Charles, 13.
Erik, 15.
...
Charles, Erik yanından gittiğinden beri ağacın altından bir an olsun ayrılmamıştı. Tek istediği onu daha iyi tanımaktı ama yine her şeyi mahvetmişti. Buradaki çoğu genç onun şımarık bir velet olduğunu düşünüyordu. Ailesi tarafından dışlanmamış, hatta babası ona destek olmak için bu okulu kurup kendi gibilerle kaynaşmasını istemişti. Biraz şanslı olması ona böyle davranmalarını gerektirmiyordu ki...
"Charles, artık anlatacak mısın?" Raven onu omzundan tutup sarstığında kendine anca gelmişti. Gözlerinden akan, artık kurumuş yaşları silerken kıza zoraki bir şekilde gülümsedi.
"Sence ben çekilemez biri miyim?" Çocuğun gözleri tekrar dolmaya başlayınca arkadaşı onun yanaklarını tutup sıkmış ve gözlerini baş parmaklarıyla silmişti.
"Bu da nereden çıktı?"
"Erik benden nefret ediyor gibi." Raven omuz silkti.
"Ben de ondan nefret ediyorum." Charles bu dediğine şaşırmıştı. Ona göre Erik oldukça havalı ve yakışıklı bir çocuktu. Yani onun yaşındaki kızlar tarafından nefret edilecek son tip gibi bir şeydi.
"Bakma bana öyle. Sürekli herkesi tersliyor ve benim Charles'ımı üzüyor." Kız dudağını sarkıtınca Charles gülmüştü.
"Daha çok ben onu üzüyorum gibi..." Raven elini omzuna atıp teselli etmek için sıvazladı.
"Sen ona geldiğinden beri mutlu olsun diye her şeyi yaptın. Onu sürekli oyunlarımıza davet ediyorsun, yemek yediğinde, tek yemek sıkıcı olduğu için yanına oturuyorsun. Ha bu konuda beni dışlıyorsun fark etmedim sanma. Ama onun seni bu şekilde üzmesine izin verme tamam mı? O kötü bir çocuk ve kötü çocuklar için üzülmeye değmez." Yerden bir anda kalktığında Raven çocuğa şaşkınca baktı.
"Ne oldu?"
"Onun içinde iyi bir çocuk var Raven ve ben onu bulacağım." Charles hızlıca binaya yöneldi. O sırada dışarı çıkan Logan'ı durdurup Erik'i görüp görmediğini sormuştu. Ama aldığı cevap pek işine yarar değildi.
"İkiniz de umurumda değilsiniz. Git başımdan." Logan ona her zamanki ters bakışlarını atıp uzaklaşırken Charles artık bu hallerine çok da şaşırmıyordu. Neredeyse üç yıldır buradaydı ve herkes bir süre sonra değişirken Logan, Logan'dı.
Charles aklına gelen şeyle odasına yöneldi. Daha doğrusu Erik ile ortak kullandıkları odaya. O geldiğinde yeterli yer olmadığı için babası sonunda bir oda arkadaşı olmasına razı olmuştu. Ama oda arkadaşı pek hayalindeki gibi değildi. Daha çok her gece pijama partisi tarzında takılıp eğleneceği birini arıyordu ama onun yerine huysuz bir köpek balığıyla baş başa kalmıştı. Bazen o kadar korkunç oluyordu ki onu sinsice yaklaşıp uykusunda boğabileceğini bile düşünüyordu. Ama bunu hiç denemediğine göre iyi biri olduğunu düşündürecek bir şey daha çıkmıştı.
Odanın kapısına vurduğunda bir ses gelmemişti. Belki duymamıştır diye tekrar vurmuştu ama yine ses yoktu. Orada olmadığını düşünmüştü. Yine de kontrol edecekti. Kapıyı açtığında beklemediği bir görüntüyle karşılaşmıştı. Erik pencerenin pervazına çıkmış öylece duruyordu.
"Erik?" Onu duyduğuna dair hiçbir belirti göstermemişti. Yavaşça yaklaşıp daha yakınından tekrar seslendi.
"Erik, burada ne yapıyorsun?" Çocuk sonunda ona bakıp tekrar önüne döndü.
"Beni yalnız bırak. Neden sürekli bana yaklaşıyorsun böyle? İlla seni de mi öldürmem gerekiyor benden uzaklaşman için?" Charles ne tepki vereceğini umursamadan uzanıp elini tutmuştu.
"Öyle bir şey yapmazsın sen." Erik'ten içindeki öfkeyi barındıran bir gülme sesi yükselmişti.
"O gördüklerin rüya değildi."
"Biliyorum. Hepimiz hata yaparız Erik. Bu bizi kötü biri yapmaz. Hem... O sadece bir öfke patlamasıydı. Anneni öldürmüşlerdi ve sinirliydin." Erik yüzünde düz bir ifadeyle arkasını dönmüş ve aşağı inip Charles'a yaklaşmıştı.
"Sen olaylara hep böyle basit mi bakarsın?" Erik, Charles'ın yakasından tutup kendine biraz daha yaklaştırmıştı.
"Bir daha bana yaklaşma. Hatta konuşmaya bile kalkma. Yoksa olacakları zihnime girdiğinde gördün." Charles'ın gözleri yine dolmaya başlamıştı. Bu bugün kaçıncı seferdi bilmiyordu. Belki de Raven haklıydı. O kötü biriydi ve kötü biri için üzülmeye değmezdi. Ama onun kötü biri olduğunu düşünmek onu asıl üzen şeydi. Erik, Charles'ın kızaran gözlerine bir süre baktı. Birkaç saniye öylece kaldıktan sonra yüzündeki ifade biraz olsun yumuşarken yakasını bırakmıştı.
"Ben... Ben çok özür dilerim. Bir anlık kendimi kaybettim." Kendine gelmek istercesine hızla başını iki yana sallayıp odadan çıkmıştı.
Charles ise onu uzun bir süre görmeyeceğini bilmeden sadece arkasından bakmakla yetinmişti.
...
Logan nereden çıktı bilmiyorum fjvmbkb bebeim araya kaynamadan olmazdı
ŞİMDİ OKUDUĞUN
I Want You By My Side // Cherik
FanfictionNe zaman bana ihtiyaç duyarsan orada olacağım. 🌈 #Cherik# 16.07.2018