"Burada ne kadar kalacaksın bilmiyorum ama günlerini kimseyle konuşmadan geçiremezsin, değil mi?" Emma sonunda ona hak vermiş olacak ki duraksamış ve Charles'a bakmıştı.
"Güzel. Gel de sana etrafı gezdireyim." deyip içeri doğru adımlayınca kız da peşinden çok da istekli olmayan adımlarla ilerlemişti.
"Eee neler yapıyormuşsunuz buralarda? Asıl onlardan bahset." Charles tekrar kıza dönüp gülmüştü.
"Babam büyük ihtimalle onu uslu durmanı tembihlemem için söyledi. Yoksa normal bir yatılı okul gibi burası. Sadece içerisinde pek de normal insanlar yok." Emma daha çok ilk dediğine şaşırmıştı.
"O senin baban mıydı?" Charles onu başını sallayarak cevaplamıştı.
"O zaman hayatın burada geçti demek, değil mi?" Oğlan bu sefer omuz silkmişti.
"Ben büyümeye başladığımda ve babam mutant olduğumu anladığında burayı bu hale getirmek için çok çabaladı. Tabi o da başta durumu kabullenememişti ama sert görüntüsünün altında oldukça merhametli biridir."
"Benim gibileri kurtarmasından merhametli olduğu belli ama arada bir gülümsemesi lazım." Charles ona cevap vermek yerine aklına bir şey gelmiş gibi kaşlarını kaldırmıştı.
"Bu arada... Özel olmayacaksa senin burada olma sebebin ne? Babam hapisten falan bahsetti."
"Ah, çok da önemli bir şey değil. Sadece insanlara sormadan bazı şeylerini ödünç aldım." Bunu derken imalı bir ses tonu kullanmıştı.
"Hırsızlık yaptın yani?" Bir anda açık açık söyleyince kız sanki ortamdaki havayı dağıtmak ister gibi elini havada sallamıştı.
"Beni yargılamaya kalkmazsın umarım. İhtiyacım olmasa böyle bir şey yapmam." Charles tekrar omuz silkip gülümsemişti.
"Merak etme, buradaki çoğu kişi seninle aynı şeyleri yaşadı. Daha beterlerini yapanlar bile var ama bunu konuşmak benim haddime değil." Oğlan bunu derken yüzündeki ifade solmuştu. Kız bunu fark edince yüzüne doğru eğilmişti.
"Ne oldu?"
"Charles. Her yerde seni arıyordum." Tanıdık sesi duyduklarında ikisi de o tarafa dönmüştü. Raven kaşları çatık bir şekilde ikisi arasında gözlerini gezdiriyordu.
"Raven, bu Emma. Okula yeni geldi." Bu sefer arkadaşı bir şeye canı sıkılmış gibi gözlerini kaçırmıştı.
"Biliyorum. Bay Xavier odama yatağını yerleştirtirken tanıştık." Charles şimdi yüzündeki sıkkın ifadeyi anlamıştı. Raven odasını paylaşmaktan hoşlanmazdı. Kız tekrar bakışlarını onlara çevirdikten sonra yaklaşmış ve çocuğun koluna elini yerleştirmişti.
"Biraz gelsene."
"Daha sonra konuşsak olmaz mı? Emma'ya etrafı gezdirmem lazım." Raven cevap vermek yerine sinirli bir nefes verip onlardan uzaklaşmıştı. Charles ise şaşkın şaşkın arkasından bakakalmıştı.
...
"Neden bu kadar sinirli gözüküyorsun?" Raven, onunla konuşan kişiyi beklemediği için şaşkınca pencereden bakışlarını çekip ona dönmüştü.
"Ben sinirli değilim, sen sinirlen asıl."
"Ne?" Kız cevap vermeden önce gözlerini devirip pencereye geri dönmüştü.
"Üç gündür benimle bile doğru düzgün konuşmuyor. Şuna bak." Erik ne demeye çalıştığını çözmek adına onun baktığı yere bakmıştı. Sonunda gözleri Charles'ı ve yanındaki sarışın kızı bulduğunda anlamıştı.
"Arkadaşını mı kıskanıyorsun?" Raven bunu düz bir ses tonuyla söylemesine daha da sinir olmuştu.
"Kıskanmıyorum. Kıskanması gereken ben değilim." derken yana doğru bir bakış atmıştı.
"Bence onun adına sevinmelisin. Yeni arkadaşıyla mutlu gözüküyor." dediğinde kız bakışlarını uzaklarda gülüşen iki gençten çatılmış kaşlarla onları izleyen oğlana çevirmişti. Bu görüntü biraz olsun eğlenmesini sağlamıştı. Erik ona bakıp sırıttığını gördüğünde mümkünmüş gibi kaşlarını daha fazla çattı.
"Ne var?"
"Bana diyorsun ama kendin pek sevinmiş gibi değilsin." Çocuğun yüzünü bir anlık şaşkın bir ifade kaplamıştı ama hemen ardından boğazını temizleyerek yüzündeki ifadeyi sildi.
"Ne demeye çalıştığını anlamadım. Kıskançlığın başına vurmuş senin." Bunları hızlıca söylemiş ve arkasını dönüp kızdan uzaklaşmaya başlamıştı. Ama arada camlardan dışarıya çaktırmamaya çalışarak bakışlar atması kızın bütün sıkıntısını unutarak gülmesini sağlamıştı.
...
Ay yıldım
ŞİMDİ OKUDUĞUN
I Want You By My Side // Cherik
FanficNe zaman bana ihtiyaç duyarsan orada olacağım. 🌈 #Cherik# 16.07.2018