Şarkıyı ileride yazdığım yerde dinlemeye başlayın^^
Hunji'nin Bakış Açısı
Ayakta öylece kalan Sumin omuzlarından tuttum ve zorla da olsa yürüterek deri koltuğa oturttum. Kendim de yanına oturduktan saçlarını okşayarak yüzüne baktım.
"Özür dilerim Sumin. Sadece..kayıt boş mu diye bakmak istemiştim.."
"Senin bir suçun yok.." dedi Sumin dalgın bir şekilde, "..öyle bir kayıt tuttuğumu ben bile bilmiyordum." dedi gittikçe kısılan sesiyle. O sırada stüdyonun açılan kapısından içeri Taemin girince ikimiz de istemsizce kapıya döndük.
"Jimin nereye gidiyordu? Seslendim ama dönmedi bile." diye sordu Taemin, çattığı kaşlarıyla. Göz ucuyla Sumin'e bakınca oldukça rahatsız olduğunu fark ettim ve oturduğum yerden kalkıp Taemin'in yanına gittim, kapıdan dışarı bakıyormuş gibi yaptım,
"Jimin burada mıydı? Neden buraya gelmedi ki? Ah bu gençler.." diyip geçiştirmeye çalıştım.
"Telefonumu buldum bu arada, devam edebiliriz."
"Aslında..ben bugün çok yoruldum. Yarın devam etsek olur mu?" Sumin'i yurda götürmem gerekiyordu. Zaten akşam olmuştu, daha fazla çalışmasak göze batmazdı.
"Yarın.." diyip düşündü Taemin, "..yarın olmayabilir ama ertesi gün ayarlayabilirim."
"Tamamdır." diyip stüdyodaki eşyalarımı hızla toparladım ve Taemin'e de iyi akşamlar diledikten sonra Sumin'le beraber yurda gitmek için çıktık.
......................................................
2017, 17 Şubat
Kucağımda tuttuğum kurutulmuş meyvelerle dolu kaseden elma kurularını seçerken evin kapısı açıldı ve Sumin içeri girdi. Yine üstünde büyük bir yorgunluk vardı. Ayaklarını sürüyerek yanıma geldikten sonra kendini yanımdaki boş yere bıraktı.
"Bugün son gündü." dedi derin bir nefes verdikten sonra.
"Ne için?"
"Yarın Jimin provalara dönecek. Bu sefer de ben olmayacağım..Üzgün olduğumu söylemeye bile fırsatım olmadı." Önündeki sehpanın üzerinde duran dergilere bakışlarını kilitlemişti. Kucağımda tuttuğum kaseyi ona doğru uzattım,
"Yer misin?"
Sumin birden dönüp kasenin içindekilere baktı ve gülümsedi, "Diyettesin ha?"
"Hayır değilim. Her zamanki halim. Sağlıklı besleniyorum." dedim kaseyi Sumin'den çekerek.
"Komiksin." dedi ve kahkaha attı. O sırada koltuğun üstündeki telefonum çalmaya başladı. Kimin aradığını görmek için göz ucuyla bakmaya çalışırken Sumin telefonumu eline aldı gülümseyip bana uzattı,
"Seninki arıyor."
"Çok ayıp." dedim gözlerimi devirerek. Sonra da uzanıp telefonu aldığım gibi açtım,
"Alo?"
"Hunji..Nasılsın?"
"İyiyim..Sen nasılsın? Manila nasıl?" diye sordum, sonra da kolumdaki saatte baktım.
"Wow..EXO-L'ler harika." Sesi çok neşeli geliyordu. Arkadaki sesler yüzünden telefonu kulağıma yapıştırmak zorunda kalmıştım.
"Neredesin şimdi?"
"Konserde.."
"Beni konserin ortasında mı arıyorsun?"
"Şimdi Sehun'un sahnesi var. Biz de arka tarafta hazırlanıyoruz.." diyip duraksadı. Sesinin bu tonu hiç hoşuma gitmemişti. Yerimden kalktım ve kimsenin olmadığı mutfağa doğru ilerledim,
ŞİMDİ OKUDUĞUN
[✓] no glory «book 2»
Fanfiction"Demek beni seviyorsun.." Baekhyun sesimi duyunca başını eğdi ve gözlerime bakıp gülümsedi, "Ne kadarını duydun?" "Hepsini." dedim kısaca. "Nasıldı? Sence inandı mı?" diye sordu meraklı gözlerle. "Hmm..Sesin inandırıcı geliyordu bence." dedim dudak...