#14

471 58 49
                                    

"Erik..." Charles, başını bir süredir yasladığı omuzdan kaldırıp ona bakacakken Erik de ona baktığı için yüz yüze gelmişlerdi. Gözleri tam olarak onunkilere sabitlendiği için bir süre duraksamış olsa da geri çekilip konuşmasına devam etti. Erik ise hiç kıpırdamadan onu dinliyordu. Charles bir an donup kaldığını düşünmüştü.

"Biliyorum, arkadaş olmamızı istemiyorsun ama durduk yere birlikte takılmaya başlarsak Raven şüphelenebilir. Güçlerimi kullanamadığımı öğrenmesini istemiyorum şimdilik. Bu benim için çok utanç verici. O bu konuda harika ama ben... Anlıyorsun değil mi?" Erik yavaşça başını aşağı yukarı hareket ettirdi.

"Bilmesini istemiyorsan öğrenmesine gerek yok. Ama bunu sonsuza dek saklayamazsın."

"Yani ona artık arkadaş olduğumuzu söyleyebilir miyim? Merak etme, gerçekten öyle olmamıza gerek yok." Karşısındaki oğlan cevap olarak omuzlarını silkmişti.

"İstediğini söyleyebilirsin. Arkadaş veya..." Sanki söyleyeceği şeyi bir anda aptalca bulmuş gibi susmuştu.

Charles ne diyebileceğini tahmin edebiliyordu ve bu yine içine garip duyguların dolmaya başlamasına neden olmuştu. Ne kadar Erik'ten çekinse de ilk hareketi yapan o olduğu için bundan cesaret alıp biraz oyun oynamaya karar verdi. Birbirlerinden çok uzak oturmamalarına rağmen ona biraz daha yaklaşmış ve gözlerini biraz önce olduğu gibi onunkilere sabitlemişti. Ama durmadan kaçırılan gözlere bakmak zordu.

"Veya?" Elini araya mesafe koymak ister gibi göğsüne yerleştirdiğinde şaşırmıştı.

"Charles... Bana bunu yapma." Charles, elinin üstüne elini yerleştirecekken Erik hızlıca çekilmişti. Bu hareketi de onu şaşırtsa da gülümseyip aralarındaki mesafeyi neredeyse sıfıra indirdi.

"Bir şey yapmıyorum ki..." Erik'in yüzü daha önce karşılaşmadığı bin bir türlü ifadeye girerken bundan içten içe zevk alıyordu. Demek onu her zamanki donuk ifadesi dışında görmenin yolu buydu. Dudakları sürekli aralanıyor ama bir şey söyleyemeden geri kapanıyordu.

Charles'ın gözleri, hızlıca inip kalkan göğsüne indiğinde yaptığının biraz acımasızca olduğunu düşünmüştü. Erik gerçekten ona karşı yoğun duygular hissediyorsa şu an ona eziyet ediyor gibiydi. Bunun farkına vardığında yüzündeki sırıtış silinmiş ve geriye doğru çekilmişti. Erik'in de aynı zamanda yüzü düşmüş ve yine başını çevirmişti. Bu, gerçekten pişman olmasına neden olmuştu.

"Özür dilerim." Charles da artık ona bakamıyordu. Onu cidden kırmış olduğunu düşünüyordu. Ama bir an saçlarının arasında hissettiği el, başının onun göğsüne yaslanmasını sağladığında her şey yine farklı bir hal almıştı. Erik, yüzünü saçlarına gömmüş bir şekilde bir süre beklemiş ve son bir kez kokusunu içine çekerek ayrılmıştı. Charles ne ona karşılık vermek için kendini toparlayabilmiş ne de bakışları tekrar buluştuğunda şaşkınlığını gizleyebilmişti.

"Özür dilemene gerek yok. Ben..." Yine kafasını çevirdiğinde Charles bundan sonra ne geleceğini biliyor gibiydi. "Boş yere umutlanmanı istemiyorum. Burada uzun süre kalmayacağımı biliyorsun. Sonra görüşürüz." Bunu dedikten sonra, verdiği tepkiye bile bakmadan yerinden kalkıp gitmişti.

...

Bu halleri kavuşmalarından daha çok hoşuma gittiği için üzgün değilim💕

ve ukelerin yanaşması çok daha şirin geliyor awwe

I Want You By My Side // CherikHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin