Mihera'nın Anlatımından
Jungkook olmadan fakülte gerçekten çok sıkıcıydı. Derste bu kadar uzun süre durabildiğim için kendimle gurur duyuyordum.
Sınıftan dışarı kendimi atar atmaz nefeslerimi daha rahat almaya başlamıştım. Dünya hayatı ve dersler beni eskiden bu kadar bunaltmıyordu, büyük ihtimalle yeni insani özellikler alıyordum.
Ayrıca aşırı derecede uykum vardı, gece Jaehyun'la film izlemiştik ve saatlerce konuşup durmuştuk. Jaehyun'un bazen çenesi düşüyordu ve ben de ona ayak uyduruyordum.
Telefonumu çıkardım ve nerede olduğunu öğrenmek için mesaj yazdım. Bu sırada üstümde değişik bir bakış olduğunu fark ederek kafamı kaldırmıştım.
İçime dolan karanlık hissiyat yüzünden kalbim sıkışsa da adım atmaya devam ettim. Üstümdeki bakışlar, sonuncu melez Taeyong'a aitti.
Kendi kimliğini bilmeden beni öldürecek gibi bakıyor olmasını garipsemiş ve gözlerimi ondan çekememiştim. Topluluk haklıydı, melezler eğer kimliklerinden haberdar olsa bizi kolayca öldürebilecek varlıklardı.
Onların kanları farklı akıyordu, kendilerini durdurmak isteseler bile bize zarar vereceklerine artık inancım sonsuzdu.
Yan yana geldiğimizde, bir anlığına zamanın durduğunu ve bakışmamızın uzadığını hisseder gibi olmuştum. Sanki hiçbir ses duyamıyordum ve ondan başkasını göremiyor gibiydim.
Bana yamuk bir gülümseyişle baktıktan sonra bakışlarının yönünü değiştirerek yürümeye devam etti. Zaman kavramım normale döndüğünde, tüm gücümün çekilir gibi olmuştu.
Onun hakkında iyi hissiyatlarım yoktu.
Ve ben hislerim konusunda asla yanılmazdım.
***
"Ondan bu kadar korkacağını tahmin etmemiştim." Jae'yi kampüste bir ağacın altında otururken bulmuş ve kafamı dizlerine koyarak uzanmıştım.
"Sanırım ilk defa içinde bulunduğumuz durumun ciddiyetiyle karşı karşıya geldim. Kimliğimi bilmediğine emin miyiz?"
İçim huzursuzlukla doluydu. Jungkook ya da Lisa'yla karşılaştığımda böyle bir an yaşamamıştım. Hatta onları gördüğümde içimde hoş duygular oluşmuştu, Taeyong ise bambaşkaydı.
"Kimliğini biliyor olamaz Mihi, rahatla biraz. Ayrıca burada korkması gereken biri varsa o da ben oluyorum. Nedenini daha çözemesek de en güçlümüzün sen olduğunu biliyorsun ve bu Jungkook'tan kaynaklanıyor. Yani başım derde girerse beni koruyabileceğini biliyorum."
Dizinde uzandığım için yüzünü aşağıdan net bir şekilde görebiliyordum, hayatım boyunca bana bu kadar güvenen biri olmuş muydu emin değildim. Jae'ye zarar gelmemesi için karşımdaki kim olursa olsun durmayacaktım.
"Hepimizin aynı yerde toplanmasını adalet olarak görüyorum, güçsüzlüğümüz böylelikle kapanıyor ama korkutucu olduğunu itiraf etmeliyim."
Jae gülerek kafasını sağa sola salladı ve eliyle gözlerimi kapattı. "Çok fazla konuştun, uykusuzluktan saçmalıyorsun."
"Ben uykusuzum ama sen hiç öyle durmuyorsun. Üstelik iki gündür uyumadığın halde, bu haksızlık!"
Uyku tatlıydı fakat her yerde ansızın geliyor olmasıyla yaşayamıyordum. "Şanslısın, en azından sürekli yemek yiyip, tuvalete gitmek zorunda kalmıyorsun. Bence benim sorunlarım daha büyük."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Elyora | JJK ✓
Fanfiction"Hiç kolay olmayacak." Erkek olan iç çekerek konuştuğunda, kız en yakın arkadaşının sesindeki hüzün içinde boğulduğunu hissetti. Kolay olmayacaktı ama bir kere kaderleri yazılmıştı. Birleşen yolları ayıramazlardı, kaderin düğümlerini çözmeye onlar...