Jungkook'un AnlatımındanKapıdan girer girmez, kolumu tutan elle kenara çekilmiştim. Jaehyun denilen gereksize bakarak kaşlarımı kaldırdım, gözleri önden yürüyüp çoktan salona gitmiş kızları takip ediyordu.
"Sağ ol, dışarıda beklediğiniz için." Onun için yaptığımı mı sanıyordu? Ben sadece Mihera böyle bir ortama girsin istememiştim, Jaehyun'un işleri umrumda bile değildi.
"Mihera'nın gelebileceği saatlerde eve kız atıp, daha sonra da dışarıda beklediği için teşekkür mü ediyorsun?" Kolumu elinden kurtardım ve omzuna bir iki kere vurdum. "Evin içinde bir kızla yaşıyorsun, farkında değilsin belli ki, hatırlatmak istedim."
Vereceği cevabı dinlemeden salona doğru yürüdüm, orospu çocuğu bir de pişkin pişkin sağ ol diyordu. Kim bilir Mihera bu salak yüzünden nasıl manzaralara maruz kalmıştı?
"Merhaba, ben Lisa."
Uzattığı elini sıkarken, gözlerimi gözlerine çevirdim. Bakışları o kadar sıcaktı ki, gerçekten mutlu olduğunu görebiliyordum. Gözleri parlıyordu, yüzünde büyük bir gülümseme vardı.
Gözlerine bakmak tüm bunlara rağmen içimi büyük bir hüzünle doldurmuştu.
Elleri avucumun içindeyken, çaresizlik hissiyle kalbim sıkıştı. Durdurmak istiyordum, gözlerindeki parıltı içime işlerden bir şeyleri önlemek istiyordum ama ne olduğunu bile bilmiyorum.
Hüzün içimde büyüdü, tüm bedenimi kapladı ve ona olan bakışlarımı çekmek istesem de öylece durmaya devam ettim. Çok mutlu görünüyordu, çok çok mutlu.
Sanki mutluluk onun için aldatıcıydı, bu kadar mutlu olması beni endişelendiriyordu.
"Ben de Jungkook."
Gözlerini çekingen bir ifadeyle çektiğinde ve ellerimiz ayrıldığında, bir anda hissettiğim rahatlamayla derin bir nefes verdim.
Mutlu olan insanların bunu kaybetmesinden mi korkuyordum, düşüncelerime anlam vermek zordu.
"Şey, az önceki görüntü için kusura bakma. Birinin geldiğini-"
Daha fazla devam ederse mor renge bürüneceği için umursamazca omuz silktim. "Önemi yok, olur böyle şeyler." Olurdu ama bir kızla aynı evi paylaşan bir erkeğin evinde değil.
Bunun suçu Jaehyun'da olduğu için Lisa'nın üstüne gitme gereği duymamıştım. Koltuklara Mihera ve ben, Jaehyun ile de Lisa yan yana gelecek şekilde oturduk.
Mihera asla gidip üstünü değiştirmiyordu, böyle bir ortamda bunu ona hatırlatmak da saçmalıktı. Kızın sahibi gibi git üstünü değiştir diyemezdim, sıkıntıyla etrafıma baktım.
Oldukça düz ve büyük görünen yastığı Mihera'nın kucağına koyduğumda, bana şaşkınlıkla bakarak kaşlarını kaldırmıştı. Gülümseyerek, bacaklarını işaret ettiğimde kafa salladı.
Bir insan neden bu kadar derin bir yırtmaca ihtiyaç duyardı ki? Bir de güzel olmak istedim diyordu, kafamı duvara vurmak istiyordum.
Günlerce ağlamış hali bile herkesin dikkatini yeterince çekmiyormuş gibi konuşuyordu.
"Çok garip ama sanki seni tanıyor gibiyim." Lisa bana bakarak konuştuğunda, kaşlarımı kaldırdım. Jaehyun'un garip bakışları Mihera'ya yönelmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Elyora | JJK ✓
Fanfiction"Hiç kolay olmayacak." Erkek olan iç çekerek konuştuğunda, kız en yakın arkadaşının sesindeki hüzün içinde boğulduğunu hissetti. Kolay olmayacaktı ama bir kere kaderleri yazılmıştı. Birleşen yolları ayıramazlardı, kaderin düğümlerini çözmeye onlar...