Kötü yazım tarzı ve betimlemeler...
"Hey, iyi misin?" pek uzaktan gelmeyen erkek sesiyle irkildim. Hayal ve düşünce dünyamdan ayrılıp ağlamaktan ıslanmış yüzümü, yine aynı şekilde kızarmış gözlerimi birkaç metre ötedeki birisine diktim. Pencereden giren ışığı arkasına almıştı ve bulunduğum koridor köşesi pek aydınlık bir konum olmadığı için orada öylece dikilenin yüzünü seçemiyordum. Attığı birkaç adımla yüzü biraz da olsa seçilir olmuştu.
***
Sasuke
"Hangi akılla sınıf temsilcisi oldum ki sanki?!" Sıkkın bir nefes vererek üst kattaki kütüphanenin yolunu tuttum. İçimden kendime ve Kakashi'ye de birkaç küfür savurmayı ihmal etmedim. Kakashi veya diğer herkesin deyimiyle Kakashi Sensei yine beni kütüphaneye şutlamıştı. Lanet birkaç edebi kitap bulup getirecektim. Tabii sözde edebi kitaplar, o okuduğu sapık kitaplardan istemişti yine ve bu kitapları kütüphaneye yaptırdığı gizli bölmede saklıyordu. Müdüreden gizli iş çeviren sapık bir hocamızın olmasından pek hoşnut olmasam da Kakashi yorgunluğunu bahane ederek elindeki kitabını okumak amaçlı derslerinin yarısını boşlardı. Bugün de öyle bir ders saatine denk gelmiştik.
Ağız kenarıyla sırıtıp Güneş'i düşünmeye başlarım. Acaba nasıl birisi? Her ne kadar erkek olsa ve benden de hoşlansa bir şekilde farklıydı o diğer kızlardan.
Dalgınlıkla köşeyi dönüp merdivenlere yürürken biriyle çarpışırım. "Önüne baksana be!" Hafif bir öfkeyle bağırdım, ikimiz de yere yapışmıştık. Kiminle çarpıştığımı da görmemiştim.
"Asıl sen önüne bak!" Sinirle bağırır. Sesinden anladığım kadarıyla bu okul kabadayısı potansiyellerine sahip Kiba'ydı. Gerçi kabadayılık pek yapmazdı, müdüreden falan korkmaktan değil, pek şiddet yanlısı birisi değil, daha çok psikolojik baskı kurmakta iyi. Gözlerimi ona doğrulttuğum da ben daha yerdeyken ayaklanıp arkasına bile bakmadan sınıfa geçer. Aynı sınıfta olmamız da cabası.
Ellerimle yerden ve dizimden destek alıp yavaşça yerden kalktım, arkasından öylece bakakaldım. Sertçe sınıfın kapısını çarpıp içeri girdi. Üstü biraz dağınık gibiydi, sinirli gibi bir hali vardı. Umursamayıp merdivenlere yönelirim. Ve okulun en sevmediğim kısmına geliyoruz, insanların acılarının kaynadığı bu yere. Sevmiyorum çünkü üzgün insanları görmekten nefret ediyorum. İnsanlardan nefret etmiyorum, sadece üzgün olmaları sinirime dokunuyor. Üzenlere kin beslemeye başlıyorum çünkü.
Bunları düşünürken aklıma yine Güneş gelir. Bir an sabah yazdıkları aklıma gelir yani. Senin için önemli olan insanlara değer verirsin demişti ve haklıydı da. Tekrardan ağız kenarıyla hafif ama belli olmayan bir tebessüm yaparım. Bugün ikinci defa gülümsemiştim ve bunu yapan Güneş'ti. Kimdir bu çocuk, neyin nesidir bilmiyorum ama çoktan kalbimde bir yer edinmişti. Daha buna isim bulmasam da aşık olduğum söylenemez. Homofobik değilim ama bir erkekle olma fikri pek hoş gelmiyor bana. Ayrıca ben neler düşünüyorum aq?!
İçimden sessiz bir küfür edip düşüncelerimi dağıtmak için kafamı sağa sola sallarım. Merdivenleri çıkmayı bitirdiğimde doğruca bugün kapalı olan kütüphaneye yönelirim. Kütüphane kapalı olduğu için okulun bu katı da kullanılmıyordu doğal olarak. Tabii kapalı olması benim giriş hakkımın olmadığı anlamına gelmiyordu, aynı zamanda kütüphane görevlisiydim ve bunu kendi isteğimle tercih etmiştim. Kitap okumayı severim çünkü, kitaplarla çok içli dışlı değilim belki ama oldukça çok kitap okumaya çalışırım.
İleride hareketlilik görünce yavaşça koridorun öbür ucuna yürümeye başlarım, ışıklar açık olmadığı için ve tek ışık kaynağı arkamdaki pencere olmasından dolayı oradaki her kim ya da ne ise seçemiyordum. Birkaç hıçkırık ve iç çekiş duyunca bu katın en sevmediğim kat olduğu gerçekliğini bir kez daha doğrulamış oldum. Birkaç adım atınca biraz seçilebilir olmuştu. Tahminimce sarı saçları vardı ve biraz uzundu, turuncu bir tişört giymişti. Sesi erkek sesine benziyordu. Az önce gördüğüm Kiba'nın davranışları aklıma geldi. Merdivenlerden aşağıya inmişti, sinirli ve üzeri biraz dağınıktı fakat kavga ettiğine dair bir kanıt yoktu. Yoksa Kiba sadece bu çocuğa sataşmış olabilir mi veya tehdit etmiştir belki de. Bilmiyorum ve kanıt olmadan peşin hükme varmak istemiyorum.
YOU ARE READING
Siyah Güneş | SasuNaru | Bitti
FanficCRINGE ALERT! Ben bunu 2018de falan yazdım, çok bir şey beklemeyin. Eğer kanser kelimesi görürseniz kitapta bu Cringe demektir. Yanlış anlaşılmasın. Üzerinde hiç kafa yorulmamış CRİNGE bir hikaye. -Tamamlandı- ============= Kimi mi düşünüyorum? O...