Bölüm 47

177 14 23
                                    

Y/N: Şarkıyı ileride yazdığım yerde dinleyebilirsiniz. Keyifli okumalar.

Hunji'nin Bakış Açısı

"Hepsi benim yüzümden. Bu işe hiç girişmemeliydik. Beni en başında kurtarmamalıydın. Ah Tanrım...bu şirkete gelmeseydin belki daha da mutlu olurdun.."

Rüya mı görüyordum yoksa uyanık mıydım hiçbir fikrim yoktu. Kendimi sakinleştirip ne olduğunu çözmeye çalışsam da gerçekle rüyayı ayırt edemiyordum. Gözlerimi açmak için kendimi zorluyordum. Sanki vücudumda sadece nefes almama yetecek kadar enerji vardı. Geriye kalanına ne olmuştu merak ediyordum.

En sonunda her şeyin bir rüya olduğuna kadar verip tekrar sessizliğe gömülmeye karar vermiştim. O sırada birisinin elimi tutmasıyla parmak uçlarıma kadar ürperdim. Bu his neden bu kadar tanıdıktı?

"Seni bırakmak istemedim. Yemin ederim istemedim. Eğer seni kaybetseydim..nasıl yaşardım bilmiyorum."

Sesin sahibinin Baekhyun olduğunu fark edince çok şaşırmıştım ama ne yazık ki tepki veremiyordum. Baekhyun'un neden burada olduğunu düşünürken kapının açılma sesini duydum. O sırada ellerimi tutan eller birden çekilmişti. Sessizce ilerleyen ayak sesleri başucumda durdu,

"Acıkmışsındır." Bu ses Sumin'indi. Sesini duyunca içimdeki huzursuz hisleri kovuşturmaya çalışıp kendimi uyanmaya zorladım.

"Teşekkürler ama yiyebileceğimi sanmıyorum." dedi Baekhyun o sırada. Sumin, Baekhyun'a yemesi için her ne önerdiyse çok güzel kokuyordu. O anda acıktığımı anlayıp hüzünlenmiştim.

Kendimi biraz daha zorlayıp gözümü açmaya çalıştım ama olmuyordu, yapamıyordum. Uyanmak neden bu kadar zordu? Son günlerde çok çalışmıştım, zihinsel olarak da bedensel olarak da çok yorgundum. Belki de bütün bunların yan etkisini gösteriyordum. Son bir güç birikintisiyle uyanmaya çalışırken parmağımı hafifçe kıpırdattığımı fark ettim.

"Hunji?"

Sumin de hareketimi fark etmiş olmalıydı, demek ki uyanıyordum. Sumin'in sesinden güç alarak kendimi daha da zorladım. Birden gözüme yüksek dozda ışık çarpınca gözlerimi kısmak zorunda kaldım.

"Nihayet gözlerini açtın Hunji." diyerek kendi kendimi tebrik ederken Sumin elimi tuttu,

"H-Hunji iyi misin? Nefes alabiliyor musun?" diye sordu endişeyle. Odamda uyanmayı beklerken bembeyaz, boş bir odada uyanmıştım. Neler döndüğüne bir anlam veremeyip Sumin'e baktım,

"Ben..Neredeyim?" Tekrar uyumamak için kendimi zorlarken Sumin bana gülümsedi,

"H-hastanedeyiz. Havuza düştün. Partideyken. Bir kaza oldu.." dedi ve başını eğdi.

"Parti mi? Ne partisi?"

"JYP'nin partisi.." Baekhyun'un sesini duyunca biraz önce duyduklarımın rüya olmadığını anlayıp Baekhyun'a döndüm.

"Sunbae-nimAHH!" 

Başımla Baekhyun'a selam vermeye çalışmıştım ama bütün vücudum dehşet verici bir şekilde ağrıyordu. Sumin'in şaşkın bir şekilde "Sunbae mi?" dediği anda kapı tıklatılmıştı. Ağrıyan boynumu zorlamamaya çalışarak göz ucuyla kapıya baktım. Kapı açıldığında içeri giren Jimin'di.

"Sumin kıyafetlerini getird—Hunji?!" Jimin, yüzündeki gülümsemeyle birlikte yatağımın ucuna kadar gelmişti.

"Çok korktuk. İyisin değil mi?" dedi Jimin elindeki çantayı koltuğun üstüne bırakırken.

"İyiyim Jimin.." Gücümün yettiği kadar konuşabilmiştim. 

O sırada Jimin'in kapatmayı unuttuğu kapının kenarından içeri bakmaya çalışan kişiyi görünce kalbim heyecandan yerinden çıkacak gibi atmaya başlamıştı.

[✓] no glory «book 2»Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin