Mihera'nın Anlatımından
İnsani özellikler konusunda en bahtsızımız Jaehyun'du sanırım. Sürekli yemek yiyordu ve şimdiye kadar bin beş yüz kilo olmadığı için şaşkındım, eskisinden bile formunda gözüküyordu.
"Seni bileğinden tuttu ve sınıftan çıkardı yani öyle mi?" Kafamı salladım ve ağzındaki lokmasını bitirmesini bekledim. Dördüncü tostunu yiyordu ve kaçıncı kahvesini içtiğini saymayı bırakalı çok olmuştu.
"Evet, aynen anlattığım gibi oldu."
"Seni kıskanmış gibi davranıyor, sanırım ilerlemeyi başardın?"
İşin tuhaf olan kısmı işte buradaydı; melezler, insanlar, elyler ve diğerleri. Bizler sevdiğimiz zaman, kıskanma içgüdülerimiz ortaya çıkardı ve bildiğim kadarıyla bunun en yoğunu melezlerdeydi.
Jungkook beni kıskanmış gibi davranıyordu, kabul ediyorum. Fakat altyapıda garip olan birçok olay yatıyor olmalıydı.
"Bileğimi tutmasına rağmen onu okuyamadım ve ne hissettiği hakkında hiçbir fikrim yok. Benden hoşlansaydı bunu anlayabilirdim, bana karşı olumlu ya da olumsuz hiçbir duygusu yok. Sanırım onun için söylediği gibi önemsiz biriyim."
Herhangi biri için önemli ya da önemsiz olmak umursadığım bir konu değildi. Sadece içim huzursuzlukla dolardı ve tüm suçun kendimde olduğunu düşünürdüm.
Jungkook'ta ise durum farklıydı. Benim bir görevim vardı ve bunu en iyi şekilde yerine getirmek için daha fazla uğraşmalıydım. Yaptığım tek bir hata benim için değil, tüm evrenimiz için zararlı sonuçlar doğurabilirdi.
Onun beni önemsemesi ve sevmesi gerekiyordu.
"Çok çabuk olumsuz düşünüyorsun Mihi, bir de sarılmayı dene. Daha yolun çok başındayız, içini sana mutlaka açacaktır. Sen herkesin istediği bir kızsın, buna Jungkook'un da dahil olacağına eminim."
Ben herkesin istediği bir kız mıydım? Jaehyun bu dediğine kendi bile inanmamış olmalıydı.
"Jae topluluk bize böyle bir durum olduğundan söz etmedi, endişeleniyorum. Daha önce hiç görülmemiş bir mesele bu."
Jae uzun bir süre sessiz kaldı ve sertçe yutkundum. "Biliyorum."
Konuşmamız zilin çalınmasıyla sonlanırken Jaehyun kapıya, bense aradaki aynaya yöneldim. Biriyle tanışırken özenli olmaya dikkat ederdim; temiz kıyafetler, güzel bir saç ve hoş koku. Bu bana göre karşı tarafa olan bir saygıydı, asla aksini yapmazdım.
"Selam Jae!"
Ellerimi önümde birleştirdim ve sarı saçları beline kadar uzanan kızda gözlerimi gezdirdim. Onun için gönderilmediğim halde davranışlarından çıkarım yapmak fazlasıyla kolaydı. Jaehyun'a olan hislerini iyi bakan herkes görebilirdi.
Melezler sevgilerini gizlemekte başarısızdı ve Lisa bu başarısızlığın en büyük örneğiydi.
"Seni özlemişim."
Jaehyun rolünü güzel oynuyordu, bense onu böyle bir durumun içindeyken görmeyi sindiremiyordum. Lisa'nın sonu olacağını biliyorken nasıl bu kadar iyimser gözükebiliyordu ki?
"Ben de seni özledim."
Lisa'nın kızaran yanaklarını gördüm ve beni dikkate almaları için hafifçe öksürdüm. Aslında araya girmek gibi bir düşüncem yoktu ama Jae ben tanışabileyim diye onu evimize davet etmişti.
"Merhaba Lisa."
İçten gülümseme konusunda iyiydim, nedense Lisa etkilenmiş gibi gözükmüyordu. Benim varlığımı garipsemiş gibiydi ve kıstığı gözleriyle korkutucu görünüyor diyebilirdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Elyora | JJK ✓
Fanfiction"Hiç kolay olmayacak." Erkek olan iç çekerek konuştuğunda, kız en yakın arkadaşının sesindeki hüzün içinde boğulduğunu hissetti. Kolay olmayacaktı ama bir kere kaderleri yazılmıştı. Birleşen yolları ayıramazlardı, kaderin düğümlerini çözmeye onlar...