Keyifli Okumalar 🍷
Jungkook'un Anlatımından
14.24
Derin bir iç çekerek, saatteki bakışlarımı çektim. Yarım saattir burada dikiliyordum ve öğlen sıcağının ortasında kalmaktan başım ağrımaya başlamıştı.
Tekrar saate bakacağım sırada, kendimi durdurdum. Dakika başı saate bakınca zaman hızlı geçmiyordu, artık bu kabullensem iyi olacaktı çünkü kolumu indirip kaldırmaktan kas yapmak üzereydim.
Sabırsızlıkla olduğum yerden iki üç adım uzaklaşıp, tekrar gölgeye döndüm. İki haftadır evden çıkmadığım için yakıcı sıcakları resmen unutmuştum.
İki haftadır evdeydim ve bu iki haftadır onu görmediğim anlamına geliyordu.
Kendimi toplayamıyordum, içimdeki kötü his asla geçmiyordu ve rüyalarım beni rahat bırakmıyordu. Delirecek gibiydim, ilk defa gerçekten delilik sınırında olduğuma emindim.
Hiçbir şey olmamasına rağmen her şey o kadar üst üste gelmiş gibiydi ki kendimi hayatımdan bile soyutlamıştım.
Karşıya sabitlediğim gözlerim, gri saçları seçince yüzümde istemsizce ufak bir tebessüm oluşmuştu.
Onu özlemiştim, görmediğim her gün bunun arttığını hissediyordum.
O da beni görür görmez adımlarını hızlandırdığında kendime engel olamayarak ona doğru yürümeye başladım. Karşı karşıya geldiğimiz de elindeki büyük kutuyu yere bırakarak, kollarını boynuma sardı.
Gözlerimi kapatarak, ellerimi beline koydum. Kokusu burnuma geliyordu ve sanki o yokken aldığım her nefeste kokusunu aramışım gibi, haftalar sonra ilk defa rahatça soluk alıp veriyordum.
"Seni beklettim mi?"
Benden ayrılmadan önce cılız bir sesle sorduğunda, gülümsedim. İstediği kadar bekletebilirdi, burada sonsuza kadar onu bekleyebilirdim.
Sadece sabırsızlanmıştım, onu bir an önce görmek için.
"Hayır." diyerek eğildim ve yerdeki kutuyu aldım. Yan yana yürümeye başladığımızda Mihera gergin bir şekilde önünde birleştirdiği ellerini sıkıyordu.
Ne yapacağını bilemiyor gibiydi, benim de pek farkım yoktu.
Neden iki hafta boyunca ölü hayatı yaşadın dese kıza ne cevap verecektim? Elimde somut bir veri bile yoktu, delirdim de diyemezdim herhalde.
"Geldiğin için teşekkür ederim, yalnız başıma gelmekten biraz korkuyordum."
O kadar zaman geçtikten sonra ne sebeple olursa olsun, aramasına minnettardım. Onu görmek istiyordum, bunun nerede ve ne zaman olduğu çok da önemli değildi.
Bir tavşanı veterinere götürüyor olmak bile yeterliydi.
"Eminim bir şeyi yoktur, korkma." Mikook sanki ondan bahsedildiğini anlıyormuş gibi kutunun içinde hareket ettiğinde gülümseyerek Mihera'ya döndüm. "Kutudan fırlayacak şimdi, hasta olduğuna emin miyiz?"
"Bilmiyorum, belki de değildir."
Mihera gözlerini kaçırdığında kutuyu tek kolumda sabitleyerek boş kalan kolumu ona sardım. Şaşkınlıkla kafasını kaldırıp, gözlerime bakmaya çalıştı. "Hasta falan değildir, daha bir şey belli olmadan kendini üzme." Sertçe yutkunarak, gözlerini birkaç kere açıp kapattı.
"Üzmem."
Cevabına gülerek onu sağa doğru yönlendirerek, veterinerin kapısını açmasını bekledim. Cam kapıyı iterek ilk kendi içeri girdi ve geçmem için kapıyı tuttu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Elyora | JJK ✓
Fanfic"Hiç kolay olmayacak." Erkek olan iç çekerek konuştuğunda, kız en yakın arkadaşının sesindeki hüzün içinde boğulduğunu hissetti. Kolay olmayacaktı ama bir kere kaderleri yazılmıştı. Birleşen yolları ayıramazlardı, kaderin düğümlerini çözmeye onlar...