Brian Xavier yatma saatinin geldiğini haber verircesine etrafta dolaşıp gençlere göz ucuyla baktığında herkes yavaş yavaş odalarına çekilmeye başlamıştı. Adam sadece oğlunu gördüğünde duraksamış ve ona yaklaşmıştı.
"Senden bir şey isteyeceğim Charles. Son zamanlarda kulağıma bir şeyler geliyor. Tahmin edebileceğin gibi Erik ile ilgili. Öğrencileri bir şeylere ikna etmeye çalışıyor gibi. Bunun doğru olup olmadığını öğrenmelisin. Ya da biliyorsan şimdi söyleyebilirsin." Babası az da olsa öfke belirtileri gösteriyordu ve bu Charles'ın hiç hoşuna gitmemişti. Erik'in şimdi gerçekten başı derde girmişti işte. İnsanlarla ne kadar ters düşerse düşsün Brian onun için bir kaçış yolu olabilirdi ama adam ondan ümidini kesmek üzereydi.
"Bilmiyorum. Yani... Eğer öyle bir şey yapıyorsa ne olur? Yaptığından değil ama ben buradaki gençlere güveniyorum hiçbirinin şu ana kadar büyük bir kabahati olmadı. Erik'e kanmaz onlar."
"Kendinden başka kimseye bu kadar güvenemezsin oğlum. Eğer doğruluk payı varsa Erik'i buradan uzaklaştırmalıyım." Charles kararsızca ne cevap vereceğini düşündü. Buradakilerin başını belaya sokmaması için onu ele verebilirdi ama içinde bir şeyler bunu yapmasını engelliyordu.
"Ben bu konuda bir şey bilmiyorum. Hem Erik pek sevilen biri değil, bilerek hakkında bunları uydurmuş olabilirler." Brian bu söylediklerine başını sallamakla yetinmişti ama hâlâ aklının karışık olduğu belliydi. Yine de oğluna "İyi geceler." deyip o odasına gidene kadar beklemişti.
Charles da babasına iyi geceler dileyip odasına gitmişti. Üzerini değiştirmek için ışığı açtığında penceresinin pervazına oturmuş onu bekleyen Erik'le karşılaşmıştı. Erik açık pencereden bacaklarını sarkıtmış bir şekilde oturmaya devam etmiş ve ne ses çıkarmış ne de ona dönüp bakmıştı. Charles şaşkın bir şekilde ona yaklaşıp sessizce yanına tırmandı. Aynı odayı paylaştıklarında da geceleri sık sık bu şekilde oturur ve Charles aynı şeyi yapmaya kalkınca ona kızardı, bu sefer bir şey dememişti.
"Ne yapıyorsun burada?"
"Eski odamı özleyemez miyim?" Charles da onun gibi dışarıya bakarak konuşmaya devam ederken omuzlarını silkti.
"Manzarayı özlesen anlarım ama bu odadan nefret ettiğini biliyorum."
"Evet, nefret ediyordum. Fazla büyük bir oda, bu kadar büyüğüne alışkın değilim. Yine de manzarası güzel." Charles sabırsızca kıpırdanınca Erik göz ucuyla ona bakmıştı.
"Oda hakkında konuşmaya gelmediğini tahmin edebiliyorum."
"Yeteneklerin üzerinde çalışıyor musun Charles?" Sonunda bakışlarını ona çevirmiş ve gözlerini ayırmadan onu izlemeye başlamıştı. Charles soru beklediği yerden olmasa da cevabı yüzünden başını önüne eğmiş ona bakmadan konuşmuştu.
"Neden soruyorsun?"
"Herkes kendini geliştirmek için ne kadar hevesli olduğunu belli ediyor ama senin bir kere bile bunun üzerine çalıştığına şahit olmadım. Diğer konularda gayet iyi olabilirsin ama sana verilmiş bir hediyeyi bir kenara kaldırmamalısın. Üstelik böyle paha biçilmez bir yeteneğin varsa."
"Ben..." Erik onun rahatsız olduğunu hissedebiliyordu.
"Üstüne gelmek istediğimden söylemiyorum sadece sebebini merak ettim." Charles bu sefer kaşlarını çatarak ona bakabilmişti.
"Neden birden benimle ilgilenir oldun ki şimdi? Takımına benim gibi biri mi gerekiyor yoksa?"
"Açık konuşmak gerekirse bir takım oluşturmaya falan çalışsam sana teklif etmezdim. O sefil insanlara karşı fazla merhametlisin. Sadece seni düşünüyordum." Erik'in ona böyle olumlu yaklaşması Charles'ın kafasını karıştırmıştı. Raven'ın söylediklerini hatırlamıştı. Erik her şey olabilirdi ama bir yalancı değildi. Özellikle de birine karşı hislerini söylerken.
"Bilmiyorum... Yapamıyorum, ne kadar denersem deneyeyim batırıyorum. Son zamanlarda hiçbir gelişme gösteremedim. Bu benim de canımı sıkıyor ama elimden bir şey gelmiyor."
"Bunu benden başka fark eden oldu mu?" Charles kafasını iki yana sallayarak cevap vermişti.
"Sana yardım edebilirim. Belki ihtiyacın olan biriyle birlikte çalışmaktır." Charles bu teklifi beklemiyordu. Ne kadar onun tamamen iyilik olsun diye yaptığını düşünmek istese de aklını kurcalayan bir şeyler vardı.
"Bunu niye yapasın ki?" Sorduğu soruyla karşısındaki oğlan sessizce ona bakmaya devam etti. Sanki bir cevap arıyor da bulamıyor gibiydi.
"Baban ışığı görürse hâlâ uyumadığını anlayabilir. Geç yatma konusunda çok katı biri. Daha sonra konuşuruz. İyi geceler." Cümleleri ardı ardına sıralayıp pervazdan indiği gibi odadan çıkmıştı. Bu, bu gece burada olmasından daha garip gelmişti Charles'a. Erik'in gerçekten sakladığı bir şeyler olmalıydı.
...
Erik fazla yumuşadı acilen onu psikopat moduna sokmalıyım olmaz böyle

ŞİMDİ OKUDUĞUN
I Want You By My Side // Cherik
FanfictionNe zaman bana ihtiyaç duyarsan orada olacağım. 🌈 #Cherik# 16.07.2018