Bölüm 24

8.1K 1.2K 753
                                    

Keyifli Okumalar :)
Yorum yapmayı unutmuyoruz ♥️

Hafif dalgalandırılmış gri saçlar ve çok koyu bordo olan kısa elbisemle aynanın önünde dikiliyordum. Bence abartılı olmuştu ama Ji Eun'a baktığımda benim gibi giyinmiş olduğunu görmek içimi rahatlatmıştı.

"Çok güzel görünüyorsun."

Ji Eun'a gülümsedim ve aramızdaki tek erkeğin yanına giderek gömleğinin yakasını düzelttim. Jae siyah bir pantolon, üstüne de buz mavisi gömlek giymişti. İtiraf etmeliyim gerçekten nefes kesici bir görüntüydü.

"Bizim bu partiye davet edilmemiz çok iyi,herkes  orada olacağı için eğlenceli olacak."

Jae, ben onun gömleğini düzeltirken elini kolyeme atmış ve kaydığı için tam ortaya almıştı. "Lisa'yla işleri yoluna koyduğun an, benim sıram gelecek ve bu parti gerçekten harika bir adım."

Ji Eun bu görev için bizden önce gönderilen bir melekti. Simsiyah saçları ve onunla uyumlu olan gözleri vardı ama dünyalıların nitelendirdiği bir siyah olmadığını iyi bakan ya da bakmayan herkes görebilirdi.

O kadar güzeldi ki, bir erkek hatta bir kadın oturup saatlerce ona bakabilirdi. Konuşurkense hayatımda gördüğüm en tatlı kızdı.

"Lisa'nın bana olan duygularını net bir şekilde hissedebiliyorum. Onu öldürdüğümde sıra sana geçecek ve Taeyong'un kalbine rahat bir şekilde sahip olacaksın."

Gülümsedim, Jae kanında kötülük taşıdığı için bu görev en iyi ona yakışıyordu. Ji Eun ve ben ne yazık ki böyle değildik, iyiliğimiz bazen ayaklarımıza dolanıyordu.

"Lisa'ya üzülüyorum ama bunu yapmaktan başla bir çaremiz yok. Siz gelmeden önce çok yalnızdım fakat şimdi kendimi iyi hissediyorum. En azından yalnız değilim."

Hiç beklemeden yanına doğru adımladım ve hızlıca kollarımı ona doladım. Benden yaşça büyüktü fakat boylarımız ve hemen hemen fiziğimiz birbirine benzediği için yaşıt gibiydik.

"Ne zaman istersen bize taşınabilirsin, bunu biliyorsun değil mi?" Evde ve evin bahçesinde hayvanlara yer varsa Ji Eun'a da bir yer ayarlardık.

"Biliyorum ama dikkat çekmekten çekiniyorum. Böylesi hepimiz için daha iyi."

Kafamı salladım ve geriye çekilerek topuklu ayakkabılarımı giydim. Jungkook artık bana minik diyemeyecekti ve yüzüne daha yakından bakabilecektim. Sapık gibi gözüktüğüm için iki gündür ona yazmıyordum ve utancımdan dolayı onunla karşılaşmamak için fakülteye uğramamıştım.

"Jungkook senin hakkında ne düşünüyor? Bir ilerleme kaydedebildin mi?"

Hayat enerjimi son günlerde en çok sömüren durumu, Ji Eun tekrar hatırlatınca iç çektim. "Eskiye oranla çok düşünceli, ilgili davranıyor hatta kendi isteğiyle bana sarıldı bile."

Ji Eun'un yüzündeki gülümseme kocaman olmuştu ama ben hiç mutlu değildim. "Ne yazık ki bunlara rağmen hiçbir duygusunu hissedemiyorum. Ona yaklaştığımda sadece koca bir boşluk oluyor ve bu kadar hissiz olması kafa karıştırıcı. Heyecanlanmıyor bile."

İlk başlarda garipsememiştim fakat biraz düşününce can sıkıcı olmaya başlamıştı. Uyku denen olaya kendimi bırakmadan önce, sürekli kafamda bu düşünce oluyordu ve yataktan uyuyamadan kalkıyordum.

"Çok garip. Ben bile Taeyong'un kötü bir ailenin kanını taşıdığını hissedebiliyorum. Normalde kötülüğü içinde taşıyan melezleri okumak çok daha zor oluyor. Jungkook da öyle olabilir mi?"

Elyora | JJK ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin