Y/N: Şarkıyı yineee ileridee yazdığım yerdee dinleyeebilirsiniz :)
2017, 5 MAYIS
Hunji'nin Bakış Açısı
Oturduğum parkta bir anda bastıran yağmuru şemsiyemin altından sakince izliyordum. Gökyüzünden düşünden her bir damla, tam önümdeki su birikintisine düşüp dalga dalga yayılıyordu.
Saat gece yarısına yaklaşmış olmalıydı..
Sumin Avrupa'dan döneli bir ay olmuştu..ve neredeyse bir aydır Baekhyun'dan uzaktaydım. Elbette toplantılar, pratikler, asansörde, Cafe'de karşılaşamalar oluyordu ama o zamanlar da bile yanımdayken yokluğunu hissedebiliyordum. O gün, ona kendisini kandırmamasını söylerken kendimi kandırmıştım aslında..
Düşünüyordum, düşünmemek için kendimi yoruyordum ama yine de düşüncelerimden uzaklaşamıyordum. Her şeyi hatırlamama rağmen Jin'in yanındaymış gibi davranmam hiçbir planımı yoluna sokmamıştı.
"Neden hala çözemiyorum bu işi?" diye fısıldadım kendime. Başımı kaldırıp yanımdaki ağaca baktım. Baharın etkisiyle çıkan tazecik çiçekleri şimdi şiddetle yağan yağmurla yerlere döküyordu.
Şemsiyemin ucundan dizime düşen yağmur damlalarını fark ettiğim anda telefonum çalmaya başlamıştı. Arayanın Sumin olduğunu görünce kendi kendime gülümsedim. Bu saate kadar dışarıda olduğum için muhtemelen azar işitecektim,
"Neredesin?!!"
Sumin'in bağırışı karşısında telefonu kulağımdan uzaklaştırıp güldüm, "Dışarıdayım."
"Onu biliyorum, bütün şirketin altını üstüne getirdim."
"Şirket mi? Bu saatte ne işin var şirkette?"
"Sana gerçekten inanamıyorum.." sesinin ciddiyetine bakılırsa çok büyük bir şey unutmuştum, bu düşünceden rahatsız olup ayağa kalktım ve yavaş adımlarla yürümeye başladım.
"..gece yarısına bir saat kaldı ve sen hala ortalıkta yoksun. Üstelik Baekhyun'u da bulamıyorum çıldıracağım.."
Baekhyun'un ismini duyduğum an unuttuğum şeyin ne olduğunu hatırlayarak bağırdım. Kendime inanamayarak dişlerimi sıkarken birden arkamı döndüm ve ana yola doğru ilerlemeye başladım.
"Sanırım hatırladın ne olduğunu?"
"Evet Sumin hatırladım teşekkürler." Bir yandan da etrafta taksi arıyordum.
"O zaman çabucak şirkete gel. Baekhyun'u bulup çıkmamız lazım. Yarın Japonya'ya gidecekler, o yüzden de yurda erken dönecekler. Menajeri de iyice kızmaya başladı, sürekli Junmyeon'a bağırıyor."
"Tamam geliyorum, 10 dakikaya oradayım." dedim ve telefonu kapattıktan sonra sokağın sonunda gördüğüm taksiye koştum.
.............................................
Şirket binasına koşarak girdiğimde Eunmi ve Wendy'nin çığlığı beni karşılamıştı,
"Bu ne hal?"
Ne dediklerini anlamayıp kendimi kontrol etmek için üstüme baktığımda giydiğim elbisenin çamur içinde olduğunu gördüm. Yağmurlu bir günde acele etmenin cezası bu olmalıydı.
"Ben..hallederim bir şekilde." dedim tekrar kızlara bakarak, "Sumin'i gördünüz mü?"
"En son Yixing'e, bütün tuvaletlere girip Baekhyun'u bulmasını söylüyordu." dedi Wendy bana bakıp kıkırdayarak.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
[✓] no glory «book 2»
Fanfiction"Demek beni seviyorsun.." Baekhyun sesimi duyunca başını eğdi ve gözlerime bakıp gülümsedi, "Ne kadarını duydun?" "Hepsini." dedim kısaca. "Nasıldı? Sence inandı mı?" diye sordu meraklı gözlerle. "Hmm..Sesin inandırıcı geliyordu bence." dedim dudak...