Mihera'dan
Bir taraftan üstümü düzeltiyor, diğer taraftan Jae'nin kahvaltı edişini izliyordum. Yaraları iyileşmese de acısı olmadığı için yaşamını gayet formunda sürdürebiliyordu.
Hatta onun ayak işlerini yapabilelim diye Lisa ve bana iki gün boyunca eziyet etmişti. Yine de iyi olduğu için mutluydum ve yemeğini yediğini görmek içimi rahatlatıyordu.
"Bugün sana bir sürprizim olacak Mihi." Kot şortumun üstüne çok kalın olmayan bir hırka giydim ve meraklı bakışlarımı Jae'ye çevirdim.
"Ne gibi bir sürpriz?" Göz kırptı ve yemeğini yemeğine tekrar döndü. "İşine yarayacak bir sürpriz, bana teşekkür edeceksin."
Çantamı aldım ve yanağına öpücük bırakarak gülümsedim. "Söyle diye ısrar etmem bir işe yarayacak mı?" Kafasını hızla sağa sola salladı ve yüzünü ekşiterek telefonuna baktı. Lisa'nın aradığını görebiliyordum, gerçi görmesem bile Jae'nin yüzünden anlardım.
Lisa'nın telefonunu açtığında beklemeden dışarı çıkmayı uygun görmüştüm. Seviştikleri günden itibaren Jae'nin ona olan ilgisizliği daha da artmıştı. Sanırım isteksiz olduğu için kötü geçiyordu ve o resmen acı çekiyordu.
Haline üzülsem de üstünde durmadım ve derse yetişmek için hızlandım.
***
Kantinde oturuyordum ve kolamı yudumluyordum, Jungkook'la ortak dersim daha başlamadığı için ilk derse girerek kantinde oturmayı tercih etmiştim.
Kulaklığımı kulağıma takıp şarkı dinleyecekken göz hizama tost girmişti, hızla kafamı kaldırdım. Ten beni korkutsa da aşırı bir tepki vermediğim için mutluydum.
"Merhaba."
Bana uzattığı tostu aldım ve genişçe gülümsedim, uzun bir zamandır ortalıklarda gözükmüyordu ve ben onu özlemiştim sanırım.
"Merhaba Ten, otursana." Beni gördüğünde hala ilk seferki gibi tepkiler veriyordu ve oldukça şaşırmama sebep oluyordu. Muhteşem erkek tanımına gerçekten çok uygun biriydi.
"Aç olabileceğini düşündüm, umarım yanılmamışımdır."
Tosta acıyla bakmış, Ten'i kırmamak için rol yapmaya karar vermiştim. Bu nedenle beklemeden kocaman bir ısırık aldım ve tek lokma yiyecek halim olmasa da iştahlıymışım görüntüsü verdim.
"Açlıktan ölüyordum, çok teşekkürler."
Sadece ufak bir tost Mihera, üstesinden gelebilirsin.
Tam bir aptaldım, keşke sabah evden çıkmadan önce bu kadar çok yemeseydim. "Çok açsan bir tane daha alabilirim?" Ten cevabımı beklemeden ayaklanmaya çalıştığında bileğinden tutarak oturmasını sağladım.
"Yok, hiç gerek yok. Şu sıralar kilo aldım sanırım, dikkat etmeye çalışıyorum da." Şirince gülümsedim ve üstümde bakış hissederek Ten'in bileğini bıraktım.
Kafamı kaldırıp üstümdeki bakışlara doğru döndüm, rahatlamıştım çünkü bu Jungkook'tu.
Ten'in olmasına aldırmadan yürümeye devam etti ve bizim masamıza bir sandalye çekti. Şaşkınca suratına bakmaktan başka hiçbir şey yapamıyordum.
"Selam."
Dirseğini sandalyeye yasladı ve elini ağzına doğru götürerek Ten'e doğru bakmaya başladı. "Selam." Aynı şekilde karşılık aldığında sessizce tostumdan ısırmıştım.
"Bölmüyordum umarım?" Bakışlarını Ten'den bana doğru çevirdiğinde dolu olan ağzıma aldırmadan kafamı sağa sola salladım. "Biz de oturuyorduk, Ten bana tost almış."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Elyora | JJK ✓
Fanfiction"Hiç kolay olmayacak." Erkek olan iç çekerek konuştuğunda, kız en yakın arkadaşının sesindeki hüzün içinde boğulduğunu hissetti. Kolay olmayacaktı ama bir kere kaderleri yazılmıştı. Birleşen yolları ayıramazlardı, kaderin düğümlerini çözmeye onlar...