Hunji'nin Bakış Açısı
Sumin Jongin'le beraber yemeğe gitmek için yerinden kalktığında diğerleri de kalkıp kendi işlerini halletmeye gitmişlerdi. Baekhyun'la ikimiz olduğumuz yerde kalmıştık. Drama dersim için bir saatim vardı, o yüzden ne yapacağımı bilemeyerek telefonumu elime aldım ve rastgele dolaşmaya başladım.
Naver'da aranma sıramız gittikçe düşüyordu ki bu kesinlikle iyi bir şeydi. Şirketin 'ilişkimizi' açıklamasının ardından bütün gün telefonum susmamıştı. Netizen yorumlarının ardı arkası gelmiyordu. Attığımız her adım için bile çok kırıcı şeyler yazıyorlardı.
Kendi kendime bunları düşünürken yine bir pann sayfasına girdiğimi fark etmemiştim bile. En popüler yorumlar yine HUNBAEK hakkında yapılmıştı. Sırtımı duvara yaslayarak yorumları okumaya başladım:
(+73 -12) Heol kkkk bu skandalcı Hunji değil mi? Bunlar daha ne kadar skandal istiyor?
(+61 -35) Ah~SM tam bir fiyasko, tekme atıp göndereceği yerde şimdi de ailesine mi katacak?
(+60 -19) Düğünlerine çağırsınlar giderimㅋㅋㅋㅋㅋEğlenceli olacaktır.
(+52 -10) Gerçekten çok iyiler.Şirketler değerini bilemiyor. Kötü kader dedikleri bu mu ㅠㅠ
(+58 -13) Baekhyun ve Hunji mi? Tam skandal makinesi olurdu. Şaka değil mi ㅎㅎ
Bütün bu yorumlara alışmaya çalışıyordum. Kesinlikle canımı çok yakıyordu ama alışmak zorundaydım. En sonunda okumaktan vazgeçip ekranı kilitleyeceğim sırada bir yorum gözüme çarptı. Telefonu yan çevirip yorumu yakınlaştırdım. Öncesinde Baekhyun'un bu sabah şirkete gelirken ki fotoğrafları vardı. Dün olanlar yüzünden çok yorgun ve soluk görünüyordu:
(+198 -77) Baekhyun'un halini görüyor musunuz ㅠㅠ Master-nim Baekhyun oppanın son zamanlarda üzgün olduğunu söylüyordu. Hunji yüzünden depresyonda olmalı ㅋㅋ Hunji ile olacağına kendini öldürse daha iyi~
O sırada Baekhyun birden elime uzandı ve telefonumu aldı,
"Neden okuyorsun ki bunları?" Kızmış gibi görünmüyordu ama yine de iyi hissetmemiştim.
"Önemli değil Baekhyun. Alıştım biliyorsun."
"Ben bile alışamamışken?" dedi ve tek kaşını kaldırıp bana baktı, haklıydı. Şefkatle gülümseyip omzunu işaret etti,
"Yatsana?"
"Sen yat asıl! Şu gözlerinin altına bak. Senin yüzünden beni suçluyorlar. Sana iyi bakamıyorum." dedim komik bir isyanla. Baekhyun ise söylediklerimi yanlış anlamış olmalıydı ki sadece "Özür dilerim." demekle yetindi.
Baekhyun'u daha fazla üzmemek için hafif bir yorgunlukla başımı omzuna koydum. O da başını başımın üstüne koydu ve bir süre öylece durduk. Sonrasında kendi kendime düşünmeye başladım, fanlar da en sonunda Baekhyun'un depresif halini çözmüşlerdi ama bu halinden beni sorumlu tutuyorlardı. İşin aslını bilmeden yargılamak, insanlar için neden bu kadar kolaydı ki? Baekhyun'un bir daha öyle bir şey yaşamasına izin veremezdim. Neden kendine zarar vermek istediğini tam olarak bilmesem de bir şekilde destek olmalıydım. Üyelerin de desteğiyle beraber atlatacağını umuyordum.
"Ölmek istemiyorum. Yaşamak istiyorum." dedi Baekhyun birden.
"Ne?" şaşırıp kafamı kaldırdım.
"Ölmek istemiyorum. Panik istemiyorum, korku istemiyorum. İçimdeki bu dürtüyü istemiyorum. Denizi koklamak, kuşları dinlemek istiyorum." dedi gözlerimin içine bakarak. Gerçekten neyi istediği görüyordum. Aniden içime mutluluk dolmuştu. Tüm bedenimle Baekhyun'a doğru döndüm,
ŞİMDİ OKUDUĞUN
[✓] no glory «book 2»
Fiksi Penggemar"Demek beni seviyorsun.." Baekhyun sesimi duyunca başını eğdi ve gözlerime bakıp gülümsedi, "Ne kadarını duydun?" "Hepsini." dedim kısaca. "Nasıldı? Sence inandı mı?" diye sordu meraklı gözlerle. "Hmm..Sesin inandırıcı geliyordu bence." dedim dudak...