapladı.

    "Bu arada evet, çok yakında sarı saçlarıma geri döneceğim." Kihyun, aldığı nefes boğazında takılıp kalmasın diye yanındaki suyu kafasına dikerken heyecanla Minhyuk'a baktı. Minhyuk ona sakince gülümsemiş ve elindeki mikrofonu tekrar Jooheon'a vermişti.

   Jooheon önlerde kalkan eli gösterip başıyla selam verdi. Ardından Changkyun'a dönmüş, belki de kendini rahat hissetmek için sadece bakmıştı ona. Kyun da ona samimi bir gülümseme gönderip onun yanında olduğunu belli etti o sırada.

    "Changkyun'u ilk sahneye aldığında gerçekten korkmuş muydun?" Jooheon, bu soruya uzun bir süre cevap veremedi.

    Aslında, Kyun'u sahneye ilk aldığında kendine o kadar fazla güveniyordu ki korkuyu kesinlikle hissetmemişti. Birazcık sonra, karşısındaki konuşmaya başlayınca anlamıştı birşeylerin değişeceğini.

    "İlk aldığımda korkmuyordum, ama onun düşünceleri hep alışılmışın dışında. Beni susturmayı başardığı her anda birazcık ürktüm diyebilirim." Changkyun buna uzun bir süre kıkırdadı.

Cold like ice •° JookyunHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin