Hunji'nin Bakış Açısı
Baekhyun'un verdiği kahveden bir yudum bile alamadan yerimde öylece oturuyordum. Kafamda milyonlarca soruyla önümde dans edenlerin ayaklarını izlemeye devam ettim.
"Sanırım sen kahveni soğuk seviyorsun. Not ettim." Başımı kaldırıp baktığımda Baekhyun'un yanı başımda dikildiğini gördüm.
"Sıcak da severim ama birazcık soğumasını istedim." diyerek yalan söyledim. Baekhyun yalan söylediğimi anlayarak kaşlarını çattı.
"Bir..sorun mu var?"
"S-sorun mu? Ah hayır." Bir yalan daha. Yine inanmamıştı ama üstelemedi.
"Peki..Öyle diyorsan." diyip dans pratiğini izlemeye koyuldu. Baekhyun'un daha fazla dikkatini çekmemek için kahvemden bir yudum aldım. O sırada dans odasının kapısı açıldı ve içeriye elinde dört kahveyle Doyoung girdi.
"Sumin! Kahven." diyip elindekileri işaret etti. Sumin'in burada zorlandığını tahmin edebiliyordum ama ilk günden onu kollayan birilerinin olması beni çok mutlu etmişti.
Jongin'in yanında Kun, Taeyong ve Eunmi'yle beraber pratik yapmaya başlayan Sumin birden arkasını döndü ve Doyoung'a gülümseyip kahvesini almak üzere ona doğru bir adım attı.
"Pratiğini bırakıp gidemezsin!" diye gürledi bir ses.
Jongin pratiği bırakıp nefes nefese kalmış bir şekilde Sumin'e bakıyordu. Sumin ne olduğunu anlayamadan tekrar arkasını dönüp Jongin'i o halde görünce afalladı. Ben de ayağa kalkıp müdahale etmek üzereyken araya Chanyeol girdi,
"Hemen yüklenme. Acelemiz yok zaten."
"Disiplin gerekli hyung." dedi Jongin beklemeden.
"Zamanla o da olur. Sen şimdi işine bak." Chanyeol'un bu tarz bir kişiliğinin olduğunu tahmin etmiyordum ama herkese yetiyor olması beni çok rahatlatmıştı.
Doyoung'un elinden kahvesini alan Sumin mahcup bir şekilde yanıma oturdu. Baekhyun ise hala yanımda ayakta duruyordu. Kahvemden bir yudum aldıktan sonra içmeyi yine unutmuştum. Baekhyun da bunu fark etmiş olacaktı ki hemen yanıma diz çöktü,
"Hunji..İyi misin?" Biraz duraksayıp cevap verdim, "İyiyim."
"Benimle 2 dakikalığına gelir misin?" dedi ve ayağa kalktı. Önce şaşırarak kalkışını izledim. Sonra da gelmem için başıyla işaret edince yerimden kalktım ve çantamı Sumin'e bırakarak sadece telefonumla onu takip ettim.
Olduğumuz kattan inip SUM Cafe'de bizim ve çalışanlar için ayrılmış bölüme geçtik. 2 dakikalık konuşma için buraya gelmemiz fazlaydı ama yine de Baekhyun'la konuşma fırsatım olacağı için bir şey demedim. Sessizce yerimize oturduktan sonra Baekhyun konuşmamı bekleyen bir ifadeyle gözlerime baktı.
"Evet?" dedim kafamı sallayarak.
"Bekliyorum."
"Neyi?"
"Konuşmanı."
"Neyi konuşmamı?"
Baekhyun birden gülmeye başladı. Gülmesini durduramayınca eliyle ağzını kapattı. Gülüşü Taehyung'a benziyordu ama sonradan bu benzetmeyi yaptığım için kendime kızıp tırnaklarımla oynamaya başladım.
"Sorun ne? Burada mutlu değil misin?" Sorusu şaşırtmıştı.
"Ah hayır..Yani daha yeni başladık ama..Sevdim sanırım burayı." dedim.
"Sevindim. Normalde başka stajyer aradıklarından haberim yoktu, şaşırdım." dedi ciddi görünmeye çalışarak.
"Baekhyun..Ben..Biz biliyoruz." dedim hafifçe gülümseyerek.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
[✓] no glory «book 2»
Fanfic"Demek beni seviyorsun.." Baekhyun sesimi duyunca başını eğdi ve gözlerime bakıp gülümsedi, "Ne kadarını duydun?" "Hepsini." dedim kısaca. "Nasıldı? Sence inandı mı?" diye sordu meraklı gözlerle. "Hmm..Sesin inandırıcı geliyordu bence." dedim dudak...