Hunji'nin Bakış Açısı
O olaylı yemeğin üstünden neredeyse bir ay geçmişti.
İki grubun üyeleri bir ay içinde 3 kere bir araya gelip pratik yapmışlardı ama Jongin'le Jimin bir kere bile yan yana gelmemişlerdi. Sumin'le bunun üzerine çok defa konuşma fırsatımız olmuştu ama konuşmalarımız her seferinde sonuçsuz kalmıştı: Jongin ve Jimin neden tartışıyorlardı?
"Acaba bugün nasıl olacaklar?" diye sordu Sumin, önündeki koridoru izlerken. Dans pratiği yapmak için kızların gelmesini beklerken koridordaki pencerenin önünde konuşuyorduk.
"Bilmiyorum." dedim burnumu çekerek. Sanırım hafiften grip oluyordum, havalar bir anda çok soğumuştu.
"Sence...ya da neyse." diyip sustu Sumin birden. İçimi bir merak kaplamıştı bile. Hayatta yarım bıraktıramazdım cümlesini. Kafamı çevirip Sumin'e doğru eğildim, "Söyle.."
"Sence..Kız meselesi midir?" sesi ciddi geliyordu. Birden güldüm, "Kendinin olduğunu düşünmüyorsun değil mi?"
Sumin ani bir sinirle yüzüme baktı, gözlerinden ateş fışkırıyordu, kesinlikle yanlış bir şey söylemiştim,
"Sence ben kendimi mi kastediyorum? Saçmalama." dedi sinirli bir şekilde.
"Ne bileyim?" dedim ve sessizce köşeme çekildim. O esnada yanımızda duran asansörün kapısı açıldı ve içinden Yoora ile Eunmi inip yanımıza geldiler.
"Kızlar çok üzgünüz geç kaldık." dedi Eunmi önümde durup. Yoora nedense çok heyecanlı görünüyordu.
"Biliyor musunuz?.." dedi ellerini tutarak, "..gelirken stilistlerden biriyle karşılaştık. Birkaç saat sonra bizi bekliyor olacak. Kıyafetler için ölçü alacakmış." dedi. Meraklanıp gözlerimi kıstım,
"Şimdiden mi? Daha 4 ay var."
"Demek ki bu işler böyle yürütülüyor." dedi Sumin ifadesiz bir şekilde. Bana olan siniri geçmemişti. Biraz durup kendi kendime düşündükten sonra tekrar Yoora'ya döndüm,
"Umarım Barbie gibi giydirmezler bizi." dedim üzülerek.
"Hayır hayır. Örneklerini gösterdi. Aslında hiphop için daha uygun bir tarz gibi görünüyor ama..biz her şekilde güzel görünürüz." diyip güldü. O sırada koreografımızın da gelmesiyle birden olduğumuz yerden kalktık ve dans pratik odasına girdik.
................................................
Yorgunluktan kıpkırmızı olmuş yüzüme bakıp elimdeki havluyla ensemi kurulamaya başladım. Bütün eşyalarını toparlayıp çantasını alan Eunmi bana seslendi, "Hadi, stilistin yanına gideceğiz." Tamam anlamında kafamı salladıktan sonra yerdeki su şişemi de alıp kızların peşine düştüm.
Arkamda beni takip eden Sumin'le beraber tam odadan çıkacağım sırada Baekhyun'un asık yüzüyle karşılaştım, demek ki BTS ile şimdi pratik yapacaklardı. Kapıda benimle karşılaşınca birden gülümsedi. Ayaküstü biraz konuşmayı düşünüp kızlara gitmelerini işaret ettim ve sonra Baekhyun'a döndüm,
"Neden suratın asık söyle bakalım?" Sorumu daha yeni bitirmiştim ki odaya dudağı patlamış bir şekilde Jongin girdi.
"Jongin!" dedi Sumin telaşla, sonra da hızla Jongin'in peşinden gitti. Sumin arkasını döndüğü sırada odaya giren bir kişi daha vardı, yüzündeki çürüklere buz tutarak topallayan Jimin. Gördüğüm manzara karşısında şaşırarak elimi Jimin'e uzattım ve kolundan tutup durdurdum,
"Jimin ne bu hal?" Sumin birden arkasını döndü ve Jimin'in daha kötü bir halde olduğunu gördü. Jimin kafasını yerden kaldırmıyordu.
"Önemli bir şey değil." dedi sessizce. Konuşurken canının yandığına yemin edebilirdim. Sumin bir süre sessizce Jimin'i izledikten sonra ona seslenen Jongin'i duyup yanına gitti. Bu kızın keçi inadı bir gün onu mahvedecekti ama ne zaman bilmiyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
[✓] no glory «book 2»
Fiksi Penggemar"Demek beni seviyorsun.." Baekhyun sesimi duyunca başını eğdi ve gözlerime bakıp gülümsedi, "Ne kadarını duydun?" "Hepsini." dedim kısaca. "Nasıldı? Sence inandı mı?" diye sordu meraklı gözlerle. "Hmm..Sesin inandırıcı geliyordu bence." dedim dudak...