Y/N: Bölümü multimedyadaki şarkıyla okuyabilirsiniz.
Jin'in Bakış Açısı
Giyinme odasına girdiğimde kendimi direkt makyaj masasının karşısındaki sandalyeye bıraktım. Çalışanlardan biri yanıma gelip makyajımı temizlemek için pamuğa temizleyici döktü,
"Seokjin-ah..Gözlerini kapat." Çalışanı dinleyip kafamı salladım ve gözlerimi kapattım ama gözümün önünde sadece bir sahne vardı: Baekhyun'un Hunji'yi öpüşü.
Boğazımdaki acı tatla birlikte birden gözlerimi açtım. Dikkatimi dağıtmak için arkamı dönüp odaya baktım, herkes kendi işindeydi.
"Jin.. Böyle yaparsan makyajını nasıl temizleyeceğim?" O sırada omzumda bir el belirdi.
"Bize biraz izin verseniz?" dedi Jungkook ve yanımdaki sandalyeye oturdu. Çalışanın gidişini izledikten sonra bana döndü,
"Hyung.."
"Biliyorum. Hepsi benim suçum."
"Öyle demeyecektim biliyorsun." Konuşmak için nefes aldım fakat o sırada yanıma Jimin geldi.
"Hyung.." dedi gülerek, "..sormayacağıma kendime söz vermiştim ama dayanamadım. Sahneye çıkmadan önce sorduğun bilmecenin cevabı neydi?" dedi. Gülmesini tutamayıp işaret parmağıyla burnunun ucunu kaşıyarak cevabımı bekledi ama ben ne sorduğumu bile hatırlamıyordum.
"Jimin hyung, şimdi bunun zamanı değil." dedi Jungkook oturduğu yerden.
"Hadi ama çok merak ettim." diyip Jungkook'un yanına sandalye çekip oturdu.
"Hyung! Şimdi sırası değil dedim."
Elimi Jungkook'a doğru salladım, "Önemli değil, zaten ne sorduğumu hatırlamıyorum. Başka zaman hatırlatırsın Jimin." dedim sakin kalmaya çalışarak. Jimin'in yüzü ciddileşmişti.
"Hyung, ne oldu? İyi görünmüyorsun."
Jimin'e döndüm. Jungkook durdurmak için ayağa kalktı ama beni tutmasına fırsat vermeden önümdeki makyaj masasına yumruğumla vurdum.
Vurmanın etkisiyle bütün göz kalemleri ve fırçalar yere dökülmüştü. Odadakiler korkuyla bize dönmüş bekliyorlardı. Telefonumu aldığım gibi odanın kapısını açtım,
"Ben şirkete dönüyorum."
................................................
Şirkete kadar müzik dinleyip kendimi meşgul ederek gelmiştim. Şimdiyse Hunji'yi en son gördüğüm yerdeydim: Bang PD'nin odasının önünde. Bir süre olduğum yerde durup onu hayal ettim, odadan son kez çıkışını, güçsüz bir şekilde Sumin'e sarılışını.. Kendimi toparlayıp saçma bir şey yapmamak için dişlerimi sıktım ve dans odasına doğru ilerledim.
Geldiğim oda Hunji'nin Fire dans pratik videomuzu çektiği dans odasıydı.
"Lanet olsun!"
Baktığım her köşede ondan izler vardı. Düşünmemek için baktığım pencerede bile, kışın karla oynarken Hunji'nin bana kartopu fırlatışını görüyordum.
"Hepsi benim suçum!" diyip ellerimle saçlarımı karıştırdım. Odada deli gibi döndükten sonra yapacak bir şey bulamayıp yere oturdum.
Ne kadar süre böyle kaldığımı bilmiyordum ama odanın kapısı açıldığında havanın karardığını ancak fark edebilmiştim.
"Hyung..Gelebilir miyim?"
"Gel Jimin..gel" benden korkmasına gerek yoktu.
"Ne yapıyorsun burada. Herkes yurda gitti."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
[✓] no glory «book 2»
Fiksi Penggemar"Demek beni seviyorsun.." Baekhyun sesimi duyunca başını eğdi ve gözlerime bakıp gülümsedi, "Ne kadarını duydun?" "Hepsini." dedim kısaca. "Nasıldı? Sence inandı mı?" diye sordu meraklı gözlerle. "Hmm..Sesin inandırıcı geliyordu bence." dedim dudak...