54 - M

1.5K 110 111
                                    

  "Bitti mi?" Hoseok, ağrıyan boynunu ovuştururken mırıldandı. Yaklaşık üç sattir aralıksız aynı şekilde duruyor, Hyungwon'un onu çizmesini bekliyordu.

   "Tamam bitiyor, iyi misin?" Hyungwon resme son kez bakarken fırçasını yerine bıraktı ve Hoseok'a döndü. O da oldukça yorulmuştu.

    Hoseok başını salladı ve ayağa kalkıp Hyungwon'un odasına ilerledi. Bir yandan kollarını yukarı kaldırıp geriniyor, diğer yandan esniyordu. Hyungwon kıkırdadı ve ellerindeki boyaları sildi bu sırada. Ardından o da peşinden gitmiş, ne yaptığına bakmıştı.

    Hoseok yatağa uzanmış, tavanı izliyordu. Ellerini de karnında birleştirmiş, bir güzel serilmişti yatağa. Hyungwon kıkırdayıp onun yanına gitti ve yatağın bir kenarına oturdu. Hoseoksa onu fark ettiğinde yatakta yana kaymış, yer açmıştı.

    Hyungwon hızla ona açılan yere girdi ve yüzünü yanındakinin boynuna gömüp gözlerini kapattı. Uykusu gelmişti ve o an hiç olmadığı kadar rahattı.

   "Resim bitince beni öpeceksin sanıyordum.." Hoseok üzgün çıkan sesiyle onu dürttüğündeyse üzerindeki sadece mırıldanmış, yerinde kıpırdanmamıştı bile.

   "Hyungwon.." Hoseok onu biraz daha dürttüğünde Hyungwon oflayarak kafasını kaldırdı ve karşısındakinin çenesine bir öpücük bıraktı. Ardından tekrar kafasını gömmüştü.

    "Bunun için mi üç saat bekledim ben, kalk Hyungwon kalk." Üzerindekini ittirerek kaldırdığında Hyungwon kapalı gözlerini zar zor açtı. Ardından Hoseok'un üzerinde biraz kayıp yukarı çıktı ve ona istediğini verdi.

    Tabii, uykusunun açılması yaklaşık beş saniye falan almıştı.

    Hoseok'un ellerini belinde hissettiğinde sırıtarak dudaklarını diğerinin boynuna ilerletti. Hoseok'un nasıl olacağını biliyordu, neyse ki Hyungwon buna katlanabileceğine inanmıştı.

     Altındaki adam hiçbir şey yapmazken Hyungwon onun üzerindeki pijamasını çıkardı. Kontrol ondaydı, bu hoşuna gidiyordu. Hoseok gülümseyerek onu izlediğinde kıkırdamış, ardından kendi üzerindeki tişörtü de bir kenara atmıştı.

    "Neden hiçbir şey yapmıyorsun?" Hyungwon, kendini aşağı kaydırırken mırıldandı.

    "Seni izlemek istiyorum." Hoseok o gün belki de onuncu defa sırıtırken Hyungwon utanmaması gerektiğini düşünüp kendini altındakine bastırmış, duyduğu şeylerin etkisiyle gözlerini kapatmıştı. Titiriyordu, ama bu korkudan değil hissettiği heyecandandı.

    Böyle bir durumda Hoseok'tan korkmadığı seviyeye geldiği için mutlu oldu.

    Bir süre sonra, ne yapacağını bilemez şekilde Hoseok'u izlerken ofladı. Hyungwon yapacak çok şey bulamıyor, aksine ona yapılacak şeyleri bekliyordu. Neyse ki rahatsızlığı, Hoseok'un onu hızla altına almasıyla sona erdi.

    Şimdi üzerindeki adamın yaptığı hareketlere odaklıyken gözlerini açık tutmaya çalışmak en büyük işleviydi.

    Hoseok Hyungwon'un aksine ilk kıyafetlerini ortadan kaldırmak istedi. Altındakinin eşofmanını aşağı sıyırırken Hyungwon ona yardımcı olmuş, ardından beraber kendisininkini de çıkarmışlardı.

    Hoseok, kendini bu haliyle ona bastırırken dudaklarını ısırdı. Fakat Hyungwon, susması gerektiğini düşünmemişti.

    İkisi de kendini toparlamaya çalışıyordu. O kadar doğaçlama bir şekilde, o kadar bütünleşmiş gidiyorlardı ki ikisi de mutlu olduğunu hissetti.

Cold like ice •° JookyunHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin