Charles, 13.
Erik, 15.
_____
Charles, arkadaşı Raven ile bahçede koşuştururken gözüne ağacın dibinde tek başına oturmuş Erik çarpmıştı. Raven'a beklemesi için bir işaret yapıp küçük adımlarla ağaca yaklaştı ve çocuğun yanına oturdu.
"Her gün tek başına burada oturamazsın. Bizimle oynasana." Erik, cümlesini bitirir bitirmez ona öyle sert bakmıştı ki korkmadığını söylese yalan olurdu.
"Ben sizin gibi çocuk değilim." Charles dediğine çekinerek de olsa gülmüştü.
"Daha 15 yaşındasın Erik. Sen de bizim kadar çocuksun." Çocuk ona gözlerini devirdiğinde Charles yine gülmemek için kendini tutuyordu.
"Bazen merak ediyorum da seni ne bu kadar soğuk bir hale getirdi acaba? Geleli bir yıl oldu ama bize seni o gün neden öyle bulduğumuzu bile anlatmadın. O kadar gizemlisin ki..." Charles parmak uçlarını yavaşça onun alnına yaklaştırırken bileği sertçe tutulmuştu ve Erik dişlerini sıkarak konuşmaya başlamıştı.
"Sakın benim beynime girmeye çalışma." Her kelimenin üstüne basa basa söylemişti. Bileğinden sertçe ittiğinde Charles'ın sırtı ağaca sertçe çarpmış ve acıyla yüzünü buruşturmuştu. Ama Erik'i ilk defa sinirden başka bir duyguyla karşısında görünce acıyı pek de umursamamıştı. Çocuk ona endişeli bir şekilde yaklaştı.
"Ben... Özür dilerim. Canını yaktım mı?"
"Sorun değil." Charles zar zor gülümsediğinde Erik elini tutup yüzüne yaklaştırmaya başlamıştı.
"Tamam çok merak ediyorsan bak." Çocuk mavi gözlerini kaçırıp omuz silkti.
"Zaten o kadar güçlü değilim." Dediği şeyle Erik yüzünü elleri arasına alıp ona bakmasını sağladı.
"Ben sana inanıyorum." Erik ona öyle güven verici bir şekilde bakmıştı ki Charles yüzünde kocaman bir gülümsemeyle başını sallayıp elini alnına koydu ve gözlerini kapadı.
Charles'ın görüş açısına önce bir kadın girdi. Erik'e bağırıyordu ama öfke dolu bir bağırma değildi, fazlasıyla endişeli bir şekildeydi.
"Git buradan Erik. Sana söylediğim yere git. Orada senin gibilerle şansın olabilir. Hadi!" Sağır edici bir silah sesi kadının haykırışlarına karışmıştı.
"O çocuk iblisin teki. Bize ver onu!" Seslerin geldiği tarafa baktığında birkaç kişinin ellerindeki taş parçalarını onlara doğru attığını görmüştü. Taşlar kadının ve çocuğun vücudunda yaralar oluşturmaya başlamıştı bile.
"Pis mutant!" Adam elindeki silahı çocuğa doğrultmuştu ve kadının onun önüne atlamasıyla çocuğun çığlığına karışan silah sesi karanlıkta yankılanmıştı. Annesi yere düşerken Erik'in yüz ifadesi o kadar soğuk bir hal almıştı ki kalabalık birkaç santim geri çekilmiş, adamın arkasına saklanmıştı. Silahı tekrar ona doğru kaldırdığında Erik de elini sanki onun da silahı varmış gibi kalabalığa doğru kaldırmıştı. Kurşun namludan çıkmıştı ama umdukları yere gitmemişti. Her biri teker teker yere düşerken Charles sanki bir kabustan uyanmış gibi hızlıca gözlerini açtı.
"Mutlu oldun mu? Şimdi git başımdan." Erik çocuğun dolu dolu olan gözlerine aldırmadan yerden kalkmış ve okula girmişti.
...
Erik ne dengesizsin amk
ŞİMDİ OKUDUĞUN
I Want You By My Side // Cherik
FanfictionNe zaman bana ihtiyaç duyarsan orada olacağım. 🌈 #Cherik# 16.07.2018