Sumin'in Bakış Açısı
"Buraya gelmemizin iyi bir fikir olduğuna emin misin?"
Tek gözümü açıp Jongin'e baktım, "Konsantrasyonunu bozma!"
"Ama Sumin hasta olacaksın!"
Dayanamayıp gözlerimi tamamen açtım ve Jongin'e döndüm, "Beni düşünme, senin için buradayız." Tekrar gözlerimi kapatıp konsantre olmaya çalışıyordum ki Jongin tekrar seslendi,
"Ya ben hasta olursam?"
"O zaman Junmyeon'dan daha çok vitamin alırsın." dedim dikkatimi dağıtmamaya çalışarak. Birkaç dakika sessizlik oluştuktan sonra Jongin'in kardaki ayak seslerini duydum. Derin bir nefes verip gözlerimi açtım,
"Nereye gidiyorsun?" dedim pes etmiş bir şekilde.
Yakalanmanın etkisiyle yavaşça bana döndü, "Seni iz—" dedi ve duraksadı, "Sumin, bu soğukta neden yoga yapıyoruz?" diye sordu montunun fermuarını boğazına kadar çekerken. Kıkırdayıp ayağa kalktım,
"İnternette bir yazıda okumuştum. Kış günleri dışarıda yapılan yogalar insanın bilincini daha çok açıp terapi etkisi yaratıyormuş." Jongin, bu bilimsel açıklamamın üzerine kahkaha atmıştı. Gözlerimi kısıp Jongin'e dik dik baktım,
"Ne yani? Sen beni dövmeciye götürünce oluyor da, ben seni buraya getirince olmuyor mu?"
"İşe yaramadığını söyle." dedi bana yaklaşarak. Yanaklarımı basan ateşin etkisiyle geriye doğru adım atmak istedim ama Jongin, benden hızlı davranıp kolumdan tutmuştu,
"Omzun nasıl, iyileşti mi?" diye sordu birden. Soğuktan dolayı dudaklarından çıkan buharlar yüzüme çarpıyordu.
"Hunji, her akşam bizzat ilgileniyor ama konumuz bu değil."
"Çok ciddiyse doktora gidebiliriz."
"Hayır, o kadar kötü değil. Hunji birkaç krem al—Ama konumuz bu değil!" dedim hemen.
Alnıma düşen iri kar tanelerini silip tekrar kara oturdum. Derin bir iç çektikten sonra Jongin de yanıma gelmişti. İkimiz de odaklanmaya çalışarak eski pozisyonlarımızı aldık.
"İşe yarayanlar var mıymış bari?" diye sordu Jongin, tekrardan sessizliği bozarak. Bıkmış bir halde oturduğum yerde Jongin'e döndüm,
"Belki sende yarar."
"Sakın, bunu ilk deneyenlerin 'biz' olduğumuzu söyleme!" şaşkınlıkla gözlerini açtı, "Sumin! Bunu sen uydurdun değil mi?"
Gülmemi bastırmak için yanaklarımı ısırmaya başladım, "Şey.. Ama gerçekten soğuğun bilinci açtığını duymuştum! Bunu yogayla birleştirince 'double' yaparız diye düş—"
"Sumin!!"
Jongin bana doğru uzanıp beni ittirdi ve yüzümü kara gömdü. Buz gibi karın, yanaklarıma dokunmasıyla irkildim ve Jongin'in elinden kurtulmak için karın içinde çırpınmaya başladım. Neyse ki çok geçmeden Jongin, beni serbest bırakmayı tercih etmişti. Gülmekten gözlerimden yaşlar geldiğini fark etmemiştim bile..Yanaklarıma batan kar tanelerini temizlerken Jongin aniden bana doğru uzandı, bu sefer montuyla beni sarmıştı.
"Daha fazla üşümene izin veremem. " dedi ve beni omzuna yasladı. Üşüyen burnumu Jongin'in kürküne bastırdım.
"Aslında benim için en iyi terapinin ne olduğunu sen çok iyi biliyorsun." dedi Jongin, sessizliği bozarak. Kollarının arasından ayrılıp yüzüne baktım,
ŞİMDİ OKUDUĞUN
[✓] no glory «book 2»
Fanfiction"Demek beni seviyorsun.." Baekhyun sesimi duyunca başını eğdi ve gözlerime bakıp gülümsedi, "Ne kadarını duydun?" "Hepsini." dedim kısaca. "Nasıldı? Sence inandı mı?" diye sordu meraklı gözlerle. "Hmm..Sesin inandırıcı geliyordu bence." dedim dudak...